Paylaş
Kalabalık, gürültülü, koşturmanın bitmediği olduğu bir evim olacaktı.
Kocaman, yemek kokuları içinde, kahkahanın ve çocuk kavgalarının bir arada olduğu, bahçeli bir ev...
Tam 36 yaşındayım ve bugüne dek hayalini kurduğum çoğu şey gerçek oldu. Yazılarımı yakından takip eden sevgili okurlarım benim hayal kurmayı bildiğimi söylerler, bunu nasıl yaptığımı sorarlar zaman zaman. Yanıtım hep aynı olur: “Yürekten isteyeceksin, tam iki göğsünün arasından, içtenlikle... Cız edecek düşündükçe kalbin o hayali, resmi çizeceksin zihninde, düşleyeceksin gerçekten olmuş, istediğin her ne ise şu anda yaşıyormuşsun gibi...” derim. Oğlum olduktan sonra bir kız bebek hayali kurdum uzun süre. Kavuştum ona tam 54 gün önce...
İkinci çocuğu doğuranlara sorardım “İlk çocuğun kadar sevebildin mi?” diye. Yanıt belli, tabii ki sevdiğini söylüyordu herkes ama ben merak içerisindeydim. Oğlumu doğurana kadar bir insan bu kadar sevilebilir mi bilmediğimden, ikinciyi doğurursam eğer nasıl bu kadar sevebilirim diye endişe ediyordum. Endişelerim boşa çıktı bugünden 54 gün önce...
Kucağıma aldığımda minik prensesimi, o kokuyu kokladığımda, emzirmek için göğsüme ilk aldığımda, bir yandan emmeye çalışırken diğer yandan o minik elini tenime dokundurduğunda, beni koklayıp iç çektiğinde bir kez daha yandım. Bir annenin kalbinin ne kadar da büyük ne kadar da sevgi arsızı olduğunu anladım. Sevebiliyormuşuz iki taneyi de aynı şekilde.
Sonra okurken çeşitli kitapları baktık ki Bora ile tüm bebekler kızımıza benziyor ilginç şekilde. Hepsi minicik, hepsi düğme burunlu, hepsi çekik gözlü. Kokuları da aynıdır bunların diye düşündük. O gizemli “bebek kokusu” var doğal olarak hepsinde. Annesi ve babası yanında olup bizim gibi nefes alıp almadığı kontrol edilen bebeklerin de daha doğdukları gün yalnız kalıp terk edilenlerin de...
Bu koku yüzünden işte; üçüncü çocuğu hatta dördüncüyü en az benim kadar isteyen hayat arkadaşım ile karar verdik konuştuğumuz gibi ailemizi daha da büyüteceğiz.
“Bunu nasıl yapacaksın daha yeni doğurdun?” diyenlere yanıtımızı veriyoruz: Sahipsiz bırakılmış bir çocuğu evlat edineceğiz. Annesi, babası olmayan ama 54 gündür bizim evimizde her yere, çarşaflara, yastıklara, mutfak ve banyolara sinen bu inanılmaz kokuya sahip minicik bir bebeğe de anne ve baba olacağız.
Bu yazıyı yazarken biliyorum ki bir yerde bizi bir bebek bekleyecek, biz gidip onu bulacağız.
Ve onun sevgisini kalbimizde aynı yere koyacağız.
Pınar ben; 7 yaşındaki Emre Berent, 54 günlük Kaila Sim ve bizi bir yerde bekleyen üçüncü meleğin annesi...
Derli toplu bir çocuk odası...
Oyuncak sandıkları, raflı üniteler, oyuncak kutuları, yatak altları, duvarlar ve tavanlar...
Minik yavrunuzun aileye katıldığı o ilk heyecanlı andan itibaren, doğum günlerinde, yılbaşlarında ya da aile bireylerinin her seyahat sonrasında getirdiği hediyelerle çocuklarımızın oyuncak sayısı her gün katlanarak artar. Bu oyuncakları depolamak ve günlük kullanıma uygun bir sistem geliştirmek, zamanı doğru kullanmak ve rahat bir ortam yaratmak açısından önemlidir. Aksi takdirde oyuncaklar kolayca kontrol dışı bir yığın haline gelebilir.
Çocuğunuzun odası ne kadar büyük ya da küçük olursa olsun, bir ebeveyn olarak bu oyuncaklarla başa çıkmak iyi organize olmaktan geçer. Pratik çözümler yarattığınız takdirde çocuklarınız oyuncaklarını toplamak konusunda istekli olacaklardır. ışin püf noktası bu sorunu çocuklarınızın anlayabileceği bir sistemle çözmektir.
Birkaç kez odasını onunla birlikte toplayın. Oyun oynarken çocuklarınızı gözlemleyerek kutu ve rafları en doğu şekilde nereye yerleştireceğinize karar verin. Her ünitede kullanacağınız değişik renk seçimleri de hangi oyuncağın hangi kapta saklanması gerektiğini hatırlamasında yardımcı olur.
Çocuk odasında mekanı doğru kullanmak, çocuğunuza oynayabileceği daha büyük bir hacim sağlar, sistem geliştirmek ise dağınıklığı ve düzensiz çoğalmayı önler.
