Paylaş
Fakat yeşil beyazlılar bu seviye tespit sınavlarında maalesef başarısız oldu.
*
Aslında hem Kocaeli’nde, hem Bursa’daki maçlarda genel olarak sahadaki oyuncuların verdikleri mücadeleye kimse kolay kolay bir şey diyemez. Rakipleri ile ellerinden geldiği derecede kora kor, dişe diş oynamaya çalıştılar. Lakin sahadaki bazı faktörler alınan kötü sonuçlarda belirleyici oldu.
Neydi bu faktörler?
*
Öncelikle en önemli sıkıntı kadro kalitesi ve derinliği.
Örneğin cumartesi akşamı izlediğimiz Jetmir Topalli adeta maçı tek başına aldı götürdü.
İnsan ister istemez Matavz (32), Ofosu (27) ve Acolatse (26) yerine tek bir tane, üstelik çok daha genç 23 yaşındaki Jetmir Topalli kalitesinde oyuncuları niye bulamıyoruz diye düşünmeden edemiyor.
Keza kadro derinliği konusunda da her iki maçta sıkıntı çektiğimizi bir kez daha gördük.
*
Özellikle Kocaelispor karşısında İsmail Yüksek’in, İstanbulspor karşılaşmasında da hem Zalazar, hem yediğimiz ilk iki gol öncesi sakatlanan İsmail Yüksek’in eksikliklerinin ne kadar önemli olduğunu ve yerlerini dolduracak kalitede oyuncu grubuna sahip olmadığımızı gördük.
Diğer büyük sıkıntı fizik gücümüz.
*
Takımın ikinci ve üçüncü bölgesinde yer alan Kerem, Batuhan, Bruno, Ofosu, Acolatse, Vefa, Tuğbey gibi oyuncularımız ne orta sahada rakiple ikili mücadeleye girebilecek ve ne de ayakta kalabilecek kapasitede değiller. Böyle olunca da orta sahada basit top kayıpları ve akabinde kolay gol yeme problemleri ile boğuşuyoruz.
Bardağın boş tarafından baktığımızda, kadro kalitesi, derinliği ve fizik kondisyon kapasitemizi artırmadığımız sürece Süper Lig koca bir hayalden öte bir şey olamaz.
*
Şu an için en gerçekçi hedef mümkün olan en az puan kaybı ile devre arasına ulaşmak, akabinde de ilk 11’de direkt oynayabilecek ve bu ligi tanıyan 2 veya 3 oyuncu transferi ile play-off biletini kovalamak.
Ama böyle kaotik bir camiada bunu başarabilir miyiz?
Bence zor, lakin yine de ümitsiz yaşanmıyor...
Paylaş