Paylaş
Ama olmuyor, olmayınca da kriz büyüyor
Beyaz yakalıyız. Düzenli olarak işe gidiyoruz. Ay ışığında şeytanla raks etmekten daha zor bir mesai bu. Joker gülümsemesi ile anlaştığımız iş arkadaşlarımıza kurumsal laflar batırıyoruz. ‘Doğru’ ile ‘başarılı7 arasındaki bir ipte cambazlık yapıyoruz. Öz-motivasyon alanında kişisel gelişim harikaları yaratıyoruz. Aybaşlarında banka hesaplarında güneş tutulması gibi görünüp kaybolan rakamlar bütününü hak etmek için çırpınıyoruz. Ancak bir adım geriye gelip baktığımızda eforun çoğunu tek bir aksiyonun belirlediği görünüyor: E-posta yanıtlamak!
E-posta dediğiniz, pijamayla ayak uzatıp TV karşısında mandalina soyar durumdayken habersiz misafirliğe gelen akraba gibi bir şey. Rahat, sonu gelmez ve vazgeçilmez. Her koşul ve her yerde alıcısına ulaşan bir unsurdan söz ediyorum. “Patrick tuvalete girdi, en azından çıkana kadar gelmeyeyim” gibi bir zerafetten bahsedemiyoruz e-posta dünyasında.
Ancak e-postaların bizi yönettiği bir iş hayatından sıyrılmak, bu harika aracın verimliliği öldürmediği bir dünya yaratmak mümkün. Nasıl mı?
1. Sürekli açık tutmayın: Gün boyunca gelen e-postalar odağınızı bozabilir. Posta kutusunu kontrol edeceğiniz aralıklar belirleyin, dışında kalan zamanlar için “X saate kadar e-postalarımı kontrol edemeyeceğim. Acil durumlar için X numaradan ulaşabilirsiniz” benzeri bir otomatik mesaj yaratarak krizleri önlemeniz mümkün.
2. Yarının işini bugün yapın: ‘Düşünüyorum öyleyse yarın’ mottosu e-posta yönetimi için kıyamet anlamına gelebilir. Posta kutusuna düşen mesaja okuduktan hemen sonra yanıt vermek çok önemli.
3. Kategorize edin: Önce gelen gereksiz olanları silin. Kalanları da doğru şekilde klasörlemeniz, arama dostu şekilde işaretlemeniz size vakit kazandıracaktır. Hızlıca bulduğunuz eski bir e-posta bir gün hayatınızı kurtaracak.
4. Spam’a atın: Promosyon postalarının aboneliğini bırakın, sürekli sildiğiniz mesajları üşenmeden spam olarak işaretleyin.
5. Yanıtların ucunu açık bırakmayın: E-posta pinponu oynamak istemiyorsanız, gelen mesaja açık bir nokta bırakmayacak şekilde cevap verin.
6. Uzun e-postalardan kaçının: Destansı bir e-posta göndermek için tükettiğiniz enerjiyi roman yazmak için kullanmanızda fayda bulunuyor. En azından birileri romanı okuyacaktır, e-posta için aynısını söyleyemiyoruz.
7. Daha az e-posta gönderin: Gönder butonuna her tıklayış verimliliğe karşı bir isyandır. Yüzyüze kısa sürede çözebileceğiniz bir sorunu (CC’de konuşlanan yöneticilerin önünde) sonu gelmeyen e-posta gösterisine çevirmeyin.
Haftanın ürünü: Zenmate
Türkiye, VPN servislerinin gelişmesi için dünyaya öncülük yapmaya devam ediyor. Bir önceki sosyal medya yasağında kullanıcı rekoru kıran ve sadece Chrome üzerinde kullanılabilen Zenmate eklentisi artık Firefox, Opera gibi diğer tarayıcılara da geldi. Ayrıca yasaksız kaldığımız ara dönemde umudunu yitirmeyen Zenmate, Android ve iOS uygulamalarını da yayına aldı. Gururluyuz.
Paylaş