Paylaş
Kurucuları iki öğrenci: Sercan Işık 1994, İzzet Zakuto 1991 doğumlu.
Amerika’yı fethetmek istiyoruz
Uygulamada en son rakamlar nereye geldi?
İZZET: Uygulama indirmede 850 bine yaklaştık. Günlük 110 bin aktif kullanıcı var. Aylık 500 bin aktife geldik. Facebook’ta 900 bin takipçiye ulaştık. Şimdi ikinci tur yatırıma giriyoruz. İlk aldığımız yatırım 250 bin dolardı, şirket değerlemesi 2.5 milyon dolar oldu. Şimdi yatırım miktarını söylemeyelim ama 10 milyon dolar değerleme üzerinden bir yatırım almayı planlıyoruz.
Bir sonraki adım ne olacak?
İZZET: Amerika’yı fethetmek istiyoruz. Yatırımı daha çok yurtdışı için kullanacağız. İkimiz de farklı okullara girip sil baştan aynı hikâyeyi yapmayı planlıyoruz.
SERCAN: Plazalarda kurumsal takılarak bunu gerçekleştiremeyiz. En ideali oradaki bir okula değişim programı veya transferle gidip sahada yeni bir topluluk inşa etmek.
En temelden başlayalım. Nedir bu Scorp?
SERCAN: Kullanıcıların 15 saniyelik videolarla konu başlıkları yarattıkları bir uygulama. İnsanlar yüzünü göstererek her konuda fikirlerini söyleyebiliyor. Koalisyon olmamalı da konuşuluyor, Galatasaray Fenerbahçe maçı da.
İZZET: En ilginç sevişme yerleri de konuşuluyor mesela, herkes bu konunun altında düşüncesini rahatça söyleyebiliyor.
Nasıl çıktı fikir ortaya? Bir gün garajda mı oturuyordunuz?
İZZET: Balkon abi, Türk usülü. Bizim evin balkonunda oturuyorduk Sercan’la. Çay içiyoruz. “Salatacı açalım, sosçu açalım” diye geyikliyoruz. Sonra, “Hadi app yapalım” dedik. Aklımıza Ekşisözlük geldi. “Bunu videoyla birleştirelim” diye düşündük.
Sonra yazılım...
İZZET: Evet, yazılımcı bulmamız gerekti. 30 yaşında bir yazılımcı abiyi projeye ortak ettik. Övünç. Onlardan önce çok yazılımcıya gittik, ret yedik. Hatta bir tanesi geçenlerde bizi gördü, “Pişmanım, kafama s.çayım” tarzı şeyler söyledi.
Dinlememiş sizi.
İZZET: Şu oluyor projeyi anlatırken: Karşındaki insan seni çürütmek üzere orada oturuyor çoğu zaman.
SERCAN: “Vine var lan zaten”; “Instagram video çekiyor zaten”; “Youtube’dan farkın ne?” diyenler oldu.
İZZET: Şunu gördük: Türkiye’de girişimciler ilk baştaki eleştirilere kulak asmazlarsa başarılı olabilirler.
Peki nasıl büyüdü Scorp?
İZZET: Üniversitelerde. Fikrimizi farklı farklı insanlara anlatıp okullarda marka elçiliği kafasında ekipler oluşturmaya başladık. İzmir, Ankara ve İstanbul’daki bütün okulları gezdik. Haftada 30’dan fazla toplantı yapıyorduk.
Okul okul dolaştık
Daha ortada app yokken?
İZZET: App yok. Sadece web sitesindeki bir resimle fikri anlatıyorduk.
Peki nasıl motive ettiniz bu insanları?
İZZET: “Bizimle çalışan herkes bu işin bir parçası olacak, CV’nizde güzel gözükecek” dedik. O isimlerden birçok insan şu an Scorp’ta çalışıyor.
Hangi ara ders?
İZZET: Sabah erken derslere giriyor, öğleden sonra da okullara gidiyorduk. Dört ay okul okul dolaştık.
Ve app çıktı, sonra?
İZZET: App Store’a çıktığımız ilk gün çok komik. İlk gün trend search’e çıktık. Sercan ile birlikte ağladık. Şu an bizim için rutin bir durum trend search.
Peki bu süreçte krizler yaşanmadı mı hiç?
İZZET: Yaşanmaz mı? Yazılımcımız bizi terk ediyordu. Gitmemesi için yalan söyledik.
SERCAN: Aradık, iki-üç gün cevap vermedi telefona, kıllandık. Panik olduk. Evine gittik.
İZZET: Maddi sıkıntı çekiyordu, memleketine gitmeye karar vermişti. “Yatırım aldık, artık sana maaş verebileceğiz” dedik. Yalan. Sercan ailesinden para istedi, ben bankadan kredi çektim. Bunu çözemeseydik bugün Scorp olmayacaktı.
SERCAN: Bir de ev hikâyemiz var. Dört ortak da bu evde yaşıyorduk. Sadece biz İzzetle bazen ailemizin evine gidiyorduk. Yazılımcılar orada kodluyorlardı. Ev çatı katında. Giriş kapısının kilidi yok. Kapı kapanmadığı gibi balkon da kapanmıyordu. Sevgiden değil ama donmamak için birbirimize sarılmışlığımız var.
İZZET: Bakkaldan kek alıyorduk, genel besinimiz de oydu.
Kapısız evde, kek yiyerek yazdınız bu app’i...
SERCAN: Güzel başlık.
CNNTürk’e çıkınca tebrik ettiler
Varlıklı ailelerin çocuklarısınız, şimdi ailelerden daha varlıklı hale mi geldiniz?
AYNI ANDA: Daha değil ama inşallah.
Ailelerin ne rolü oldu?
İZZET: App çıktı, gazeteye çıktık ama yine etki etmiyor, “Aman bu ne ya” diyor babam hâlâ. Ancak CNNTürk’e çıkınca, “Galiba bir şeyler oluyor” diyerek tebrikler gelmeye başladı.
SERCAN: Şu da var: “Para isterseniz verelim ama dersinize çalışın be oğlum, boş boş işlerle uğraşmayın” diyor anneannem.
Paylaş