İSRAİL’i ne kadar yersek, ne kadar kötülesek, vahşete ne kadar lanet okusak azdır.
Yapılanlar, insanlık suçudur.
Düşmanca davranışı ile İsrail, Türkiye’nin dostluğunu kaybetmiştir. Canilik, haydutluk, alçaklık, rezillik, gaddarlık gibi sıfatların hepsi İsrail hükümetinin suratına ur gibi yapışıp kalmıştır. Bunların hepsi tamam... Ancak, bizimkilerin hiç hatası yok mu? İnsani yardım diye gemiler yola çıkıyor. İsrail “Gelmeyin, vururum” diye tehdit ediyor. İnadına gidiyorlar. Hadi, gittiler diyelim... Peki tehditlere karşı neden önlem alınmadı? Neden gerekli diplomatik çalışmalar yapılmadı? Neden Birleşmiş Milletler refakati istenmedi? Neden gemilere koruma verilmedi? O zaman İsrail, uluslararası sularda böyle bir korsanlığa cesaret edebilir miydi? “İnsani yardım” filosunu düzenleyen kim? İnsani Yardım Vakfı’nın Hamas ve El Kaide gibi örgütlerle yakınlığı biliniyor. İsrail, özellikle Hamas’a “can düşmanı” olarak bakıyor. Böyle bir ortamda gemiler denize korumasız salınır mı? * * * İsrail’in yaptığı Türkiye’yi hiçe saymak, bilinçli olarak saldırıp Türkiye’ye meydan okumaktır. Türk devleti bu olayla yaralanmıştır. Erdoğan, bu nedenle çok ağır konuştu. İyi de... Yaptırımı olmadıktan sonra, kuru tehdidin ne faydası var? Bizimkiler kınamaktan, sert laflar etmekten başka ne yapabilir? Ağababası Amerika’ya güvenen “Ortadoğu’nun kabadayısı İsrail” herkese kafa tutmaya devam ediyor! Arkasında çifte standartlı Amerika olduğu sürece, bu katil devleti kim cezalandırabilir ki? ABD vahşete destek verdikçe, İsrail’in zor durumda kalması söz konusu olamaz! Ancak, Türkiye’nin dostluğunu kaybeden İsrail’in, ileride bunun sıkıntılarını göreceği kesindir! * * * Eleştiri ve lanetimiz, İsrail halkına değil, İsrail hükümetinedir. Haydut bir rejimdir bu! Şunu vurgulamakta yarar var: Yahudi kökenli Türk vatandaşları, olaylar nedeniyle endişe duymamalıdır. Başbakan Erdoğan’ın onlara güvence vermesi doğru olmuştur. Sergilenen vahşetten İsrail hükümeti sorumludur. Biz, Türkiye’deki Musevi Cemaati’ne sevgiyle, saygıyla yaklaşmaya devam ediyoruz. Onlar bizim kardeşimiz, dostumuz, arkadaşımızdır. Bu topraklarda kader birliği ettiğimiz, ülkemizi paylaştığımız Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıdır. * * * Türkiye, dışarıdan da, içeriden de vuruluyor! İktidarın izlediği politikalarda bir yanlışlık var. “Açılım” dediler, ülkeyi iyice böldüler... Açılımların sonucunda Ermeni lobileri daha da azıttı, PKK terör örgütü iyice şımarıp gemi azıya aldı. İçeride ve dışarıda vahşi saldırılar arttı! Cumhurbaşkanı Abdullah Gül “Güzel şeyler olacak” demişti. Onun bahsettiği “Güzel şeyler” bunlar mı? Teröristleri masum göstermenin, canileri sınırda törenle karşılamanın, katillere kahraman muamelesi yapmanın sonucu bu oldu, akan kanlar arttı! Son bir ayın bilançosu, durumun ne kadar acı olduğunu açıkça gösteriyor... Mayıs ayı içinde 23 şehit verdik! Son iki ayın bilançosu ise 34 şehit! Oysa, AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında terör sıfır noktasına inmişti. “Güzel şeyler olacak” beklentisi ülkeyi işte bu hale getirdi!