Önce bilmeyenler için ne olduğunu anlatarak başlayayım. Couchsurfing, seyahatinizde bir başkasının evinde, daha doğrusu kanepesinde konaklamayı mümkün kılan bir dijital platform. Bu misafirperverliğin karşılığında bir ücret de ödemiyorsunuz. 4 milyon kullanıcısı, 400 binden fazla ev sahibi olan bir yapıdan bahsetmemizin temel nedenlerinden biri de söz konusu tasarruf imkanı. Ancak bu deneyimin en verimli şekilde geçmesi için bazı dikkat edilmesi gereken noktalar mevcut. Bu hafta onlara bakıyoruz. İyi pazarlar!
Araştırmanızı iyi yapın: Hem huzurlu bir seyahat hem de güvenliğiniz için ev sahibinizi seçerken kılı kırk yarın. Cinsiyet, yaş, lokasyon gibi parametrelerle filtreleme yapabilirsiniz. Referanslarının kuvvetli olmasına da dikkat. Küçük bir hediye götürün: Ev sahipleri kural gereği konuklardan para isteyemiyor. Ancak bir jest olarak küçük bir hediye götürmenizi öneririm. Buradan gidiyorsanız lokum, Türk kahvesi fincanı gibi hediyeler tercih edebileceğiniz gibi host’un profilinde yer alan ilgi alanlarına göre bir seçim yapmanız da mümkün.
Açık fikirli olun: Büyük bir ihtimalle farklı bir ülkeye gidiyorsunuz, beraberinde farklı kültürde insanlarla tanışacak, onların evlerine misafir olacaksınız. İşler sizin hayal ettiğinizin dışında gelişebilir, düzen sizin alıştığınızın dışında olabilir. Farklılıklara açık olmakla ilgili kaslarınıza yatırım yapın.
Akıllı telefonlarda farklı farklı sayısız uygulama yüklü. Ama harita çözümlerinin hemen hemen her cihazda bulunduğunu söylemek mümkün. Google Maps ilk çıktığında benim gibi aynı adrese 32 kere gitmeden yolunu öğrenemeyenler için kurtuluş olmuştu. Ancak araç kullanırken trafik yoğunluğu konusunda inovatif bir çözümle ortaya çıkan Yandex’e kayıyor elim.
Uygulamaları genelde ilk çıkış noktasında parlayan özellikleri üzerinden kodluyor ve kullanıyoruz. Ancak sonrasında o app’e gelen güncellemeler kenarda kalıp fark edilemeyebiliyor. Bu hafta da harita uygulamalarının çok da bilinmeyen, özellikle seyahatlerde hayatı kolaylaştıracak özelliklerine göz atıyoruz.
İyi pazarlar!
Kategori bazlı arama yapmak: Google Maps’te Türkiye’de arama yaparken kategori seçenekleri gelmeyebiliyor ancak yurtdışı seyahatlerinde bu özelliği kullanabilirsiniz. Rota üzerinde otel, eczane, benzin istasyonu gibi olası durma noktalarını seyahat öncesi işaretlemek mümkün. Yandex bunu yurtiçinde de gayet başarı ile uyguluyor.
Haritaları kaydetmek: Yurtdışında en hayati konulardan biri internet maliyeti. Google Maps bir alan belirleyerek haritayı indirmeyi mümkün kılıyor. Yandex’te ise şehir şehir harita indirmek olası. Bu işlemi Wi-Fi ortamlarında gerçekleştirip gezi sırasında kota yemeden yol bulabilirsiniz.
Toplu taşımaya binmek: Turist olarak (hatta İstanbullu iseniz yerli olarak da) yeni bir şehrin toplu ulaşım sistemini öğrenmek zaman alır. Ancak Google Maps ve Trafi gibi uygulamalarla, A noktasından B noktasına hangi araçlarla gidebileceğiniz detaylı ve alternatifli şekilde anlatılıyor. Özellikle Trafi ile belediye otobüslerinin ne kadar pratik ulaşım araçları olduğunu keşfettim.
