Paylaş
Neyse ki, bu yenilgiyi kabullenmek istemeyen bazı oyuncular vardı sahada.
Bunların en başında da Shehu ve Özer...
Shehu, Nijeryalı cengâver yürek, kendi ceza sahasından rakip ceza sahasına kadar adeta sahanın her yerinde savaştı. Uzatma dakikalarında attığı gol Bursaspor tarihindeki “Unutulmaz goller” sayfasında kendine yer bulacaktır.
Geçen haftaki Eskişehirspor yenilgisinde de gördüğümüz gibi Özer bu takımın açık ara en yetenekli oyuncularının başında geliyor.
Osmanlıspor karşısında ortaya koyduğu futbol, saha içindeki hırsı ve attığı/attırdığı goller ile bunu bir kez daha bizlere gösterdi.
Bu iki oyuncuya, görev adamı olduğunu gösterip, hatasıza yakın oynayan ve Recep’in attığı kritik golde adeta “Al da at” diyen Tayfur, top tutabilme ve adam eksiltme özelliği ile Traore ve ilk yarıda kötü olmasına karşılık karşılaşmanın ikinci yarısında kendini toparlayan Kerem Can da destek verdiler.
Buna karşılık defansın göbeğindeki Diarra ve Anıl, pazar akşamı deyim yerindeyse döküldüler adeta.
Gerek yerden, gerek havadan sürekli hata yapan bu ikilinin 14 haftada yalnızca 1 defa galip gelebilmiş, küme düşme adaylarından bir rakip karşısında bu denli kötü olması kabul edilemez. *
Aynı şekilde zirve hedefi olan bir takımın orta sahasında; hiçbir şekilde dikine top atamayan, 90 dakikalık fiziksel temposu olmayan, baskı altında sürekli top kaybeden Selçuk gibi oyucuları kaldıracak lüksü de yoktur.
Keza bu takımın olmazsa olmaz taşlarından olan Seleznov’un da artık rakip ve hakemle uğraşmayı bırakıp, kendini daha fazla futboluna odaklaması gerekiyor.
Görünen o ki; Shehu, Özer, Burak Kapacak ve Seleznov bu takımın “Ana yapı taşları”.
Bu dörtlüye ilave olarak Tayfur, Traore ve Serdar Özkan’ı da “Sonuca etki edebilecek oyuncular” listesine ekleyebiliriz.
*
Gerek Eskişehir, gerek Osmanlı karşısında ortaya konan futbol bizlere net bir şekilde gösterdi ki; yukarıda saydığımız oyucuların tamamı herhangi bir şekilde eksiksiz saha içinde veya sahaya girecek şekilde kulübede olmalılar. O bakımdan bu oyuncuların sarı/kırmızı kart konusunda maksimum özeni göstermeliler.
Zira Bursaspor gibi çok kolay gol yiyen bir takımın, yediğinden fazlasını atması gerek. Bunun için de yukarıdaki oyuncuların varlığı çok önemli.
Unutmayalım ki, şans faktörü ve hakemler her zaman yeşil beyazlıların yanında olmayabilir.
*
Rakip taraftar baskısının hiç olmadığı, adeta iç sahada oynar bir durumda, maç 2-1 Osmanlıspor lehineyken Ayuk’un bomboş kaçırdığı kafa vuruşu ve Diarra’nın Beykan’a yaptığı net penaltıyı hakemin görememesi pazar akşamının kırılma anlarıydı.
Sonuçta alınan 4 gollü bir galibiyet bizleri yanıltmasın.
60 dakika çok kötü oynayan, akabinde yukarıda saydığımız 2 oyuncunun isyanı ve rakibin oyundan düşmesinin de etkiyle son 30 dakikada kendine gelen Bursaspor izledik.
Eğer zirve mücadelesinde olmak istiyorsak hem isyan eden oyuncu sayısını artırmamız, hem de son 30 dakikada oynadığımız oyunu 90 dakikaya yaymamız gerekiyor...
Paylaş