Teknoloji insanın kendine yakışanı giymesidir!

Kabul edin, akıllı telefonlarınızı birçok arkadaşınızdan (hatta sevgilinizden) daha çok seviyorsunuz. “Hayır öyle değil” diyorsanız şöyle bir test yapın kendinize: Evde bıraktığınız zaman hangisi daha çok acı veriyor?
Akıllı telefonlar ve modern insan arasındaki yegâne sorun da bu aslında. Kaybediyoruz, ayrı düşüyoruz, bazen elimizden kayıp yere çarpıyor, kimi zaman yan kesiliyor. Çünkü insanoğlu ne kadar çabalarsa çabalasın söz konusu akıllı telefonlar bizim tam olarak bir parçamız haline gelemedi. İşte giyilebilir cihaz çılgınlığı tam da bu noktada başlamakta.
Peki, bu yeni dünyada neler oluyor? Bu hafta benim favori ürünlerimden bahsedeceğim.

LG KizON: Çocukları çaldırarak bulun!

Güzel dilimizin en nadide kelimelerinden olan ‘pimpirik’ çoğu insanın hayatına bir çocukla birlikte gelir. Çocuk yapmadan önce belediye otobüsüne akbilsiz binecek kadar gamsız olan kitleler, bebek sahibi olunca hayatlarını ‘endişeli bekleyiş sürüyor’ seviyesine indirgiyorlar. Çünkü modern insanın çocukerkil hayat tarzı, kendi yaşamını ertelemeyi gerektiriyor. LG KizON da kandaki pimpirik oranını azaltmak için dizayn edilmiş harika bir ürün. KizON kol bandı GPS ve WiFi kullanarak çocuğun nerede olduğunu gerçek zamanlı olarak velilere iletebiliyor. Ebeveynler aradığında cihaz otomatik olarak yanıt veriyor, çocuklar da acil bir durumda önceden tanımlanmış numarayı tek tuşla arayabiliyor. Cihazın 36 saatlik batarya ömrü mevcut, pil yüzde 25’in altına indiğinde ise anne babaya otomatik bilgi gidiyor.

FuelWear Flame Base Layer: Üşümeye son!

Lahanalara öykünerek ortama ve sıcaklığa göre giyinip soyunma zorunluluğu insanoğlunun en eski dertlerinden biri. Bir IndieGogo projesi olan FuelWear Flame Base Layer giydiğiniz tişörtün soğuk havalarda kendini ısıtmasını sağlıyor. Arzu ettiğiniz vücut ısısını seçtikten sonra giysi sizi 3 ila 12 saat arasında sıcak tutmayı başarıyor. Tekrar üşümek içinse ürünün 250 dolarlık etiketine bakmanız yeterli.

Samsung Gear S: Kimseden akıl almıyor!

Giyilebilir teknoloji deyince aslında ilk akla gelen ürünler akıllı saatler. Yüzyıllardır akıllı olmayan saatleri “sevaptır” diye gittiğimiz her yere taşıdık durduk. Ama devir değişiyor. Benim dört gözle beklediğim Samsung’un Gear S modeli birkaç ay içinde satışa sunulacak. SIM kart ve3G bağlantısına sahip Gear S’i benzerlerinden ayıran, herhangi bir akıllı telefona bağımlı olmadan bildirimleri ve mesajları yönetme imkânı vermesi. Büyümüş de küçülmüş bir veletten bahsediyoruz.

Vigo: Kalk yerine yat!

İnsan denen organizma, kötü hadiselerin hep başkalarının başına geleceğini kabul ederek akıl sağlığını koruyabilmekte. Direksiyon başında uyumak da ne yazık ki o durumlardan biri. Yüze takılan Vigo adlı ürün, yorgun olduğu anları tespit ederek kişiyi uyarıyor. Cihaz göz kırpması sıklığı ve vücut hareketlerini analiz ederek kişinin uyumaya yakın olup olmadığını belirliyor. O sadece akıllı değil kahraman bir ürün...

Haftanın fotoğrafı

Çocuğunuzun doğum tarihi aslında kronik bir delilik halinin ilk gününü ifade ediyor. Birine aşık oluyorsunuz, kendiniz gibi davranmıyorsunuz ancak bu aşkın ‘ama’ları, ‘acaba’ları ve son kullanma tarihi yok. İçten içe aslında dünyayı kıyametten kurtaracak olan seçilmiş kişiyi büyüttüğünüzü düşünüyorsunuz. Artık sonsuza kadar delisiniz.
Ebeveynliğin getirdiği davranış bozukluklarından bir başkası da bebeğin her anını fotoğraflamaya ve sosyal ağlardan paylaşmaya duyulan açlık. Korkarım, Facebook’a çocuğun diğer veletlerin milyar kere verdiği hiç ilginç olmayan bir pozunu koymasak arkadaşlarımızı ebeveyn olduğumuza ikna edemeyeceğiz.
Norveçli bir anne baba da bu akıma kapıldı ve 600 metre yükseklikteki bir uçurum kenarında emekleyen bebeklerini fotoğraflamak istedi. Bu anın görüntüsü büyük bir tartışma yarattı, söz konusu anne baba da haliyle çok ayıplandı.
Peki, çocukerkil hayatların sosyal anne babaları...
Siz daha az deli olduğuna emin misiniz?