Bu nedenle artık neredeyse herkesin hakkında bir fikir sahibi olduğu, basitçe “insanların evlerini kiraya verebildiği platform” olarak tanımlayabileceğimiz Airbnb, önceliklere ve huysuz iç seslere daha fazla yanıt veren bir seçenek olarak ortaya çıkıyor. Özellikle kalabalık gruplarda konaklama maliyeti çok aşağılara inebiliyor, ev sahiplerine de yeni bir gelir kapısı yaratılmış oluyor. Her popüler dijital girişim gibi tüm paydaşların kazançlı çıktığı bir model sunuyor Airbnb. Ancak Airbnb kullanıcıların da kaliteli bir deneyim yaşamak için ipuçlarına ihtiyaçları var. Dolayasıyla bu hafta “Airbnb’den ev ararken ne yapmalı?” sorusunun yanıtlarıyla karşınızdayız. İyi pazarlar!
1- Açık fikirli olun: Airbnb deneyiminin otel ya da hostellerde alıştıklarınızdan daha az standart olmasını bekleyebilirsiniz. Ev sahiplerinin yaklaşımı kültürden kültüre değiştiği gibi sadece Merkür’ün gerilemesinden (Bir adım ileri gitti mi zaten) bile etkilenebilir. Küçük detaylara takılmayın.
2- Dersinize iyi çalışın: Hayal kırıklıklarını en aza indirgemek için yorumların satır aralarını çok dikkatli okuyun. Ağır bir eleştirinin altında aslında size önemsiz gelen bir detay yatıyor, alt alta harika yorumlar alan bir ev ile ilgili minik bir eleştiri ise sizin kırmızı çizgilerinizde dolanıyor olabilir.
Seyahate yalnız da çıkılır ve bu yolculuk çok da harika geçebilir. Tek seyahat; “Ben orada kalmam, odalar güneş görmüyor” diyen arkadaştan, “Bence bu yoldan gitmeliyiz, çünkü ben yol insanıyım” diyen bacanaktan, “Cam kenarına ben oturayım mı aşkım” diyen sevgiliden arınma şansı verir. Daha özgür, daha sessiz, daha kişisel bir yolculuktur.
Ancak seyahatte tek takılmanın bazı sıkıntıları ve zorlukları tabii ki var. Bu hafta onları teknoloji ile nasıl bertaraf ederiz, ona bakıyoruz. İyi pazarlar!
İstediğin Avrupa Şehirleriyle Baş Başa Kalacağın Tatil Fırsatları
Özlem: En çok özlediğiniz kişiyle (siz) baş başa olsanız da tek olmak (genelde) en az bir kişiyi özlemek anlamına geliyor. WhatsApp ve Facebook Messenger’ın Wi-Fi üzerinden sesli ve görüntülü arama imkânları verdiğini unutmayın. Veri kotasından yemek pişmanlıktır. Ücretsiz Wi-Fi bulmaya çalışın...
Okuma: Okumaya bol bol zaman olacak. Ama sırt çantasına bir sürü kitap yüklemeye gerek yok. Benim yanıtım klasik: Kindle. Cihazınız olmasa bile iOS ve Android ile de uyumlu çalışan bir Kindle app’i mevcut. iBooks da güçlü bir opsiyon. Kitap değil dergi havasındaysanız Turkcell’in Dergilik uygulamasını öneririm. Kitap okumayayım ama dinleyeyim diyenler ise Audible indirebilir.
Düğün; çok insanı aynı anda mutlu edebilen bir etkinlik. Sınırsız dağıtan arkadaşlar, lorke lorke salona akan akrabalar, çocuğunun mürüvvetini aradan çıkaran aileler, abiye satan terziler, gelir hedeflerini revize eden oteller, bir otomobil fiyatı talep edip karşılığında beyaz bir elbise teslim eden butikler... Hepsinin sevinci yüzlerinden okunuyor. Evlenen kişileriyse adına ‘hayatı beraber yaşamak’ dediğimiz çok zorlu bir süreç bekliyor. Dolayısıyla; bir evliliği peşinen alkışlatmaktansa 10 yılın sonunda hâlâ mutlu olan çiftlerin bu olağanüstü durumu düğün yaparak kutlaması bana daha tutarlı geliyor.
Ama yukarıdaki ve benzeri ekosistemlerin yaşayabilmesi için düğünler tabii ki olduğu gibi kalacak. Yine nişan sonrası çok ciddi telaş dönemleri başlayacak. Ancak gelin ve damatların söz konusu telaşlarının daha ‘tatlı’ olması için sürece görümce ve kayınla başlayan akrabalık türlerinden çok teknolojiyi entegre etmek daha rasyonel bir seçenek olarak görünüyor. Evet, nişanlılık döneminde hayatı kolaylaştıran birçok mobil uygulama mevcut. Ve neyse ki onlar bu köşenin iştigal alanına giriyor.
