Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat KadıoğluYazarın Tüm Yazıları

Dört mevsim gidip yaşanılması gereken güneş kenti Van

"Alo, burada hava çok sıcak ve bunaltıcı, acaba bir şey mi olacak?" Telefondaki arkadaşım yazın ortasında gidilmemesi gereken, "moda" olduğu için herkesin hava sıcaklığına bakmadan koştuğu bir tatil beldesinde bunalmış, aklına deprem gelmiş ve telefona sarılmış.

Ben ise püfür püfür esen bir yaylada, ilk kez gökyüzünde Samanyolu’nu çıplak gözle seyrediyorum. Burası aynı zamanda kocaman denizi olan bir yayla!

Türkiye üzerinde güneş Van’dan doğar. Van Kalesi’nde güneşe arkasını verip Van’ı seyredenler artık küçük ve büyük sanayi siteleri, iş geliştirme merkezleri, yeni açılan yol ve tüneller, su getirme projeleri, ağaçlandırılan modern cadde ve sokaklar, tarihi ve doğal güzellikleri ortaya koyan restorasyon çalışmalarıyla yeni ve çağdaş Van’ı görüyor. Şehir, düzenlenen festival ve kültür etkinlikleriyle, bölgede eğitim ve turizm alanında bir cazibe merkezine dönüşüyor.

KÜRESEL ISINMA VAN’IN CAZİBESİNİ ARTIRACAK

"Beşinci Dünya Su Forumu Bölgesel Hazırlık Süreci" kapsamında Devlet Su İşleri 17. Van Bölge Müdürlüğü’nde düzenlenen "Van Gölü Hidrolojisi ve Kirliliği" konulu konferansta açılış konuşmasını yapan Van’ın çalışkan valisi Özdemir Çakacak "Güneş Kenti Van" başlıklı bir tanıtım filmi gösterdi. Güneş ile birlikte deniz ve kum turizmi akla gelir. O an fark ettim ki Van’da bunların hepsiyle birlikte 5 bin yıllık tarih ve çok zengin bir kültür var.

Vanlılar gibi Van’ı anlatmaya sudan başlarsak sözü Vanlıların "deniz" dediği Van Gölü’ne getirmemiz gerekir. Bu, 1650 metrede yani yaylada muhteşem bir deniz. Yaz turizmi için bulunmaz bir nimet. Küresel iklim değişimiyle birlikte artan hava sıcaklıkları ve sıcak hava dalgaları nedeniyle Türkiye’nin güney kıyılarında yoğunlaşan deniz, kum ve güneş turizmi yazın ortasında sekteye uğruyor. Bu nedenle, insan sağlığını tehdit eden sıcak yaz aylarında insanlar daha serin olan kuzey enlemlerine ve yüksek kesimlere gitmeye başladı. Yaz aylarında insanı bunaltmayan Van gibi bölgelerin önünde yeni fırsatlar açıldı. Farklı temalarda birçok tur düzenlenebilir bu bölgede. Van Gölü’nün tek türü inci kefalinin akarsuların tersine göçü gibi nadir olaylar, yayla, ekolojik, kültürel temalı turlar bölgede büyük bir ekonomik sektör oluşturabilir.

DOĞUNUN İSVİÇRE’SİNE DÖNÜŞEBİLİR

Konferanstaki konuşmalarda, Van Gölü’ndeki en büyük tehlikelerin kıyı selleri, kıyıdaki plansız yapılaşma ve göldeki kirlenme olduğu söylendi. Konuşmamda ben de gölden uzak durulmasını tavsiye ettim. Yağış olmasa da suyun ısınıp, genleşip genişlemesiyle gölün yükseleceğine dikkat çektim. Ayrıca iklim değişikliklerinin beraberinde tropikal hastalıkların da bölgede artabileceğini hatırlattım. Sağlık yatırımlarına önem verilmesini istedim.

Gölün çevresi, doğal bitki örtüsü açısından çeşitlilik göstermesine rağmen, ne yazık ki dağlar ormansız. Ancak, vadilerin oluşturduğu "mikro klima" sayesinde, istenildiğinde birçok çeşit ürün yetiştirebilme şansına sahip. Özellikle kirlilik üreten ağır sanayisi olmadığı için toprakları nispeten temiz kalmış ilde organik tarım potansiyeli de çok yüksek. Böylece, yüksek, dağlık, doğal, tarım ve kar örtüsünün sosyal-ekonomik değeri fazla olan Van’da küresel iklim değişimi önemli fırsatlar ortaya koymakta. Bu fırsatlardan yararlanılabilmesi için öncelikle ilin doğal özellikleri ve güzelliklerinin önemle korunması gerekir. Ne de olsa turizmin ham maddesi doğadır! Konferansa katılan Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun, çevreyi korumak için açıkladığı 10 milyon YTL’lik projeler gerçekleştiğinde, Van, doğunun Paris’i değil, İsviçre’si bile olabilir.

HEDİYEYİ BİLMECEYİ BİLEMEYEN ALIYOR

Benim gibi çok fazla et yemekten hoşlanmıyorsanız dikkat! Vanlılar etsizini yemekten saymaz. Misafire ikramını büyük bir ayıp kabul eder. Bu yüzden bir fırsatını bulup benim gibi kendinizi Omca Restoran-Kafe’ye atın. Endüstri Meslek Lisesi’nin karşısındaki Omca, yöresel, geleneksel Anadolu sebze yemeklerini ev titizliğinde müşterilerine sunuyor. Dünya mutfaklarından yemekler de pişiriyor. Omca’nın en iddialı olduğu yemekler sebzeler, ev tatlıları ve pastaları. Van’ın köklü ve yaygın olan kahvaltı geleneğini yaşamanız için de Van Belediye Sarayı’nın altında bulunan "Bak Hele Bak Yusuf Konak" tavsiye ediliyor. Dikkat; Yusuf Konak, hediyelerini bilmecelerine doğru cevap veren müşterilerine vermiyor! Ne de olsa kendi deyimi ile "Allah’ın Vanlısı!"

Hiçbir tanıtım yazısı Van’ı hakkıyla anlatamaz. Artık modaya uymak adına sıcak hava dalgalarında sağlığınızı tehlikeye atmayın. Gidin doğal, tarihi ve kültürel güzellikleri ile Van’ı yaşayın. Bol yıldızlı otel arıyorsanız ondan da var, gökyüzündekiler ise ikramları!
Yazarın Tüm Yazıları