Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat KadıoğluYazarın Tüm Yazıları

Neden ülkemizde çekirge adını taşıyan bu kadar çok mevki, şarkı ve oyun var?

Anadolu defalarca çekirge istilasına uğramıştır. Tarım alanlarına yayılan milyonlarca çekirge yüzünden, büyük kıtlık ve açlık dalgaları patlak vermiştir.

Bulut gibi tarlaların üzerine çöken çekirgeler, bütün ekinleri yiyip bitirir. Belki de sırf bu yüzden, ülkemizde birçok ‘çekirge’ adlı mevkii, şarkı ve oyun bulunmaktadır.


Bugün üzerinde pek durmadığımız, boyu küçük ama binlercesi bir araya geldiğinde etkisi çok büyük ve yıkıcı olabilen çekirgelerden bahsedeceğim. Çekirgeler, geçtiğimiz temmuz ayında Konya’nın Seydişehir ilçesinde tarlaları istila etmek ve Ermenistan’daki nükleer santralın batısındaki bir bölgeden fırtınayla Iğdır’a taşınmasıyla gündeme gelmişti.

Anadolu defalarca çekirge istilasına uğramıştır. Tarım alanlarına yayılan milyonlarca çekirge yüzünden, büyük kıtlık ve açlık dalgaları patlak vermiştir. Bulut gibi tarlaların üzerine çöken çekirgeler, bütün ekinleri yiyip bitirir. Belki de sırf bu yüzden, ülkemizde birçok ‘çekirge’ adlı mevki, şarkı ve oyun bulunmaktadır. Örneğin, Çorum’un en ilginç halk oyunlarından birinin adı çekirgedir. Davul-zurna eşliğinde altı kız, altı erkekle oynanan bu oyunda koro halinde şu mısra tekrarlanır durur:

Eğri butlu, sivri butlu çekirge,

Malımın ortağı mısın çekirge?

Canımın ortağı mısın çekirge?

Görüldüğü gibi, ekili ve dikili alanlarında zarar ve olumsuzluklara sebep olup malımıza ortak olduklarında adları artık ‘bıdıbıdı bıdıbıdı çekirge!’değil; daha çok ‘canavar çekirge’dir.

Benzer şekilde, 1711 yılında tüm Musul ve Kerkük bölgesinde yaşanan çekirge istilası bölgeden büyük göçe neden olmuştu. Balıkesir’de 1525’te yaşanan çekirge felaketi, halkı perişan etmişti. Ayrıca; Bilecik, Balıkesir, İzmir, Manisa ve Aydın’da Çanakkale Savaşı’ndan sonra gerçekleşen çekirge istilası tüm ekili alanları mahvetmişti. Bu açlık zamanlarında insanlarımız kayısı çekirdeklerini un haline getirerek ekmek yapmış ve pek çok insan zerdaliden zehirlenerek ölmüştü. Kıbrıs’ın 1845-1869 tarihleri arasında uğradığı çekirge istilası ise birçok bilimsel çalışmaya konu edilmiştir.

SÜRÜDE KAÇ ÇEKİRGE VARDI?

Ayrıca, 15 Nisan 1958’de Türkiye’nin Güneydoğu Bölgesi’nde, çekirge sürüleri ile yapılan mücadele sonunda, tonlarca böcek ölüsünün ortaya çıktığı bildirilmişti! Nisan ayı başlarında, güney sınırından ülkeye saldıran Afrika kaynaklı çekirge sürüleri, sıcak güney rüzgarlarının yardımıyla kilometrelerce geniş alanlara yayılmış. Urfa, Viranşehir, Cizre ve Harran çevresindeki her türlü yeşil bitki, bu iştahlı saldırganlardan nasibini almıştı. Zirai mücadele kuruluşunun sağladığı zehirli ilaçlar, çekirgeleri yok etmede etkili olmuş, yalnızca üç köyde toplanan böcek ölüleri 23 tona ulaşmıştı’ (Mümtaz Arıkan, ‘Tarihte Bugün’, 15.4.2000 Cumhuriyet Gazetesi).