Oyuncak sandıkları: En yaygın kullanılan ve fonksiyonel çözümdür. Oyuncak sandıklarında dikkat etmeniz gereken en önemli özellik güvenliktir. Çoğunlukla ahşap olan bu sandıkların yaylı kapağı hızla kapanıp istenmeyen kazalara neden olabilir. Sandık kapalı halde iken parmak girecek boşluk bırakmak ve kaliteli mekanizma kullanmak en iyi yoldur. Ayrıca bu sandıkların tekerlekli olması, hem çocuğunuzun kullanımı hem de sizin daha rahat temizlik yapabilmeniz açısından çok faydalı olacaktır.
Raflı üniteler: Bunlar oyuncak kutularını barındırır ve çocuğunuzun tüm oyuncakları çıkarmadan, sadece istediği rafı alıp oyun alanına götürmesi bakımından kullanışlıdır.
Oyuncak kutuları: Boş iken iç içe geçmeleri ve doldurulunca üst üste kullanılabilmesi açısından fonksiyoneldir. Ayrıca ihtiyaç olduğu sürece alınıp çoğaltılabilir.
Yatak altları: Eğer yatağınızın yüksekliği uygunsa, harika bir depolama yeridir. Plastik kutular ya da sepetler içindeki oyuncaklar buralara kaldırılabilir.
Duvarlar ve tavanlar: Zeminde yer işgal etmemek bakımından idealdir. Özellikle küçük odalarda çok kullanışlı çözümler elde edilebilir. Duvardaki oyuncak kutuları da son derece dekoratif bir görünüm sağlayabilir.
BİR TAŞLA İKİ KUŞ VURUN
Oyuncak kutularının belki de en fonksiyonel olanı, depolama işlevini yerine getiren ve odanın atmosferine katkıda bulunanlardır. Dolayısıyla tabure ve masa olup içi oyuncak depolayabilen ya da üstü oyun alanı, altı çekmece olan üniteler kullanışlı olduğu gibi çocuğunuzun da ilgisini çekecektir.
DOĞRU MALZEME SEÇİN
Oyuncak kutuları ahşap, plastik, polyester, karton, sepet, file ya da kumaş malzemelerden olabilir. Bunların kullanım özellikleri, şekil ve fiyatları farklıdır.
Büyük boyutlu kutularda ve oyuncak sandıklarında en yaygın kullanılan malzeme ahşaptır. Farklı renklere boyanabilir. Ağır olacağı için tekerlekli tercih edilmelidir. Temizliği kolaydır.
Karton ya da mukavva kutular ise hafif, çok farklı renk ve boyutta olabilmeleri açısından avantajlıdır. Büyük kutular kolayca yırtılabileceği için daha küçük kutular tercih edilmelidir.
Plastik kutular da canlı renkleri, sevimliliği ve ekonomikliği nedeniyle tercih edilir.
File sepetler içini göstermesi açısından uygun olup, file ve kumaş ürünler için yıkanabilen malzeme seçilmelidir.
İkiz Aynası
“Bir gün ikizlerim oldu ve tüm hayatım değişti” diyen yazar, annelik ve ikizleriyle ilgili bütün deneyimlerini, en içten duygularını sizlerle paylaşıyor.
Çoğul gebelik, hamilelik ve doğumla ilgili akla gelebilecek tüm sorulara yanıtlar, emzirme yöntemleri, ilk sene ve sonrasında düzenlenecek partiler için süsleme alternatifleri gibi konuların yanı sıra hem göze hem de mideye hitap eden parti yiyecek tarifleri de bu kitapta... Anneyiz.Biz Yayınları’ndan çıkan “ıkiz Aynası”nı Nur Bilginoğlu Anaç kaleme aldı.
Tiyatro Z
Yazın bu son ayını verimli bir şekilde değerlendirmek istiyor ama ne yapacağınızı bilmiyorsanız Tiyatro Z’nin uzman eğitim kadrosuyla başlayacağınız tiyatro oyunculuk serüveni tam da size göre olabilir.
Ayrıntılı bilgi için: (212) 249 16 65
Ramazan eğlenceleri
Orion AVM, bu yıl ziyaretçilerine eski ramazanları yeniden yaşatmayı amaçlıyor. Alışveriş merkezi, her perşembe 14.00-16.00 saatleri arasında hem çocuk hem de yetişkinlerin zevkle izleyeceği Hacivat ve Karagöz, meddah, orta oyunu ve geleneksel ramazan eğlencelerinden güzel örneklerin sunulacağı ramazan eğlenceleriyle ziyaretçilerini ağırlayacak.
Azimli robotun macerası
“Cars” ve “Ratatouille”in yaratıcılarından ve “Finding Nemo”nun eleştirmenlerce çok beğenilen yönetmeninden sizi çok da uzak olmayan bir galaksiye doğru kozmik ve komik bir yolculuğa çıkaracak Wall-E adındaki azimli bir robotun macerasına hazır mısınız? Disney Pixar’ın son macerası ile kendinizi büyüleyici bir dünyaya transfer edin. DVD’nizi alıp keyfinize bakın.
Çocuk Müzesi
23 yıldır uluslararası alanda düzenlenen Dünya Çocuk Eserleri Yarışması’nda ödül kazanan eserlerin sergilendiği iki katlı Çocuk Müzesi, seramik ve çini sanatçısı Ümran Baradan ve Konak Belediyesi işbirliği ile ağustos ayı boyunca çocukları ve aileleri farklı bir yolculuğa çıkarıyor.
Adres: Halil Rıfat Paşa Cad. No: 31 Konak-İzmir
Paylaş