Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat KadıoğluYazarın Tüm Yazıları

Şimdi öğrenme zamanı

Küresel ısınmayı hep sıcak hava, kuraklık gibi yanlış algılayanlar geçenlerde Londra’yı felç eden aşırı kar yağışına şaştı kaldı. Küresel ısınmadan dolayı sıcak havalar ve buna bağlı olarak bazı yerlerde kar yağmamasından memnun olanlar var. Fakat küresel ısınma, her yerde havalar ısınacak ve adam gibi kar yağmayacak anlamına gelmiyor!

Nasıl ki bilgisayar adını verdiğimiz makine aslında bilgi saymıyorsa; küresel ısınma da aslında dünyanın her yerinde havaların ısınacağı anlamına gelmiyor. Bu nedenle, “küresel ısınma” terimi yanlış bir adlandırmadır. Bu nedenle dünyanın bazı kısımlarında küresel ısınmanın, havayı soğutabileceği gibi aşırı kar yağışlarına da neden olabileceği unutulmamalıdır. Bu durumda, küresel ısınma ile küresel iklim değişimi arasındaki farktan ve bunların sizi nasıl etkileyebileceğinden emin değilseniz, şimdi öğrenme zamanıdır.
Karbondioksit gibi sera gazları artık gerçek ve büyük bir tehdit. Özellikle son yıllarda görülen küresel ısınma insan kaynaklı karbondioksit ve benzeri sera gazları ile ilişkili. Günümüzde yüzleştiğimiz en zor soru: “Küresel ısınmanın hava durumu için anlamı nedir?”

BUZLARIN ERİMESİNE SEVİNMEYİN

Dünyada hava sıcaklığının artması, yağışların da artmasına neden olmakta. Şimdiye kadar küresel ısınmanın daha kuvvetli fırtınalara neden olacağı da söylenmekte fakat bu, çoğumuza pek inandırıcı gelmiyor. Bununla birlikte küresel ısınma ile hava olayları arasındaki ilişki zayıf bir şekilde belgelendi. Tropikal fırtınalarla ilgili modelleme çalışmalarından edinilen genel kanıya göre de sıcak iklim daha az tayfuna neden olacaktı; fakat şimdi görüyoruz ki tayfunlar çok daha kuvvetli.
Ayrıca sadece hava sıcaklıkları artmıyor. Dünyanın her yerindeki buharlaşmada da artış var. Sıcak okyanus suları, daha fazla suyun ve güneş enerjisinin okyanus yüzeyinden alınıp havaya karıştığı anlamına gelir. Daha fazla yağış, bu suyun tekrar yeryüzüne dönmesi demektir. Bununla birlikte, hava paternleri yüzünden yağış, suyun buharlaştığı yere düşmeyebilir. Yani buharlaşma ile yağış aynı yerde olamamakta. Bu da büyük miktarda kuraklık ve erozyonla birlikte çölleşmeye neden olmakta. Böylece günümüzde özellikle Afrika’da daha büyük ve yeni çöller oluşuyor. Buharlaşmadaki artış dünyanın diğer taraflarında aşırı yağış, ani seller getiriyor.
Küçük Buzul Çağı’nda (1550 ila 1850 yılları arasındaki soğuk dönemde) büyümüş olan buzullar kutuplara çekilmişti. Küçük Buzul Çağı’nın ardından bu çekilme 1940 yıllarına kadar devam ettikten sonra 1950 ila 1980’lere kadar hafif bir küresel soğuma oluşmuştu. O günden bu yana, özellikle günümüzde buzullardaki çekilme hızlandı.
Buzullardaki çekilmeden dolayı oluşan ısınma da yanlış bir şekilde küresel ısınma sanıldı, küçülen ve sayıları azalan buzulların da ciddi sonuçları ortaya çıktı. Sadece buzul göllerin taştığı alanlara daha fazla su ilave edilmedi, aynı zamanda sel ve heyelanların şiddeti ve sıklığında da artışlar oldu. Buzullarla birlikte su da çekildiği için bazı bölgelerde su bulunamaz oldu. Ergiyen buzullar okyanus seviyesinde artışa neden olabilir, bazı yerlerde kıyıları bataklığa çevirebilir ve hava paternlerini de değiştirebilir...

GÜZEL HAVALAR HAYALİ

Atmosferde artan karbondioksit, bu gazın deposu okyanusların daha asidik olmasını sağlıyor. Çünkü karbondioksit suda zayıf bir asit oluşturur. Böylece asidik özellikleri artan sudaki hayvan ve bitkilerin ölmesiyle birlikte okyanusların bu gazı yutma kabiliyeti de büyük ölçüde azalır. Böylece karbondioksit emisyonuyla ilişkili ortaya çıkan küresel ısınma sonucu havadaki karbondioksit miktarı daha da artacaktır. Bunun sonucunda da hava sıcaklığı daha fazla artacak ve bu da daha düzensiz hava paternlerinin ve olaylarının ortaya çıkmasına neden olacaktır. Yani sadece “güzel havalar” olmayacaktır! Hâlâ ikna olmadıysanız, “Yarından Sonra” adlı filmi bir kez daha seyredin.
Sonuç olarak, “küresel ısınma” yoktur; “küresel iklim değişimi” vardır! Bugünden tezi yok artık ezberimizi bozup, bu kavramı doğru kullanalım ya da hiç kullanmayalım!
Yazarın Tüm Yazıları