Paylaş
Bursaspor’un, özellikle bir kesimin canını acıtan şampiyonluğu sonrası adeta organize şekilde artan bir şekilde devam eden hakem facialarına çok fazla sayıda tanıklık ettik. Lakin Yiğit Arslan denilen kişinin felaket yönetimi gibilerini çok az gördük.
Karşılaşmanın ilk düdüğünden son ana kadar tüm takdir haklarını Akhisarspor lehine kullanan bu ne olduğu belli olmayan zatın hangi amaca hizmetle buraya gönderildiği veya geldiğini merak ediyoruz.
Yeşil beyazlılar lehine en az 3 net penaltı pozisyonunu görmezden gelip, rakibin kaleciye geri pasını es geçen, olmayan fauller yaratıp, Bursaspor’un yediği ikinci golün adeta hazırlayıcısı olan, Bursasporlu oyunculara çok kolay çıkardığı kartları, rakip oyunculara çıkarmaya cesareti olmayan ve bunlar gibi onlarca şaibeli karar.
*
Yeter artık!
Bursaspor hemen her maç hakemleri de yenmek zorunda değil.
Bu konuda en sinir olduğum yorum da “Ama Bursaspor da kötü oynuyor”
Diyelim ki, Bursaspor kötü, belki de sezonun en berbat futbolunu oynuyor hatta tarihinin en kötü performansı da olabilir. Bu durum hiç kimseye Bursaspor’un, hele ki o gencecik çocukların verdiği mücadelenin hakkını gasp etme özgürlüğünü sağlamaz.
Susmayın artık!
Böyle hakemlere, hakemlik onayı verenlere, karşılaşmadaki hatalarını görüp de ceza vermeyen yetkililere, bu haksızlıklara ses çıkarmayan yöneticilerin hepsine yazıklar olsun..!
*
Şimdiye kadar pazar akşamının rezil taraflarından konuştuk, biraz da tarihi geri dönüşe imza atanlardan konuşalım.
Öncelikle sahadaki duruşu, bitip tükenmeyen enerjisi, hırsı, her maç ortaya koyduğu mücadelesiyle Emirhan’a teşekkür etmek istiyorum.
Gözlerinde bile o ateşi görmemek mümkün değil.
Maçta kurtardığı penaltı ile kırılma anının başrol oyuncusu kaleci Ataberk’e...
Oyunun genelinde hırsını hiç eksiltmeyen, ayağına top geldiğinde bizleri heyecanlandıran, zaman zaman final pas ve vuruşlarda hata yapsa da, 3. goldeki müthiş koşusu, akıl dolu hareketleriyle tüm camiaya unutulmaz bir galibiyeti getiren Burak Kapacak’a...
Saha kenarındaki hırsı ve bu hırsı oyuncularına geçiren, ikinci yarıda (her ne kadar 4 oyuncu değişikliği bana göre yanlış olsa da), oyuna müdahale konusunda gösterdiği cesaret için Mustafa Hoca’ya da ayrıca teşekkür etmek istiyorum.
*
Pazar akşamki maç ile ilgili Mustafa Hoca’ya iki küçük eleştirim olacak;
Birincisi, Batuhan konusundaki ısrarı bu çocuğa zarar verebilir. Ali Akman sonrası ciddi bir çöküş yaşayan bu gencimizin artık kulübede oturma zamanı geldi. Üstelik Akhisar karşısında Özer’in gösterdiği performans gibi kulübeden oyuna dâhil olan bir Batuhan belki de daha yararlı olabilir...
İkinci küçük eleştirim Abdullah Tazgel konusunda. İlk yarıda kaleciye göğüsle vermek istediği geri pas dışında hiç hatası olmayan bu gencimi daha fazla şansı hak ediyor. Zira Bursaspor, Cüneyt gibi yaşı geçmiş oyuncuları değil, Abdullah gibi yıllarca hizmet edecek oyuncuları kazanmak zorunda.
*
Üstelik bu maç özelinde ikinci yarıya 4 oyuncu değil, 3 oyuncu değişikliği ile başlayabilirdik. Bu sayede 65’de sakatlanan Berat sonrası uzatmalarla birlikte son 30 dakikayı oyuncu değişikliği hakkı kalmadan, riskli bir şekilde geçirmek durumunda kalmazdık.
Sonuçta müthiş bir geri dönüşü bize yaşatan tüm futbolcularımıza sonsuz teşekkürler...
Umarım bu geri dönüş son haftalarda yaşadığımız çöküşün bitmesi için gerekli olan öz güveni futbol kardeşlerimize sağlamıştır.
Zira bu gençlerin en çok ihtiyaç duyduğu duygu bu...
Paylaş