Paylaş
Facebook sıra bekliyor. Sosyal medya adına ne varsa, insanların paylaşım yaptığı bütün alanlar tek tek kapatılıp sana “Sen düşünemezsin, senin bir fikrin olamaz” deniliyor
Kendimi bildim bileli hayatımdaki her şeyi internette hallediyorum. Alışverişi, dizi izlemeyi, tape izlemeyi, ‘köpeğim çok havlıyor’ meselesine çözüm aramayı, yemek tariflerini, alacağım bir ürünün yorumlarını... Hele akıllı telefonlar geldikten sonra, adres bulma, millete şirin kedi videoları izletme, bulunduğum sokaktaki evlerin kiralarını öğrenme...
Twitter gidince tabii, o programı indir, yok dns değiştir, yok başka ülkenin bilmem nesi derken zaten zamandan hızlı akan şarj, şap diye bitti. Günün yarısını telefonsuz geçirince, telefonumun aslında beynimin bir lopu olduğuna karar verdim. Navigasyonum orada, bankam telefonun içinde, haberler, anında yayın akışı, her boş kaldığımda sürekli elim telefona gidiyor. Hal böyle olunca, yıllardır (belli başlı dizilerin ilk bölümleri ve Müge Anlı hariç), açmadığım televizyonu açtım.
Haberler... Biz zamanında bu kadar yalana nasıl inanıyormuşuz hiç bilmiyorum. Bu kadar yanlı, bu kadar tarafını belli eden, bu kadar açık açık yalan söyleyen haber kanalı olabilir mi? Twitter’da okuduğum, haber sitelerine düşmüş hiçbir haber orada yok, internette kıyamet kopuyor ama televizyonu açtığın an ‘cennet vatan’...
Seçim reklamlarından gına geldi, adam İzmir için aday olmuş, reklamını İzmir’de çekmeye tenezzül bile etmemiş. Şarkı söyleyen siyasetçiler önce bir eğlenceli geldi ama her beş dakikada bir, el insaf!
Dizilerdeki karakterler huysuz şirin, bilge şirin, kadınsa aptal sarışın şirinden öteye gidemiyor. İçinde azıcık siyaset barındıran her şey, ya zamanının sağcı solcu davaları ya da onun da eskisi.
Şu an kıyamet kopuyor memlekette. Ama gündeme göre yazılan dizilerde o da yok! Korkunç bir olay gibi vermek zorunda değilsin ama ulusalcı bir komşuyla daha muhafazakâr bir ailenin komik olayları olsun mesela. Senin halkın bu çünkü, bunu konuşuyor şu an.
Siyasetten korkmamız zaten saçmalık, kendi ülkeni yönetecek adamı sen seçiyorsun ama bunun hakkında konuşamıyorsun. Ailemin beni arayıp, “O tweet’i sil, başın belaya girecek kızım” demesi kadar kötü bir şey var mı? Tamam, dokunulmazlık hakkınız var ama eleştirilemezlik hakkını kendinizde nasıl buluyorsunuz?
İnternete girin arkadaşlar, elinizden geldiğince internette durun. Merak ettiğiniz her şeyi oradan araştırın, gerekirse bir olay hakkında 10 ayrı makale okuyun. Siz tatmin olana kadar ‘o videoları’ izleyin, gazeteleri okuyun, bir de sizin görüşünüzden olmayan insanların ne düşündüğüne bakın. Alışveriş yapın, Beyonce’nin son albümünü dinleyin, klipleri izleyin. İlahi dinleyin, dizileri sezon sezon izleyin, modası geçti ama eski okul arkadaşlarınızı da bulun. Eski sevgililerinizin yeni sevgililerinin fotoğraflarını bulun... Başbakan topyekûn buraları kapatmadan; bakın, görün, izleyin... Bir de hâlâ vermemişseniz, kalkın gidin, oy verin!
Paylaş