Polis, ihbar üzerine tarihi bir binanın önünde nehre girip çıkmış olan define avcısını yakalamış. Söz konusu şahıs yakalandığında define aradığını ve hatta suya bile girdiğini inkar etmiş.
Neden ıslak olduğu sorulduğunda ise sağanak yağmura tutulduğunu söylemiş. Tabii ki polis, İngiltere’de yaşanmış bu hikayede olduğu gibi, olay öncesinde havanın yağışsız olduğuna dair delilleri toplamak için bir uzmana başvurmak zorunda.
Örneğin, ABD’de bir davalı, olay sırasında başka bir şehirde olduğunu iddia etmiş. Suçu işledikten sonra yarım saat içerisinde nehir kenarındaki yere gidip gidemeyeceği araştırıldığında olay gecesi yolda sis olduğu belirlenmiş ve davalının iddiası doğrulanmıştır. Zaman zaman, savcının, avukatın, hakimin, sigorta eksperinin de böyle geçmişte yaşanmış hava şartlarıyla ilgili uzman görüşüne ve bilgiye ihtiyacı vardır. Bu bir trafik kazasıyla ilgili olabileceği gibi, yıldırım çarpması, fırtına, sel, don, dolu, uçak ve gemi kazaları, görüş ve aydınlatma, yaralanma, buzda düşme-kayma, hasarlar, kargo kayıpları, yangınlar, patlamalar, inşaatların gecikmesi, telefon ve enerji hatlarının kopması, ürün kayıpları, ses-silah-gürültünün duyulabilirliği gibi birçok olayla da ilgili olabilir.
UZMAN GÖRÜŞÜ ÖNEMLİ
ABD’de bu konuda birçok özel meteoroloji bürosu ve danışmanlık şirketi bulunmakta ve Amerikalı birçok meteorolog ‘adli meteorolog’ (forensic meteorologist) olarak uzmanlaşmaktadır. Adli meteoroloji uzmanı, hava koşullarının belirleyici faktör olduğu davalarda geçmişteki hava durumları hakkında uzman görüş bildiren kişidir. (http://forensics.accuweather.com/)
Adli meteoroloji çalışmalarına birkaç örnek şöyledir:
Colorado’da doğal gaz boru hattındaki patlama nedeniyle, toprak sıcaklığı ve nem profillerini belirlemek...
Venezüella’daki Maricibo Gölü’nde petrol arama gemisinin batma anındaki hava şartlarını belirlemek...
Colorado dağlarına çarparak düşen balon için kazadan önce uçuşunu gerçekleştirdiği rota boyuncaki hava şartlarını belirlemek...
Colorado ovasında meydana gelen otomobil kazası nedeniyle, kaza anında yol yüzeyinin buzlanma ve sis durumunu belirlemek...
Colorado-Florida boyunca milyonlarca dolarlık hasara neden olan dolu yağışının izlediği gerçek yolu belirlemek.. (Daha fazla örnek için bkz: http://www.ccc-weather.com/examples.html)
Amerikalı meteorologlar için zor olan şey, resmi gözlem noktaları ve zamanları arasında olan olaylar için meteorolojik değerlendirmeler yapmaktır. Kazalar çoğu zaman meteoroloji istasyonunun tam önünde ya da tam gözlem saatinde meydana gelmez. Bu nedenle geçmişe dönük hava şartlarının analizinde, meteoroloji radarı ve meteoroloji uydu görüntüleri ve yerel meteorolojik gözlemler vb. ile birlikte uzman görüşü çok önemlidir.
HER SİS UÇAK DÜŞÜRMEZ
Türkiye’de meteorologlar için en zor olan şey ise mevzuatta ve icraatta tamamen yok sayılmaktır. ‘Adli Meteoroloji’ terimi Türkiye’de hiç kullanılmazken, uzman meteorologların olayları yeniden kurmaya yardımcı olmada önemli bir rol oynayamadıkları da gerçektir. Halbuki, adli meteoroloji, meteorolojik bilgilerin adalet alanına uygulanmasıyla davaların çözümlenmesine yardımcı olan önemli bir bilim dalıdır.
Böylece Diyarbakır’da 8 Ocak 2003’te düşen THY’nin Konya uçağının, kaza kırım raporu geçtiğimiz ekim ayında meteoroloji bilim insanları tarafından herhangi bir inceleme yapılmadan yayınlandı. Ve beklediğim gibi dünyadaki en büyük günah keçisi olan doğal hava şartları bu raporda da unutulmadı. Kazadan hemen sonra birinci neden olarak ilan edilmişti, bu sefer raporda kaza için ‘ikinci neden olarak’ sıralandı. Sanırsınız ki her sis, buzlanma vb. uçak düşürür ya da bunlarla ilgili bilgiler doğru dürüst verilmektedir.
AYIP VE ERDEM
Konya uçağı düştükten sonra, ‘sisin içindeki kuvvetli rüzgarın uçağı düşürdüğü’ şeklinde de kamuoyuna komik açıklamalar yapılmıştı. O günler ben de çıkmış. medeni bir insanın bilgi sahibi olmadığı konularda fikir yürütmesinin bir ‘ayıp’; uzman olmadığımız konularda da ‘bilmiyorum’ diyebilmenin bir ‘erdem’ olduğunu söylemiştim. ‘Bu da eğitim hedeflerimizin arasında olmalı. Türkiye’de uçak kazalarının meteorolojik analizlerinin gerektiği şekilde yapıldığı ve meteorolojik açıdan ciddi bir bilimsel araştırmaya konu olduğu bilgimiz dahilinde değildir. Dünya standartlarına uygun bir şekilde Türk havacılığının yeniden yapılandırılması ve ülkemizde güçlü bir Sivil Havacılık Teşkilatı’nın kurulabilmesi için, Havacılık Meteorolojisi konusunda da gelişmiş ülkelerdeki seviyeye ulaşabilmemiz gerekir’ diyerek haddim olmadan düşüncelerimi açıklamıştım.
Şüphesiz ‘Meteoroloji Mühendisliği’ kendine özgün uzmanlık isteyen bir bilim dalıdır. Meteoroloji mühendislerinin başka bir konuda eğitim almış kişiler tarafından ikame edilmesi hiçbir şekilde mümkün değildir. Türkiye’deki Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü gibi havacılık kurum ve kuruluşlarında da artık emsallerine benzer şekilde havacılık ve adli meteoroloji konusunda uzmanlaşmış meteoroloji mühendisleri çalışabilmelidir.
Havacılık yetkililerimiz kaza kırım ekiplerinde adli meteorologların bulunması gereğinin hálá farkında bile değilken, Adli Tıp camiamız çoktandır ülkemizde ‘bir Adli Meteoroloji biriminin kurulması, davaların sağlıklı çözümlenebilmesi için büyük bir gerekliliktir’ demektedir. Ayrıntıları için, Dr. A. Balseven, Dr. Ç. Özdemir, Prof. Dr. İ. H. Hancı ve A. Tuğ’un, 2002 yılında İzmir Barosu Dergisi’nde yayınladıkları ‘Adli Meteoroloji’ adlı ilginç makalesine bakınız. (http://www.izmirbarosu.org.tr/dergi/2002_sayi02_07.htm)