Paylaş
Yeteri kadar üretemeden borçla yaşayan, bu nedenle dünyanın en borçlu ülkeleri arasında beşinci olan savurgan bir ülke...
Bu olumsuz tabloları gözler önüne serdiğimiz vakit bize kızanlar oluyor. Peki ne yapalım? Yalan mı söyleyelim? Bir süre sonra ortaya çıkacağı kesin olan yalanın utancıyla mı yaşayalım?
* * *
Evet, ülkenin öncelikli sorunu işsizlik ve açlıktır.
Kılıçdaroğlu ülkemizde, kötü, çirkin bir tuzaktan filizlenen taze bir başlangıçtır. Halkın çaresizliğini umuda çevirmek gerekiyor.
Kemal Kılıçdaroğlu, bir zamanlar Bülent Ecevit’in kullandığı “Beraber kazanacağız, hakça bölüşeceğiz” sloganını tekrarlarken, büyük sorunun bilincinde olduğunu gösteriyor. Şu anda fazla söze gerek yok. Olayların gelişmesini bekleyip göreceğiz.
Türkiye’nin karanlık gidişinin aydınlığa dönebileceği umudumu muhafaza ediyorum.
Artık Recep Tayyip Bey’in karşısında kolay yutulmayacak bir rakip var.
* * *
Ekonomik sıkıntılar, toplumda büyük travma yaratıyor.
Hemen her gün, gazetelerin üçüncü sayfa haberlerinde görüyoruz.
Hırsızlık olayları, cinayetler, fuhuş... İntiharlar, karısını ve çocuklarını koyun gibi doğrayan adamlar, düğün basıp her yanı kana bulayan çılgın âşıklar, bileziklerini almak için yeni gelini öldürüp kolunu kesen caniler... Ülkemiz büyük trajedilerin yaşandığı kanlı bir arenaya döndü.
Her gün, her 38 saniyede değişik bir suç işlendiği hesaplandı.
Ne arasanız var bu tiyatroda... Çoğu ürkütücü olaylar!
* * *
Elime, durumumuzu ayna gibi yansıtan ilginç bir istatistiğin rakamları geçti:
Ülkemizde 6 dakikada bir ev soyuluyor.
4 saatte bir cinayet işleniyor, 4 dakikada bir adam yaralanıyor.
4 saatte bir kadına, bir kıza veya bir erkek çocuğa tecavüz ediliyor.
7 dakikada bir otomobil çalınıyor. 18 dakikada bir yankesicilik yapılıyor.
60 dakikada bir çocuk kaçırılıyor, 41 dakikada bir kapkaç olayı yaşanıyor.
Kısacası suçlular ülkesi haline geldik!
* * *
İyi ki kriz teğet geçmiş! Ya teğet geçmeseydi halimiz ne olurdu?
İşsizlik ve ekonomik sıkıntılar, ülkede cinsel suçları ve fuhuşu da artırdı.
Büyük kentlerde, hava kararmaya başlarken yol kenarlarında boy gösteren hayat kadınlarının sayısında da gözle görünen bir artış var...
Bu durum, eski bir tarihte, muhalefet lideri olduğu yıllarda Demirel’in anlattığı bir fıkrayı hatırlattı bana... Demirel “Evet, bozuk ekonomi ahlakı yok eder, fuhuşu artırır. Bu da kötü yönetimin memlekete hediyesidir” demiş ve şu fıkrayı anlatmıştı:
* * *
Evin kızı, son zamanlarda pahalı ayakkabılar ve elbiseler giymeye başlayınca annesi merak edip “Kızım, bunları almak için parayı nereden buluyorsun?” diye sormuş.
Kız “Piyango bileti alıyorum anneciğim” demiş. “Biletime ikramiye çıkıyor!”
Birkaç gün geçmiş. Karlı, soğuk bir gün... Kız eve gelmiş. Üşüdüğü için bacaklarını açıp sobaya iyice yaklaşmış. Annesi telaş içinde: “Aman kızım” demiş. “Ateşe fazla yaklaşma, biletin yanacak!”
Paylaş