Kullanılabilir su kaynaklarının gün geçtikçe azalması yaşam türlerini tehdit ediyor.
İnsanoğlu, dünyada kıymetini bilemediği suyu kızıl gezegende arıyor. Ama hálá her şeyin sonu gelmiş değil. Bireysel olarak alacağımız önlemlerle tabiatın gizli tehdidi kuraklığa karşı gelebiliriz.
Bilsek de bilmesek de, istesek de istemesek de havanın içinde ve suya bağımlı yaşıyoruz. Havadan sudan konular hayatımızda giderek daha da büyük önem kazanırken, açıklanmaya ve yorumlanmaya muhtaç ayrıntılar içeriyor.
Yıllardır bu köşede ve çeşitli gazetelerdeki yazılarımla aktarmaya çalıştığım bu konuları ikinci kitabımda değerli okuyucularıma derli toplu bir şekilde sunmaya çalıştım. Hayykitap’ın "Yeryüzünün Ahengi" serisinden yayınlanan "Havadan Sudan" isimli kitabımda, köşe yazılarımda ve üniversitedeki derslerimde kullandığım gibi sade bir dil ve üslupla; önce bilgilendirmeye, sonra olası felaket ve afet senaryolarını anlatmaya, son olarak da uygulanabilir çözüm önerileri sunmaya çalıştım.
UNUTULMADAN YAZDIM
Eğlendirerek bilgilendirmeyi hedeflediğim kitabın değerli okuyucuları bu sayede hem doğayı tanıyacak, onu koruma bilinçlerini geliştirecek, hem de güncelliğini hiç kaybetmeyen iklim, hava ve su ile ilgili önemli problemimiz hakkında doğru bilgilenecek.
Susuzlukla boğuşan ağaçlar, seller, yağmur bombaları, kuruyan göller, ölen balıklar, Kuran’daki yağmurlar, sıcak hava dalgaları, 24 saat çalışan klimalar, incelen ozon, bas bas bağıran elektronik kirlilik, ana rahmine kadar sızan kimyasallar, deprem fırtınaları, kıyı şeridinde yükselen sular, rüzgárgülleri, fırıldaklar, poyrazlı şiirler, gök gürültülü sağanak yağışlar, alçak ve yüksek basınçlar, yoldan önce donan üst geçit ve viyadükler, çevreye Fransız kalan siyasi partiler, fırtınalar, türbülanslar, asit yağmurları, küçük bir çocuktan küresel ısınmayla ilgili büyük öneriler, kalkan ağlarına takılan yunuslar, tüyünden çapari yapılan martılar... Hiçbirini unutulmadan ele almaya çalıştığım yazılardan oluşan kitap, karikatürlerle desteklendi.
BEYAZ ADAMA SORUYORUM
Küresel ısınma, sıcak hava dalgaları, sel baskınları, tükenen doğal kaynaklar insanoğlunun doğayı kontrol altında tutma, hükmetme isteğinin sonucu onun bize ve gelecek nesillere isyanıdır. Yıllardır zehirli atıklarını doğaya bırakan, sera gazlarını soluduğumuz havaya salan insanoğlu için "Tabiatın gönlünü almanın tam vakti"dir.
En bilimsel mevzularda "havadan sudan" konuşan bir akademisyen olarak tüm insanlığa kitabımla sesleniyorum: "Sakın umutsuz olmayın!"
Susuzluk, kuraklık, küresel ısınma, sıcak hava dalgaları, sel baskınları hakkında önce bilgilendiriyor, sonra olası felaket ve afet senaryolarını süregelirken beyaz adama soruyorum: "Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenilemeyen bir şey olduğunu anlayacak mı?"
Havadan sudan konuşmanın, havadan sudan yazmanın asıl şimdi tam zamanı... Yoksa gelecek için çok geç olacak! Siz de önce bu kitap ile bilgilenin sonra da doğa ananın kalbini kazanmak için üstünüze düşen görevleri yerine getirin.