Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat KadıoğluYazarın Tüm Yazıları

Sellerle mücadele için modern yol haritası

Yine yaşanan seller geride derin acılar bıraktı. Bu "yıkım ve yara sarma" sarmalından çıkabilmemiz için artık bu olayı "sel risk yönetimi" açısından bir bütün olarak ele almak zorundayız.

İşte sellerle mücadelede takip etmemiz gereken modern yol haritası:

Öncelikle sel zarar ve riskini azaltma çalışmaları hemen başlatılmalı. Bunun için ülke genelinde tüm köy, mahalle ve sokak ölçeğinde sel yatakları ve sel tehlike bölgeleri belirlenmeli. Bu bölgelerde bundan sonra hiçbir şekilde yerleşime izin verilmemeli. Problemin artması engellendikten sonra, sel yataklarındaki mevcut bina ve kritik tesisler tek tek belirlenmeli. Sonra da kısa, orta ve uzun vadede sel yatakları boşaltılarak oraların tarla, park, vb. yeşil alanlara dönüştürülmesi için "sel dönüşüm planları" devreye sokulmalı.

Hazırlanan sel risk haritalarına göre sel yataklarının boşaltılması ve ıslah edilmesi sürerken bir yandan da olabilecek yeni sellere karşı hazırlıklar yapılmalı. Öncelikle il ve ilçelerin mevcut afet acil yardım planlarına eklenmek üzere selde erken uyarı, toplu tahliye ve barınma planları mutlaka halkın katılımı sağlanarak hazırlanmalı.

*

Bir yandan da artık sellerin sadece dere ve nehirlerin taşmasıyla oluşmadığı gerçeği göz önüne alınarak oluşabilecek şehir selleri için de yağmur suyu tahliyesini kolaylaştırmak için kuru boğazlar, dere yatakları, mazgallar temizlenmeli ve göllenmeler engellenmeli. Can kaybı olmaması için sel riskinde, dere yataklarındaki insanlar, araçlar, okullar ve tesisler önceden boşaltılmalı. Sel yataklarında yerleşim, kamp kurma, otomobil park edilmesi ve tüm toplumsal etkinlikler engellenmeli. Yine can kaybını engellemek için halkın yaya veya araçla sel sularına girmemesi ve sel sularıyla temas etmemesi için önlemler alınıp halka yönelik bilinçlendirme kampanyaları yapılmalı. Kanalizasyon, kimyasal madde gibi birçok tehlikeli madde içeren sel sularıyla temas eden malzemeleri (çok gerekliyse!) çamaşır suyu vb. maddelerle iyice yıkayıp dezenfekte etmeleri için halka çağrıda bulunulmalı.

İstanbul’da AKOM’un (Afet Koordinasyon Merkezi) yaptığı gibi, sık su baskınlarına maruz kalan yerlere iş, vb. makinaları ve ekipler önceden konuşlandırılmalı. Araçları kaldırmak, binalardan suyu tahliye etmek, zemin ve bodrum katlarına kapı ve pencerelerden su girişini engellemek, su basacak olan veya su baskınları yaşanan yerlerdeki elektrik ve doğal gazı kesebilmek, can ve mal kurtarmak, sel sonrasında çamuru temizlemek, evleri kurutmak, vb. için kum torbaları, kontraplak ve plastik örtü gibi malzemelerle birlikte...

*

Yerel yönetimlerimiz, hava durumu bilgilerini basından veya meteoroloji istasyonlarından alarak afetlerle mücadele edemeyeceğini artık anlamalı. Abartmadan sel uyarıları ve müdahalelerinin sadece ihtiyaç olan noktalarda yapılabilmesi için, örneğin İstanbul AKOM’da üç meteoroloji mühendisi çalışmakta. Benzer şekilde, şehir imar planları, meteorolojik tahmin, izleme, uyarı ve müdahale yapılırken sadece genel hava durumu bilgileri değil; meteorolojik bilgi ve uzmanlık da kullanılmalı. Böylece meteoroloji teknisyeni ve mühendisinin desteğiyle yerel yönetimler, planlarını yapar, akarsuları "sel gözcüleri" ve otomatik eşellerle takip edebilir ve gerektiğinde halkı tahliye de edilebilir.

Özetle artık kurumsal körlüklerimize son vererek, meteoroloji uzmanlığına, zarar azaltma ve hazırlığa, noktasal sel gözetleme ve uyarılarına gereken önemi verip bu olaya "sel risk yönetimi" açısından bakmak ve bilimin ışığında abartmadan da hareket etmek zorundayız.
Yazarın Tüm Yazıları