İyi hafta sonları, mutlu hayatlar!
◊ Fotoğraflar: Bol bol fotoğraf çekecek, düğüne giden her anı kaydetmek isteyeceksiniz. Ancak çektiğiniz karelerin telefonun içindeki kalabalıklar içinde kaybolması daha büyük olasılık. Facebook’un geliştirdiği Moments uygulaması fotoğrafları zaman, mekân ve kişilere göre otomatik olarak grupluyor. Bu seçkilerden slayt gösterisi hazırlayıp Facebook’ta paylaşmak (like toplamak) da çok pratik.
◊ Fit olmak: Gelinlik ve damatlığa verilen paralarla beş yıllık spor salonu üyeliği almak mümkün. Ancak ne yazık ki hem bu masrafa razı hem de fit olup bu kıyafetlerin içine girmelisiniz. Geçen hafta yazdığım Fit365 ve MyFitnessPal kalori sayarak formda kalmanıza yardım edecek. Salona gitmeden evde egzersiz yapabilmek içinse günde yedi dakikalık setler sunan ‘Seven’ app’ini öneriyorum.
◊ Davetliler: Mekânla kişi sayısı üzerinden anlaşıp davetli listesini onaylatmak için ailelerle kan, ter ve gözyaşları içinde bir pazarlığa girdiniz... Nihayet üstünde mutabakata varılan bir metin ortaya çıktı. Ama çile bitmiyor. O listenin içinde sağlıklı yanıt vermeyenler olacak ve sancı son dakikaya kadar sürecek. The Knot GuestBook uygulaması şipşak hazırladığı düğün web sayfası üzerinden davetli yönetimini de yapmanızı sağlıyor. Dünya bir dakikalığına güzelleşiyor.
◊ Planlama: Yapılacaklar listesi kabarık. Zaman dar. Sadece düğün sürecinde olanlara yönelik planlama uygulaması WeddingHappy
Cebimizdeki cihazlar birçok alanda PC ile rekabet edecek hale geldi:
• Devasa ekranları var. Bir tableti aratmayacak büyüklükteki akıllı telefonlar neredeyse her marka tarafından üretiliyor. Film veya dizi izlerken de Office dokümanında çalışırken de göz kısmadan kullanmak, klavyede sürekli yanlış harfe basıp cinnet getirmemek mümkün.
• Deposu büyük. iPhone’lar’da 256 GB seçeneği, nerdeyse her Android telefonda SD kart ile hafızayı güçlendirme seçeneği mevcut.
• Oyun için ideal. Evet, büyük ihtimal Candy Crash ya da Kelimelik oynayacaksınız ama uygulama dükkanları konsol gamerlarını bile heyecanladıracak oyunlarla dolu.
• Pahalı. Cebinizdeki akıllı telefonların bagaja verdiğiniz PC’den daha pahalı olma ihtimali çok yüksek. Daha çok para verdiğiniz cihazın gökyüzündeyken yanınızda olduğunu düşünerek bulutların üstüne çıkabilirsiniz.
• Daha hızlı: Özellikle amiral gemisi telefonların işlemcileri ortalama dizüstü makinelerden daha iyi. iPhone 7 serisinin Macbook Air’lerden daha hızlı olduğunu söylesem sanırım yeterli. Tabii ki PC ile iş yapmaya alışan, uzun yolculukları çalışma fırsatı olarak kullanmak isteyen yolcular için bu yasak fazlasıyla moral bozucu. Ancak onlara da ipuçlarım var:
Yaz tatilleri insan hayatı için çok değerli. Emeğini toplantılarda boş konuşarak harcamaya mola vermekten veya sadece sevdiğin insanların ismini ‘cim’le bitirmekten ibaret değil 15 günlük kazanımlarımız. Eğer ara sıra kilo verebiliyorsak bunda yaz mevsiminin büyük payı var. Daha fit olmak için bizi kamçılayan en istikrarlı diyetisyenlere kısaca ‘mayo’ diyoruz.