‘Sürüde kaç çekirge vardı?’ sorusu, ‘Havaya cemre düştü, fotoğrafı var mıdır?’ ‘Kaçıp ortalığı birbirine katan kurbanlık dananın vesikalık fotoğrafı nerede’ gibi genç stajyer gazetecilere sorulabilecek klasik sorulardandır. Ama çekirge sayısıyla ilgili çok meşhur ve gerçek bir de hikaye vardır: Bir gün Akdeniz taraflarını çekirge istila etmiş, ekinlere büyük zarar veriyor... Yazıişleri müdürü haber ajansına talimat vermiş hemen: ‘Çekirge sürüsü deyip çıkmışsınız işin içinden kardeşim, sayısı belli değil mi bunların... Söyleyin hemen saysınlar!’ Bu olaydan sonra müdürün adı ‘Çekirge’ye çıkmış.

Çöl çekirgeleri Asya ve Afrika çöllerinin kıyısında yetişiyor. Büyük bir çekirge sürüsü 100 milyar çekirgeden oluşabiliyor ve 1000 kilometre karelik bir alanı kaplayabiliyorlar. Bir ay içinde 3500 kilometre yol da alabilirler. Her bir çekirge bir günde kendi ağırlığı kadar ot yediğine göre, büyük bir çekirge sürüsü bir günde 100 bin ton bitki tüketebilir. Her bir dişi çekirge 100 adet yumurta bırakabiliyor; yani bugün bir tane olan çekirge seneye yüz taneye çıkıyor.

Çöl çekirgeleri yıllık toplam yağışı 80 ile 400 kg. arasında olan çöllerin kıyı bölgesindeki kumların üzerine yumurtalarını bırakır. Daha fazla yağış alan yerlerde çekirgelerin düşmanı olan diğer böcekler çok fazla sayıda görüldüğü için çekirgeler oralarda büyük sürüler oluşturabilecek sayıya ulaşamazlar. Hava şartlarının kuru geçtiği dönemlerde çekirge düşmanlarının sayısında büyük azalmalar olur. Bu nedenle, kuru bir yıldan sonra yağmur yağınca çekirge nüfusunda bir patlama olabilir.

ÇÖL ÇEKİRGESİ TAHMİNLERİ

Kurak bir periyodu takip eden yağmurlarla ortaya çıkabilen çekirge sürüleri bir yerden başka bir yere rüzgarlarla taşınırlar. Böylece meteorologlar çekirge sürülerinin oluşumu ve hareketlerini günler ve haftalar öncesinden tahmin ederek onlara karşı erken müdahaleyle mücadele edilmesine önemli katkılarda bulunabilirler.

İlkbahar, yaz ve kış yağmurlarını takip eden üç farklı çekirge üreme mevsimi var. Örneğin, Adana civarına yerleşen bir alçak basınç merkezi bazen çöllerden toz ve kum bazen de çekirgeleri Güneydoğu Anadolu’ya getirebilir. Temmuzdan itibaren Hamsin ve Sam Yeli olarak adlandırılan güneyli rüzgarlar ülkemizde esmeye başlar. Yani çöl çekirgelerinin Türkiye’ye taşınma ihtimali temmuz ve ağustos aylarında daha da artmaktadır.

Yılladır Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Türkiye dahil birçok ülke için hava şartlarına bağlı olarak aylık ‘Çöl Çekirgesi Tahminleri’ yayınlıyor. Ama benzer şekilde ülkemiz için bu tehlikeyi izlemek ve tahmin yapmak ile yükümlü hiçbir kurum ve kuruluşumuz yoktur.

Ülkemizdeki bu tür meteorolojik yanlışları ve eksiklikleri yılladır söylüyorum ama ilk defa bu yıl ‘yargı’ ile korkutup beni susturmak isteyen birileriyle karşılaştım! Aslında beni bırakıp kuraklık yerine ‘kaya düşmesi’ni afet sayan, meteorolojik ve teknolojik afetleri sahipsiz bırakan antika afet, meteoroloji vb. mevzuatımızla biraz olsun ilgilenebilselerdi daha hayırlı bir iş yapmış olurlardı...
Yazarın Tüm Yazıları