Sevgi vitrine sığmaz...

Beni kimse almaz...

Çünkü ben yakışıklı değilim...

Gorbi (Babasının yakışıklı oğlu) hemen satılır. Seter olduğu için onu muhtemelen bir avcı alır. İkinci gün avcı bunalıma girip kendi kendini vurmazsa, Gorbi'yi vurabilir. Çünkü ‘‘av’’ diye koşup komşunun koltuğunu getirecektir avcıya...

Bence Çıtır'ı da alırlar, ama ertesi gün kovarlar.

Sebebi; onu ‘‘talim terbiye görmüş tahsilli’’ diye alacaklardır. Ama o şımarık kız ‘‘otur’’ denildiğinde televizyonun üzerine zıplayıp oturduğunda...

Yallah...

Ahbapların Napolyon'u görkemli, iri-yarı ve koca kafalı...

Horluyor...

Ben böyle horlayan köpek görmedim.

Onu çok beğenip alanlar, gece sabaha kadar ‘‘Televizyonu kapattık, yine de Bağdat'ın bombalandığı sesleri geliyor...’’ diye kafa yorup, sonunda görkemli Napolyon'u sepetleyeceklerdir.

Beni kimse almaz...

*

Demek istediğim; insanlar en sevimli, en dost, en duygusal, en sevilebilecek köpekleri-kedileri çarşıdan alıp alıp, sonra bir tekmeyle atabilirler.

Bu günahtır...

Örneğin şu pet shoplar ve o pet shoplara gidip, fiziğine göre, gömlek seçer gibi evine köpek-kedi alanlar.

Bunu yapmamalısınız...

Bütün hayvanlar güzeldir.

Tümü bir yuva, bir sevgi bekler...

Bakın; sokaklar ve barınaklar alınıp alınıp sokağa atılan köpeklerle-kedilerle dolu...

Onların karanlık-soğuk sokaklarda, o birkaç günlük sıcak evlerini araya araya öldüklerini siz nereden bileceksiniz.

Ya da; barınakların demir parmaklıkları arasında, gözleri kapıda ‘‘bir gün sahibim gelip beni alacak’’ diye bekleye bekleye yok olduklarını nasıl bilebilirsiniz.

*

Bence insanlar evlerine hayvan alırken, bunun çorap-gömlek alır gibi olmadığını, bir yaşamla oynadıklarını bilmeliler.

Eğer bakamayacaklarsa bunu asla yapmamaları gerektiğini...

Seveyim derken bir canlıyı yok ettiklerini...

Bilmeliler...

Ve bütün hayvanların sevilmeye değer olduğunu...

Sevginin vitrine sığmadığını...


Cats&Dogs'ta köpekler de sosyalleşiyor


İstanbul Bebek'teki Cats&Dogs’un adından da anlaşılacağı gibi kapısı kedi ve köpeklere açık. Mekanın sahibi Cevat Kadılar, sorularımızı yanıtlarken, en sevdiği ‘‘eleman’’ını da anlattı.


Tea ile nasıl bir araya geldiniz?

- İşletmeciliğe She Bar'la başladım. O sıralarda bir köpek almayı çok istiyordum. Rumeli Hisarı'ndan tanıdığım bir İrlanda setter'ini çok seviyordum. Kendimi bu cinse yakın hissettim ve Tea'yı aldım. Sonrasında da Cats&Dogs'u açtım. 13 seneden beri beraberiz.

O da sizinle işe geliyor mu?

- Çok istisnai bir durum olmadıkça her yere benimle gelir. Köpekler evde tek başlarına kalmayı pek sevmiyorlar. Tea, Cats&Dogs'un kadrolu elemanı.

Müşterilerden rahatsız olan çıkıyor mu?

- Müşteriler Tea'yı çok seviyorlar. Çok sakin bir köpek. Aslında köpekten korkup da Tea sayesinde bu korkusunu yenmiş olan çok müşterimiz var. ‘‘Bana yaklaşmasın’’ diyenler olursa da, Tea'yı onlardan uzak bir yere oturtuyoruz.

Cats&Dogs adına nasıl karar verdiniz?

