SAĞ gelenekten yetişen bir siyaset adamı olmasına rağmen bu seçimde ortanın solundaki CHP’den milletvekili adayı olan İlhan Kesici, "Gidişat iyi değil. Bu borçlarla yaşayamayız. Sağ-sol hesaplaşmasını bir yana bırakıp ülkeyi kurtarmamız gerek" diyor ve ekliyor:
"Düyun-u Umumiye geliyor, büyük tehlike kapıda!"
Nedir Düyun-u Umumiye?
Koca Osmanlı Devleti’nin batış sebeplerinden en önemlisidir. Sözcük "genel borçlar" anlamına gelir.
Osmanlı İmparatorluğu ilk dış borcu 1854’teki Kırım Savaşı’ndan sonra, savaşın açtığı yaraları sarmak için almıştı.
1299 yılında kurulan Osmanlı Devleti 555 yılborçsuz yaşamış, 19’uncu yüzyılın ikinci yarısından itibaren hızla borçlanmaya başlamış ve 68 yıliçinde tarih sahnesinden silinmişti.
* * *
Osmanlı’nın aldığı ilk borcu hep yeni borçlar izledi. İkinci Abdülhamid zamanına gelindiğinde devlet ağır dış borçlar altında tamamen ezilmiş durumdaydı.
1874’te devlet mali iflasın eşiğine geldi. Borçları değil, borçların faizlerini bile ödeyemiyordu. Avrupa devletlerinin tepkisi artmıştı. Yabancılar, Osmanlı’yı borç batağında boğmak istiyordu. Bunu da başardılar!
1879 yılına gelindiğinde hiçbir borç ödemesi yapamayan Osmanlı Devleti, alacaklılarıyla anlaşma yoluna gitti.
3 Ekim 1880 tarihinde Muharrem Kararnamesi ile devletin bazı mallar üzerinden aldığı vergi gelirleri yeni kurulan Düyun-u Umumiye İdaresi’ne bırakıldı.
Damga, alkollü içki, balık avı, tuz, tütün ve ipekten alınan vergilerin tüm geliri iç ve dış borçlara ayrıldı. Türk Maliye Bakanlığı devre dışı bırakılarak, bu vergileri toplama ve alacaklılara ödeme görevi de Düyun-u Umumiye İdaresi’ne verildi.
Düyun-u Umumiye İdare Meclisi, 7 üyeden oluştu. Üyelerin 2’si Türk, 5’i yabancı idi. (Bir İngiliz, bir Fransız, bir Alman, bir Avusturyalı ve bir İtalyan.)
Heyet üyeleri 5 yıl görev yapıyor, dış borçların tamamına yakını İngiliz ve Fransızlara ait olduğu için başkan yalnız onlardan seçiliyordu. Bu kuruluş, devlet içinde devlet olan ikinci bir maliye gibiydi. Ancak Türk dış borçlarının ödenmesi için başka imkán kalmamıştı.
Birçok gelirini Düyun-u Umumiye’ye bırakan devletin sıkıntıya düşmesi kaçınılmazdı. Memur ve asker maaşları bile iki ayda bir ödenmeye başlanmıştı.
3 Ekim 1880’den itibaren imparatorluğun batış yılı olan 1922’ye kadar fiilen görev yapan Düyun-u Umumiye İdaresi, Osmanlı’nın gelirlerine el koydu, alacaklı Avrupa devletlerine dağıttı. Gelirlerine el konulan koca imparatorluk, 42 yıl içinde batıp gitti. Düyun-u Umumiye 1928 yılında resmen kaldırıldı.
* * *
Türkiye Devleti şimdi de yeni bir Düyun-u Umumiye tehlikesinde. Büyük bir hızla borçlanıyoruz çünkü.
AKP iktidar olduğunda Türkiye’nin toplam borcu 222 milyar dolardı. Bugün 400 milyar dolar. İç borçtaki artış yüzde 114, dış borçtaki artış yüzde 64.
AKP iktidar olduğunda kişi başına düşen borcumuz 3187 dolardı. Bugün 5458 dolar. Doğan her çocuk bu miktar borçla doğuyor. Artış yüzde 71.
AKP iktidar olduğunda özel sektörün dışarıya borcu 44 milyar dolardı, bugünkü borcu 126 milyar dolar. Artış yüzde 187.
Akıllı olalım ve bu gidişi önleyelim, yoksa ülkemize yazık olacak!