Paylaş
Saha dışında yaşanan birçok olumsuzluğa, saha içi sonuçlar da artı bir yük getiriyor.
Camia kelimenin tam anlamıyla bir kaos yaşıyor. Ve Bursapor taraftarı da eziyet ile işkence arasında gidip geliyor...
G. Birliği maçı öncesi takım içinde yaşanan karışıklıkların tüm futbolcu ve teknik ekibe yansıdığı çok net bir şekilde görüldü.
90 dakika boyunca ne saha içindekilerin, ne saha kenarındakilerin futbol ile alakaları yoktu. Doğru dürüst tek bir pozisyon dahi bulamadan, 3 haftadır gol dahi atamayan rakibine karşı adeta amatör bir takım edasında maç izledik.
Aslında yaptığımız şey maç izlemek değil, kendimize eziyet etmek idi.
Keza sahadaki güruhun üzerinde yeşil-beyaz forma olmasa, dönüp 1 dakika seyredilmeye değer bir görüntüleri yoktu.
Gidişat her geçen gün ciddi bir krize doğru gidiyor.
Takımın en üstündeki kişilerin siyasiler ile olan iç çekişmeleri,
Yönetim içi hesaplaşmalar ve istifalar,
Futbolcular arasındaki kamplaşmalar ve kadro dışı kararları,
Tribün liderlerinin manifestoları arasında koskoca camia paramparça olmuş durumda.
Şahsen yukarıdaki saydıklarımın hemen hepsinin kendi bir takım hesapları olduğunu düşünüyorum.
Bu kavgada yumruk yiyen ve eziyet çeken tek bir kesim var;
O da herhangi bir gruba dahil olmayan, bir takım kişi veya kurumlardan direktif almaksızın takımının renklerine sahip çıkmaya çalışan, menfaatsiz bir şekilde Bursaspor’u seven taraftarlar.
Onların da ellerinden gelen bir şey yok ve sadece Bursaspor’un yok olup gitmesini seyretmek zorunda kalıyorlar...
Yazık...
Kendi çıkarları uğruna Bursaspor’u tükettiler.
İşin trajikomik tarafı ise ortada dönen dolaplardan habersiz olanlar, bu kavgaların Bursaspor sevdası nedeniyle olduklarını düşünmeleri...
İnanın onların derdi sizin gönlünüzdeki Bursaspor değil...
Paylaş