ÇİN’de, Uygur Türkleri de dahil olmak üzere, 56 etnik grup var.
Çin gezimizde, her dine mensup insanların, birbirlerinin inançlarına saygı göstererek yaşadığını, kimsenin kimseye karışmadığını gördük. Ateistler, Budistler, Hindular, Müslümanlar, Hıristiyanlar, Taoistler vs... Çinli Müslümanların sayısı 20 milyon. Çinlilerin “Sondan ikinci küçük eyaletimiz” dedikleri Xining kenti 5.5 milyon nüfusa sahip... Onların küçük dedikleri bu... Bizim ölçülerimize göre büyük bir kent. Xining Camii, 700 yıllık büyük bir yapı. Cami imamının adı Hacı Muhammed... Müslüman olmadan önceki adı Hu Deng Wen imiş. * * * İmam Hacı Muhammed’in dediğine göre, yalnız Xining eyaletinde 1300 cami var. Merkezdeki camide her gün 4 bin Müslüman Çinli namaz kılıyor. Cuma günleri ise, bir futbol sahasından büyük olan avlu, namaz kılan on binlerce Çinli Müslüman’la dolup taşıyor. Hacı Muhammed “Cuma namazına katılan din kardeşlerimizin sayısı 40 bini geçiyor” dedi. Muhalefetin olmadığı Çin’de, ülkeyi Çin Komünist Partisi yönetiyor ve parti din özgürlüğüne büyük önem veriyor. Diyorlar ki: “Kimseye baskı yok! Biz ülkede herkesin inancını serbest bıraktık. Dinin önemini biliyoruz. Bizim kuşağın diktiği ağacın gölgesinde gelecek kuşaklar serinleyecek.” Türkiye’de, bir türlü içimize sindiremediğimiz laik düzeni “Komünist Çinliler” çoktan kurmuş bile... Kavgaların anlamsızlığını anlatan bir Çin atasözü: “Neden birbirimizi öldürüyoruz ki? Biraz beklesek zaten kendiliğimizden öleceğiz!” * * * Pekin’de “Yijin Yuan Muslim Restaurant”a gittik. Türkçesi “Yeni Nesil Müslüman Lokantası” imiş... Domuz eti yok ama şarap dahil her şey var. Çin uzmanı olan TÜTAV Başkanı Kemal Baytaş anlattı: “Ben Çin’e sık sık gelirim. Birkaç yıl önce, bir lokantada önümüze getirilen içki şişesini görünce şoke olduk! Şişenin içinde ölü bir yılan vardı. ‘Bu nedir? Bu yılan suyu ne yapılır?’ diye şaşkınlıkla sorunca, Çinli yaşlı kadın lokantacı ‘Ben size en güzel ikramımı yaptım. Bu içki insana enerji verir, vücudu dinç yapar, her şeyi güzel gösterir’ dedi. Heyetteki arkadaşlardan biri, yaradana sığınıp yılanlı içkiden bir yudum aldı, sonra Çinli kadına bakarak ‘Haklısınız bayan’ dedi ‘Bir yudum içince sizi güzel görmeye başladım’. Yine bir Çin lokantasında ilginç bir olay yaşandı. Önümüze tabaklar içinde börekler getirilmişti. Arkadaşlardan biri böreği afiyetle yedikten sonra sordu: ‘Çok leziz bir şey. Adı nedir bunun?’ Çinli cevap verdi: ‘Köpek işemesi böreği’. ‘Köpek işemesi mi?’ diyen arkadaşımız, ağzındaki son lokmayı yutamadı! Çinlilerin yemek felsefesi ilginç... Diyorlar ki: Biz, havada uçan her şeyi yeriz, uçaktan başka... Biz denizde yüzen her şeyi yeriz, denizaltıdan başka... Biz karada 4 ayaklı her şeyi yeriz, masadan başka!” * * * Çinliler, gece-gündüz karıncalar gibi çalışıyor. Hep üretiyor, üretiyorlar. Hedefleri, 2011 yılında Amerika gibi dünya devini tahtından indirmek! Başarılarının formülü: Çalışmak, çalışmak, yine çalışmak! Çin atasözü: “Bir kişiye balık verirsen, o gün karnını doyurursun ama balık tutmasını öğretirsen, her gün karnını doyurursun!” Çinli devlet adamları, halklarına balık tutmayı öğretiyor.