Paylaş
Prof. Dr. Elif Dağlı, “Bu yıl ne değişti de hastalıklar arttı” diye araştırmaya devam ederken 2012’de kutupların yer değiştireceği iddiası ile karşılaşmış. Bana da “Dünyanın Manyetik alanı, hava koşullarını ve hastalıkları etkiler mi” diye e-posta atıp sordu. Ben de merak ettim!
YILDA 40 KİLOMETRE KUZEYE KAYIYOR
Şu anda Dünya’nın manyetik kutbu Kuzey Kanada’da kutup dairesinde bir yerde. Manyetik kutbun yeri ilk kez 1831 yılında belirlenmiş ve 1904 yılında 50 kilometre yer değiştirdiği görülmüş. 20’nci yüzyılda kutup her yıl kuzeye doğru 10 kilometre yer değiştirirken son yıllarda yer değiştirme hızı yılda 40 kilometreye çıkmış! Bununla beraber, Dünya’nın manyetik alanı 19’uncu yüzyılda yüzyıldan bu yana yüzde 10 zayıflamış. Yani dünyanın manyetik alanı yavaş yavaş kuzeye kayıyor ve çöküyor mu ne!..
Her madde gibi insanın da bir manyetik alanı var. İnsanlar kendi manyetik alanlarının yanı sıra yaşadıkları çevredeki manyetik alanların da etkisinde. İnsanı oluşturan maddelerin birbiriyle haberleşmek için kullandığı manyetik alanın sinyalleri hem birbiriyle ve hem de dünya manyetik alanıyla uyum içinde. Fakat bu uyum çeşitli nedenlerden bazen bozulmakta.
Peki bozulursa ne olur? Bunun için İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü’nden Altansuvd Bold, Hüseyin Toros ve Orhan Şen’nin yazdığı “Manyetik Alanın İnsan Sağlığı Üzerindeki Etkisi” adlı makaleye bakmamız gerekiyor. Onlara göre özetle;
KALP KRİZİ, KANSER MS’DE ETKİLİ OLABİLİR
Uzaya gönderilen astronotlarda görülen ve haftalarca sürebilen yorgunluk, adale ağrısı, baş ağrısı ve dönmesinin nedeni ilk yıllarda anlaşılamamış. Daha sonraki yıllarda sürdürülen kapsamlı araştırmalar sonucu bu belirtilerin dünyanın manyetik alanının eksikliğinden kaynaklandığı belirlenmiş.
İnsan vücudundaki manyetik alan, biyoelektrik yüklerinin hareketinden meydana gelir. Dolayısıyla kalp, adale, sinir ve beyin gibi organlar belli bir manyetik alana sahip. Bu nedenle, kalp krizi riskinin 20’li yaşlara düşmesi, bağışıklık sistemlerinin çöküşü, sık hastalıklara maruz kalma, beyin kanamasına rastlama sıklığında artışlar ve de kanser olgularında görülen tırmanışlarda değişen manyetik alanın da önemli bir etkisi olduğuna inanılmakta.
Dünya manyetik alanının haritası incelendiğinde alanın yapısı ile MS hasta sayısı arasında kuvvetli ilişki bulunmuş. Örneğin, MS hastalığına yakalananların sayısı 60 derece doğu boylam civarında en yüksek değere ulaşırken; Orta Asya, Hindistan, Çin, Japon, Afrika ülkeleri ve Orta Amerika gibi ekvatora yakın yerlerde vaka sayısı yok denecek kadar az.
CEBİNİZDEKİ TEHLİKE
Başka bir çalışmada ise mevsimsel stres maksimumları ile güneş rüzgarının maksimumu arasında ilişki olduğu gösterilmiş. Yani güneş rüzgarı dünyadan geçtiği zaman insanlar üzerinde daha fazla etkili olabiliyormuş. Başka bir çalışmada ise ruh hastaları üzerine yapılmış. Bu çalışmanın sonucunda gök cisimleri arasındaki manyetik alanın pozitif olduğu zamanlarda hastaların sayısının önemli bir ölçüde arttığı gözlenmiş.
Dünyanın doğal manyetik alanı çöküyor diye hemen telaşlanmayın. Bence esas korkulması gereken insan tarafından yapılan ve elektro smog adı verilen, hemen hemen her yerde sağlıksız bir sosyal yaşam ortamı oluşturan, modern teknolojinin beraberinde getirdiği elektromanyetik kirlenmedir...
Paylaş