OLAYLAR karşısında şaşırmamak elde değil. Herkesin ağzında bir “uzlaşı” lafıdır gidiyor ama Meclis’e sunulan “Anayasa Değişiklik Paketi”nde uzlaşmanın esamisi yok!
Evet, “Ben yaptım, oldu” dayatmasıyla da anayasa yapılabilir ama bu tartışmalı bir anayasa olur. Milletin anayasası olmaz! Uygar ülkelerde anayasa değişikliklerini, parlamentoların seçtiği tarafsız kuruluşlar hazırlar, çok sayıda katılımcı sağlanır, her kesimin görüşleri alınır. Bizde hazırlama işine partiler girince, birinin ak dediğine, öbürü kara diyor, işler karışıyor. * * * Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek arayarak, anayasa değişikliği konusunda pazartesi günü yazdığım eleştirileri ağır bulduğunu söyledi. Konuşurken zarafetini bozmadı. Ne de olsa deneyimli ve kibar bir siyaset adamı... “Evet” dedi, “Ben hak ve özgürlükler konusunda referandum olmaz, dedim. Bugün de sözlerimin arkasındayım. Şimdi, yapmak istediğimiz değişikliklerle hak ve özgürlükleri geri götürmüyoruz ki... Daha genişletmek istiyoruz. Anayasa’yı ileri standartlara taşımak amacındayız. Bazı itirazları da dikkate almış bulunuyoruz.” Sorumlu gazetecilik anlayışımın gereği, Cemil Çiçek’in bu sözlerini not ettikten sonra ona bazı sorular sordum. Çok tartışılan yüzde 10 seçim barajı ve milletvekili dokunulmazlığı gibi... * * * Kimse umutlanmasın! Yüzde 10 seçim barajı kaldırılmayacak! İktidarın böyle bir niyeti yok. Yalnız iktidar mı bunu istiyor? Hayır! CHP’nin de, MHP’nin de işine geliyor bu durum! Üç parti de çıkarları gereği, seçim barajının yüzde 10’da kalmasını destekliyor. Seçim barajı anayasa konusu değil. Partiler isterse bunu bir yasa ile beş dakikada kaldırabilir. “Demokrasi” deyince herkes kükrüyor ama ucu kendilerine dokununca hiçbir değişikliğe yanaşmıyorlar! Yüzde 10 seçim barajının kalkmasını sadece baraj altında kalan küçük partiler istiyor! * * * Cemil Çiçek’e, Venedik Komisyonu’nun “Türkiye’deki yüzde 10 seçim barajı çok yüksek ve demokrasinin önünde ciddi bir engel” şeklindeki kararını hatırlattım. Çiçek, “Venedik Komisyonu’nun kararları bağlayıcı değil, tavsiye niteliğindedir” dedi ve sözü Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne getirdi: “Yüzde 10 seçim barajı konusu AİHM’de görüşüldü ve mahkeme bunu Türkiye ile imzalanan sözleşmeye aykırı bulmadı. ‘Baraj, her ülkenin kendi bileceği iştir’ kararına vardı.. Eğer ülkede istikrar istiyorsak bu baraj devam etmelidir.” * * * “Ya dokunulmazlıklar? Suçluları korumayı sürdürecek misiniz?” diye sordum. Meclis’te 550 milletvekili var, suç dosyası sayısı 600’den fazla. Temiz milletvekillerini tenzih ederiz ama haklarında 8-10 suç dosyası olan milletvekilleri siyaseti karalıyor. Meclis bunları barındırmaya devam edecek mi? Cemil Çiçek “Devam edecek!” dedi ve anlattı: “Bugün ‘Dokunulmazlık kalksın’ diye feryat edenlere inanmayın siz... 1995’te, dokunulmazlığın kaldırılması için yaptığımız çalışmada bütün partilerin milletvekilleri yan çizdi. Bugün de böyle bir çalışma yapsak hiç biri ortada görünmez. Ayrıca ben, milletvekillerinin ikide bir hâkim karşısına çıkarılmasını doğru bulmam. Doğru olan, parlamenterlikleri bittikten sonra yargılanmalarıdır.”