Paylaş
Ve hayattaki en önemli olgunun sağlık olduğunu yeniden anlamış olduk.
Bu anlamda iki gencecik yüreği kaybeden kardeş Ankaragücü camiasının başı bir kez daha sağ olsun.
Hüzünlü bir atmosferde oynanan karşılaşmanın özellikle ilk yarısında, tribünlerde olduğu gibi nispeten sessiz ve sakin bir futbol vardı.
Bu yarıda yeşil-beyazlılar adına en kritik dakika Aytaç’ın direkten dönen serbest vuruşuydu.
İkinci yarıda ise Lima maçın kırılma anında dikkatsiz ve lakayt davranınca Bursaspor olası bir 3 puandan oldu.
Daha önce de belirttiğimiz gibi Ankaragücü karşısında da bir kez daha gördük ki, Lima ilk 11 çıktığı maçlarda, sonradan oyuna girdiği maçlardaki performansının uzak ara gerisinde kalıyor. Bu anlamda oyundan çıktıktan sonra yaptığı tavır son derece anlamsız ve yakışıksızdı.
Futbolun basit bir kuralı vardır; kötüysen, fark yaratamıyorsan, katkı koyamıyorsan oyundan çıkarsın.
Tabii bu sözleri Saivet için de haftalardır söylüyoruz ama bu konuda Samet hocanın biraz taraflı davrandığını düşünüyorum. Karşılaşmanın genelinde zaten etkisiz olan Senegalli, maçın son 20 dakikalık bölümünde iyice oyundan düşmesine rağmen sahada kalması, yeşil-beyazlılar adına düşündürücüydü. Şahsen maçın bu son 20 dakikalık bölümünde kulübeden hangi oyuncuyu sahaya sürülse, daha fazla verim sağlayacağı aşikar. Bu anlamda Samet hocanın bu ısrarını anlamakta zorlanıyorum.
Sonuçta futbol anlamında kısır, hüzünlü bir atmosferde ve deplasmanda alınan 1 puan kötü sayılmaz.
Lakin haftaya iç sahada oynanacak G.Saray maçında puan ya da puanlar alınamadığı veya rakiplerimiz ekstra galibiyetler aldığı takdirde, bu 1 puanın da hiçbir anlamı ve önemi olmayacaktır.
Şimdilik söyleyebileceğimiz tek şey, Sivasspor karşısında tribünlerin gösterdiği duruş ve koşulsuz desteğin G. Saray karşısında da devam etmesi. Sonrasını ise sahadaki futbolculara bırakmak...
Paylaş