Evet, yaz gelecek, iş önlüklerimizi ve beyaz yakalarımızı çıkarıp denize gireceğiz. Kalın kıyafetleri daha az kumaşlı kardeşleriyle takas edeceğiz. Ve karda kışta kendine sıcak bir yuva kuran, kot pantolon ceplerine sıkıştırılan kiloları göndermeye ihtiyacımız var. Ancak sayılı gün çabuk geçer, her türlü yardımın kabul gördüğü aylar bunlar.
Yerli üretim uygulama
Bu noktada ben size kendi 2017 hikâyemi anlatmak istiyorum. Her fani gibi ben de tutamayacağımı kendime itiraf edemediğim kararlarla yeni yıla girdim. Ancak bu kararlardan birinde; ‘sağlıklı beslenme ve kilo verme’ ile ilgili olanda, kendimi hayal kırıklığına uğratmamayı başardım. Bunda bir fitness uygulamasının büyük payı var. Adı da ‘Fit365’. Fit365’e vermek istediğiniz kilo miktarını, ne kadar zamanda zayıflamak istediğinizi ve kaç öğün yemek yiyeceğinizi giriyorsunuz. O da size günlük almanız gereken azami kalori miktarını (yağ, protein ve karbonhidrat kırılımlarıyla) veriyor. Bundan sonra yediğiniz her yemeği sisteme öğün bazlı olarak giriyorsunuz. Uygulama yerli üretim olduğu için hünkârbeğendiden ekşi mayalı köy ekmeğine kadar gıdaların kalorisini hesaplıyor. Size bir adım hedefi de veriyor. Günlük kalori çıtasının altında kaldığınızda -ve aç kalmadan yapılıyor gerçekten- ve adımları attığınızda işe yarıyor. Kilolar gidiyor. Üç ayda hiç kendimi sıkmadan beş kilo verdim, oradan biliyorum.
Kalori sayımı yönteminin efektif olduğunu fark edince bu işi yapan global ve popüler app’lere göz attım. Daha önce yükleyip sildiğim ‘My Fitness Pal’i buluttan geri çağırdım çünkü o da artık bizim yemekleri kapsıyordu. Daha fazla güncellenen daha dinamik bir uygulama MFP. Güçlü bir alternatif olarak öneririm (Tabii ki bana beş kilo verdiren Fit365 ile gönül bağım sabit).
Ancak bu süreçte daha kalıcı kazanımlarım da oldu. Şöyle ki:
Anahtar kavram, sürdürülebilir bir sağlıklı yaşam formülü edinmek. Hazır diyet listeleri ne kadar ideal olurlarsa olsunlar alıcısı tarafından bir ceza gibi algılanabiliyor. Hayatın doğal akışı içine gerçekçi bir model yerleştirmek benim hayatımı değiştirdi.
Nelerin çok kalorili olduğuyla ilgili bir bilinç gelişiyor.
LVL Hydration Monitor - Su iç diyen bileklik
Suyun sayısız faydası var ancak siz de benim gibi su içmeyi sürekli unutan ve alarm kurarak su tüketmeyi hatırlayabilen biriyseniz dışarıdan desteğe ihtiyacınız olabilir. Özellikle evinizden çok çok uzakta olduğunuzda ve havaalanında bir şişe suya karşılık çeyrek altın ödediğinizde durum daha da kritik bir hal alabiliyor.
LVL Hydration Monitor. bu noktada devreye giriyor. Bileklik olarak kullanılan cihaz, aktivite, kalori ve nabız ölçmesinin yanısıra ne zaman su içip ne zaman su tüketmeye ara vermek gerektiğini size söylüyor.
1.1 million dollar destek alan ürünün Kickstarter sayfası: Buraya tıklayabilirsiniz.
Camelbak UV Purifier Bottle - Su arıtan şişe
Bir gezginseniz gittiğiniz yerlerdeki su hijyenik olmayabilir ya da suyun yapısı size dokunabilir. Camelback All Clear adlı ürün 60 saniyede her musluk suyunu içilebilir hale getiriyor.
Ürün, virüs ve bakterileri etkisiz hale getirmek için UV ışınlarını kullanıyor. Kültürü tanıyalım derken mide bozulması yaşamanız muhtemel ama en azından su ile ilgili riskleri asgariye indirebilirsiniz.