Paylaş
- ‘Bak o eti böyle yiyeceksin’ciler...
Öff altı üstü bir kavurma işte, niye abartırsın? Yok sabah ezanından hemen sonra onu testinin içine koyacaksın da vay bahçede şöyle büyük ateş yakıp... Ohoooo o! Sar sunu lavaşın içine, ben öyle de gömerim! Bir de bunlar o hayvanın her zerresini kullanır, tırnağından tut, postunun üstünde duran siyah kıla kadar pişirecek bir yemeği vardır.
- Mangalcı dayı...
Günler önce bütün mangal takımını almış, hanıma domatesleri ince ince soydurmuş, olay bitse de bir parkta bahçede, iki yellesem diye heyecanlanan kişidir. O mangalın başında aldığı tadı, o adama başka hiçbir şey veremez.
- ‘Kan akıtacaksın kan’cılar...
“Biz bu sene kurbanımızı bağış olarak verdik” der demez bir akraba büyüğü hemen atlar: “Kan akıtılmadan sevap işlenmez, işte keseceğin hayvanı göreceksin” diye diye yaptığın iki hayırdan da seni soğuturlar. Bütün bayramı “Lan ya haklıysa, kabul olmadıysa?” diye içinde şüpheyle geçirtir.
- Otelde tatil yapan linççi akraba...
Akrabalardan bir evli çift, bu bayramı kendi çekirdek ailesiyle Ege kıyılarında tatile giderek geçirmek istedi. Allaaaaaahhh! Gelsin dedikodular: Bütün yemeklerde “Daha geçen ay borcum var diye ağlıyordu, bak bak şimdi otellerden çıkmıyor!” muhabbetinin ana kaynağı olur kendileri.
- Vegan- vejeteryan kuzen...
Ve tabii bayramların olmazsa olmazı, et yemeyen, yiyenin de burnundan getirenler... “Madem yemiyorsun, halamla beraber ne bizim eve geliyorsun?” diye merak ettiğin üniversiteyi bayağı iyi dereceyle kazanmış kuzenin yani. Sana bir sürü belgesel söyleyip, vegan peynirlerini övecektir. Tek konuşmasıyla ikna edebileceğine dair inancı da çok kuvvetlidir.
Paylaş