Prof. Dr. Sinan Çavun
Prof. Dr. Sinan Çavun
Prof. Dr. Sinan ÇavunYazarın Tüm Yazıları

Kazandık mı, kaybettik mi?

Cuma gecesi bir ilki yaşadık hep birlikte.

Haberin Devamı

Rakip G.Saray, sakatlıklar nedeniyle ilk yarı bitmeden 3 oyuncu değişiklik hakkını tamamlamak zorunda kaldı.
Bu zorunluluk sarı-kırmızılıların moral ve taktiksel anlamda oyundan düşmesine neden oldu.
Açıkçası maç öncesi, İstanbul deplasmanında, sahasında oynadığı 4 maçta 4 galibiyet alıp, 12 gol bulan ve sadece 1 gol yiyen bir takım karşısında “beraberlik” teklif etseler, sahaya çıkmadan 1 puanı alıp Bursa’ya dönerdik.
Lakin maç içinde gelişen senaryolara bakınca, aklımıza o soruyu getirmeden duramıyoruz;
“1 puan kazandık mı, yoksa 2 puan kaybettik mi?”
Gerçekten de biraz heyecanımızı baskılayabilseydik, oyun disiplininden kopmasaydık ve maç içinde, özellikle 1-0’dan sonra bulduğumuz pozisyonlardan sadece birini sonuçlandırabilseydik şu anda çok daha mutlu, çok daha güvenli bir hafta yaşayabilirdik.
Ortaya çıkan bu istenmeyen görüntüde sahadaki genç yüreklerin yetersiz tecrübesi kadar, bazı lakayt ayaklar ve kadro kalitesinin de etkisi büyüktü.
Okan, Ertuğrul, Umut, Burak ve sonradan oyuna dâhil olan Ramazan böyle maçları oynaya oynaya büyük oyuncu olacaklar.
Örneğin Ramazan, geçen hafta sahada çok iyi bir görüntü vermişti. Samet hoca da buna güvenerek, hem ortada sarı kartlı oynayan Tunay’ı merkezden uzaklaştırmak adına, hem de savunma anlamında orta saha direncini yükseltmek adına bu hamleyi yaptı.
Tabi Timsah Arena/Ankaragücü eşleşmesi yerine TT Arena/G.Saray eşleşmesi olunca ister istemez Ramazan’ın heyecan seviyesini yükseltti.
Keza aynı durum Burak, Umut ve kaleci Okan için de geçerli.
Ama az önce belirttiğimiz gibi bu gerilimleri ancak yaşayarak deneyimlenecek bu gençler.
Ve her zaman belirttiğimiz gibi Bursaspor’un kurtuluş reçetesi bu gençler...
Tabii aynı sözleri başta Yusuf olmak üzere Tunay ve Lima gibi oyuncular için söylemek çok zor.
Kendilerine verilen bu şanları bu denli elinin tersiyle itmeleri son derece üzücü ve düşündürücü.
Oyunun ne ofansif, ne de defansif tarafında katkı vermeyen bu oyuncular ile ilgili bazı rakamlar verelim örneğin;
İsabetli pas sayısı bakımından takımda 12. sırada yer alan isim Yusuf iken, 13. sırada Tunay’ı görüyoruz.
Bu arada penaltı pozisyonunda Lima’ya verdiği pas, muhtemel olarak sezon başından beri yaptığı en olumlu hareket olabilir Tunay’ın. O bakımdan da hakkını yemeyelim.
Rakipten top karşılama sayılarında ise Yusuf 8, Tunay 15. sırada yer alıyor.
Cuma gecesine özel olarak Lima ve Sakho’nun lakayt hareketleri de eklenince Bursaspor’un ligde en az gol atan takım olması da kaçınılmaz oluyor.
Hakem boyutunda ise en önemli karar anı penaltıda yaşandı.
Aynı pozisyon ceza sahası dışında olsaydı kesinlikle kırmızı çıkaracaktı ama ceza sahasında olunca her ne hikmetse cezada indirime gitti Ali Palabıyık.
Aynı şekilde ceza sahası içinde ki bir pozisyonda genç Burak’ın resmen fırlatılıp atıldığı pozisyonda neden VAR uygulamasına gidilmedi?
Olaylar Bursaspor lehine olduğu zaman VAR uygulaması devreye girmiyor sanırım.
Sonuçta Cuma gecesi her ne kadar rakip tarihi bir şansızlık yaşamış olsa da, sahada yer alan kaliteli ayaklarını, G.Saray’ın iç saha performansını, Türk Telekom Arena atmosferini ve Bursaspor takımındaki genç yürekleri hesaba kattığımızda alına skorun yorumlanmasında daha çok pozitif tarafında kalınmasından yanayım.
Belki de son cümle olarak yukarıdaki sorunun cevabını şöyle verebiliriz;
Genç Timsahlar 1 puan kazandı ama abileri 2 puan kaybetti...

Yazarın Tüm Yazıları