‘Acı patlıcanı kırağı çalmaz’ diye bir atasözümüz vardır. Buna göre, herhalde tatlı olduklarından dolayı, geçtiğimiz ilkbahar Bursa şeftalisi ve Malatya kayısısını fena halde kırağı çalmıştı.
Böylece, Nisan 2004’te don ve kırağı nedeniyle meyve ağaçları büyük zarar görmüştü. Çiftçilerimiz, ‘Kırağı, meyve ağaçlarının çiçeğini yaktı. Şeftali ağaçlarında yüzde 100, armut ağaçlarında yüzde 70 - 80 hasar var’ derken dondan daha çok kırağıyı sorumlu tutmuştu. Ayrıca kırağının geceleri yaşandığını ve tedbir alamadıkları için de mahsulün yandığından şikayet ediyorlardı... Anlaşılan ya kırağı tahmini yapılmamıştı ya da onlar kırağı uyarısını ciddiye alıp gerekli önlemleri almamışlardı. Peki nedir bu kırağı?
Öncelikle yaygın ve yanlış olarak bilindiği gibi çiy ve kırağı havadan yağmaz, havadan yere düşmez. Kırağı küçük buz kristallerinden oluşur ama donmuş bir çiy değildir. Bunlar bir yağış türü de olmadığı için miktarları meteorolojide ölçülmez. Sadece çisenti, yağmur, kar dolu ve bunların türevlerine yağış denir ve miktarları ölçülür.
Havanın ‘çiy noktası sıcaklığı’, sıfır derecenin (donma noktasının) altına düştüğü zaman ‘kırağı noktası sıcaklığı’ olarak adlandırılır. Kırağı, havadaki su buharının direkt olarak sıvı hale geçmeden buza dönüşüp çok soğuk yüzeyde birikmesiyle oluşur. Birikmeyle olan kırağı ayrıca beyaz kırağı olarak da bilinmektedir. Birikmeyle olan kırağı bitki örtüsünü, arabaları vb. yerleri (eğrelti otu gibi) buz kristalleri ile kaplar. Birikmeyle olan kırağı yeterli kalınlıktaysa, sanki etrafa hafif bir kar yağmış gibi bir manzara oluşur. Havadaki su buharı soğuk yüzeylerde birikerek beyaz buz kristallerini oluşturur. Buz genellikle renksiz ve şeffaftır. Kırağının beyaz rengi buz kristallerinin içinde sıkışan havanın kristalin şeffaflığını azaltır.
KIRAĞILI AY
Meteorolojide hava sıcaklığı yaklaşık olarak yerden 1.5 metre yükseklikte olan alet siperlerinin içinde ölçülür. Bu nedenle yer yüzeyindeki cisimlerin sıcaklığıyla hava sıcaklığı çoğu zaman farklıdır. Bazen hava sıcaklığı sıfır derece olunca yer yüzeyi sıcaklığı donma noktasının üzerinde olabilir. Bazen de yer yüzeyi sıfır derecenin altında bir sıcaklığa sahipken hava daha sıcak olabilir. Sonbaharın başında toprak hálá yazdan kalma ısıya sahip olduğundan yer yüzeyi genellikle havadan daha sıcaktır ama kasım ayıyla birlikte yer yüzeyi havadan daha soğuk olmaya başlar, yani daha sık çiy ve kırağı oluşmaya başlar. Bu nedenlerden dolayı, gelişmiş ülkelerde çiy, kırağı ve don tahminleri farklı farklı yapılır.
Bazen sadece hava ile yer yüzeyi sıcaklıklıları değil, yer yüzeyindeki cisimlerin sıcaklıkları ve nemin içerikleri de birbirinden çok farklı olabilir. Örneğin bir çiçek bahçesi ve onun bitişiğindeki otoparkı düşünelim. Bahçedeki bitkilerin üzerinden olan buharlaşma ve terlemeden dolayı yeterli nem olduğundan yoğuşma sıcaklığı çiy noktası sıcaklığındayken, havanın daha kuru olduğu otoparkta yoğuşma sıcaklığı kırağı noktasında olabilir. Bu durumda bahçede çiy oluşurken, otoparktaki araçların üzerinde kırağı oluşabilir. Eğer bitki ve araç yüzeyleri daha da soğursa, araçların üzerinde şiddetli bir kırağı oluşurken bitkilerin üzerinde de donmuş çiy oluşur. Eğer hava sıcaklığı -10 derece civarına ve daha altına kadar düşerse kırağı pencerelerimizde tüy, yelpaze ve dantele benzer şekillere neden olur.
Denizlerden uzaklaşıp İç ve Doğu Anadolu’ya doğru gidildikçe daha çok karasal bir iklimle karşılaşırız. Kırağı karasal iklimin hüküm sürdüğü yerlerde eylülden hazirana kadar sık sık görülür. Kasım ayı Kuzey Yarım Küre genelinde kırağının en sık görüldüğü aydır. Bu nedenle, Amerika’da kasım ayında görülen dolunay, ‘Kırağılı Ay’ olarak adlandırılır. İlkbahar ve sonbahar mevsimlerinin sakin ve açık günlerinde kırağı tarımı olumsuz etkiler.
YOLCULARI DA ETKİLER
Çiftçi ve meyve üreticileri için kırağı çok tehlikelidir. Soğuyan hava, yoğunluğunun artmasından dolayı yamaçlarda aşağı akarak vadi ve çukur bölgelerde toplanır. Buralardaki bahçe ve tarlalar kırağıdan büyük ölçüde etkilenir. Ağaçlarının alt dallarındaki meyveleri kırağı çalması bu nedenle daha fazla görülür. Çiy gibi kırağı da hasadı etkiler. Örneğin, kırağı yemiş veya çiyli olarak toplanmış pamukların çırçırlanması neticesinde kahverengiye dönüşmesi önemli bir problemdir. Neden atalarımız ‘Acı patlıcanı kırağı çalmaz’ demiş diye sorarsanız, onu bilmiyorum... Ama şunu çok iyi biliyorum: Yukarıda kısaca bahsedilen nedenlerden dolayı, gelişmiş ülkelerde sis gibi, çiy ve kırağı tahminleri de gerektiği zamanlar yapılıp halk ve özellikle de çiftçilere duyurulması çok önemlidir.
Araç sürücülerini ve dolayısıyla yolcuları da kırağı etkiler. Eğer kırağı araçları bir sır gibi kaplarsa, sabahleyin insanları geciktirir. Bazı kırağıları araçların üzerinden temizlemek daha kolaydır. Eğer sıcaklık sıfır dereceye yakınsa, araçların camlarındaki kırağı şeklinde oluşmuş buzlar kolayca temizlenebilir. Aynı zamanda donma sıcaklığına yakın düşük hava sıcaklıklarında araçların camlarını donma sıcaklığının üzerine daha çabuk ısıtmak mümkündür.
Sıcak buz kristallerinin yüzeylere yapışması, soğuk buz kristallerine göre daha zayıftır. Bir kez sıcaklıklar -5 derece veya daha altına düşerse buzu yok etmek çok zorlaşır. Buzu ortadan kaldırmak için daha fazla ter dökmek gerekir. Ayrıca çok düşük hava sıcaklıklarında araçların camlarını donma sıcaklığının üzerine kadar ısıtmak için daha uzun zaman gerekir. Bu sıcaklıklarda buz, altındaki yüzeye daha iyi yapışır...
Bir dahaki sefere bir kırağı veya donmuş çiy gördüğünüzde onları oluşturan işlemleri, ülkemizde bu konuda yapılan yanlışları ve yapılabilecek olan doğruları bir düşünün lütfen.