- İlk başta ‘‘It's Raining Cats&Dogs’’ (gökten kedi-köpek yağıyor demeye getirilmiş) koymayı düşünüyordum. Sonra Cats&Dogs'ta karar kıldım. Cats&Dogs; ‘‘Kediler ve Köpekler’’ anlamına geliyor ama aynı zamanda içinde kadınlar ve erkekler benzetmesi de var. Tarz olarak kadınlar kedilere, erkekler ise köpeklere benziyor zira...

Her köpeği mekanınıza kabul ediyor musunuz?

- Tabii ki birtakım prensiplerimiz var. Çiş-kaka eğitimi almış, denetlenebilir köpeklere açığız. Köpek, çocuk gibi anneye ya da komşuya bırakılamıyor. Köpekle bir yere girebilmek lüks. Bunu bildiğimiz için köpek sahiplerini ağırlıyoruz.

Kedisiyle gelen de oluyor mu?

- Kedisiyle gelen az. En rahat duran kedi Chincilla'dır; bu cins kediyle gelen birkaç kişi oldu.

Köpekler arasında çöpçatanlık da yapıyorsunuz galiba...

- Erkek köpeklere çiftleşmeleri için kendi cinslerinden uygun dişiler bulmaya çalışıyorum.

Peki ya köpekler size çöpçatanlık hizmeti veriyor mu?

- Ne yalan söyleyeyim, Tea'nın çok ekmeğini yedim! Gece çalışırken birileriyle tanışmak çok zor oluyordu. Gündüzleri Tea'yı dolaştırırken ‘‘Ne şeker köpek’’ diye yaklaşanlar oluyordu. Bu da benim işime yarıyordu.

Cats&Dogs'a gelen köpeklere Tea nasıl davranıyor?

- Çok iyi anlaştığı birkaç köpek var. Fakat tedirgin olduğu için çok iri köpeklere yaklaşamıyor.

Köpeklere de yiyecek veriyor musunuz?

- Susadıkları zaman Tea'nın kabından su veriyoruz ama yemek vermiyoruz. Açık alanımız olsa böyle bir uygulama düşünebilirdik. Bu kadar dar bir alanda pisliğe yol açar diye düşünüyorum. Zaten buraya gelen köpekler kendi sahiplerinin yemeğinden yiyorlar.

Ünlü köpekler de geliyor mu?

- Köpeği olan birçok ünlü isim geliyor bize. Kenan Doğulu, Sezen Aksu'nun oğlu Mithat Can sık sık köpekleriyle uğruyorlar. Bir dönem Sertab Erener ve Levent Yüksel de Golden Retriever'larıyla gelirlerdi.


SİZ PAKO’YA SORUN PAKO DA UZMANA


Veteriner Hekim Talat GÜLBAY


Kuşlarda yumurta tıkanması


Dişi muhabbet kuşumuz, geçen sene yumurtlama dönemi sırasında çok zorlandığı için, yumurtayı ancak bizim yardımımızla çıkarabildi. Bunun olmasını engellemek için neler yapmalıyız?


Yumurta tıkanması (egg-binding) dediğimiz bu probleme dişi muhabbet kuşlarında oldukça sık rastlanır. Bu problemde üç önemli faktör rol oynar. Bunlardan en önemlisi kalsiyum ve vitamin D3 eksikliğidir. Kalsiyum, kasları güçlendirdiği için yumurtlama problemsiz gerçekleşir. Vitamin D3 ise kalsiyumun vücutta stoklanmasını, emilmesini ve kullanılmasını kolaylaştırır. Yumurtlama dönemine giren bir dişi kuş bunlardan yoksunsa sorunlar yaşar. Yumurta tıkanmasınin diğer nedeni kuşun yumurtlamak için fazla genç olmasıdır. Bu nedenle 2 yaşından küçük kuşları çiftleştirmemek gerekir. Bir başka sebep ise, kuşun yumurtlama döneminden evvel çiftleştirilmesidir. Tıkanma problemlerini aza indirmek için çiftleştirmenin ilkbaharın ortalarından itibaren yapılması önerilir. Bunların dışında kuşta üreme organlarına ait iltihaplanma ya da tümör gibi sağlık problemleri ve hormon dengesizlikleri varsa, yumurta oluşumu ve dışarı atılma safhasında sorunlar yaşanabilir. Tıkanma hálinde yumurtayı kırmak yerine mutlaka bir veteriner hekimden yardım almalısınız.