Sahipleri mi kötü, yoksa Rottweiler köpekler mi?

Rottweiler cinsi köpekler, pek çok kişinin korktuğu bir ırk olarak anılmaya başlandı. Gerçi bu köpek ırkı ilk bakışta gelişmiş kasları ile verdiği güçlü görünümü, güçlü çene kasları, sert bakışları ve savaşçı görünümü ile gerçekten de uzaktan bakıldığında endişe veriyor.

Ancak, "kötü köpek yoktur, kötü sahip vardır" sözü her köpek için geçerli. ABD’nin bazı eyaletlerinde ve bazı Avrupa ülkelerinde üretimi yasaklanan bu köpek türü, Antalya’nın Kaş ilçesinde kafatasını parçaladığı çocuk ile gündeme geldi.

10 Ekim 2006 tarihinde Antalya’nın Kaş ilçesinde, Ercan Tatoğlu’na ait Rottweiler cinsi bir köpek, sahibinin dikkatsizlik ve tedbirsizliği sonucu, yedi yaşındaki A.E. isimli bir çocuğa saldırdı. Küçük kız, vatandaşların yardımıyla köpekten güçlükle kurtarıldı. Isırıklarla kafatası parçalanan çocuk Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde yoğun bakıma yatırıldı. Polis, köpeğin sahibini gözaltına aldı.

Geçtiğimiz hafta gazetelerde yer bulan bu olay, esasında köpek sahipleri için çok büyük bir ders olmalı. Köpeklerini toplum içinde tasmasız gezdiren ve hayvanları birer ölüm makinesi halinde eğiten sorumsuzların neden olduğu bu olayların çoğalmaması için önlemler alınmalı.

Kaş’taki olayda ısıran köpek Rottweiler olunca da, Rottweiler Köpekleri Derneği hızlı bir refleksle açıklamalar yaptı. Üç ay önce kurulan derneğin Başkanı Ahmet Bakan, tasmasız köpek gezdiren ve köpeklerini insanlara karşı saldırmaya yönelik eğiten sahipleri kınadı.

HAREKETLERİ TAHMİN EDİLEMİYOR

Ahmet Bakan, Rottweiler’ların güçlü fiziksel yapıları ve sahibine karşı korumacı olmalarıyla bilindiklerini söyledi. "Rottweiler gücü temsil eder. Çünkü güçlü köpeklerdir. Ancak özellikle toplum içinde beslenen bu tür köpeklerin sahiplenildiği andan itibaren profesyonel eğitmenler tarafından eğitilmesi, gerekli sağlık kontrollerinin yapılması ve halk arasında tasmasız olarak gezdirilmemesi lazım. Bu köpeklerin kötü bir şöhretleri var. Çünkü kötü sahip, köpeği de kötü yapıyor. Dernek olarak öncelikli amacımız, Rottweiler cinsi köpek besleyenlerin ya da beslemeyi düşünen kişilerin başta eğitim konuları olmak üzere diğer birçok konuda kesinlikle derneğimizle irtibata geçip bilgi almaları ve böyle üzücü olayların tekrar yaşanmaması. Çünkü Rottweiler dominant bir köpektir. Isırdığı zaman kötü ısırır. Ülkemizde birçok kişi tarafından tanınan ve beslenen Rottweiler ırkının sahiplerini bir çatı altında toplamak istiyoruz."

Dernek, Rottweiler hakkında bilinen yanlışları ve önyargıları ortadan kaldırmayı planlıyor. Irk özelliklerinden kaynaklanan güçlü yapısını suiistimal edecek kişileri engellemek, doğru kişiler tarafından sahiplenilmesini sağlamak, üretim çiftliklerine ırk standartları hakkında ve üretim (çiftleştirme) aşamasında bilgi desteği sağlamak da amaçları arasında.

Ahmet Bakan, Rottweiler ırkının kötü niyetli sahipler tarafından tercih edildiğini de anlatıyor: "Bu ırkın adını dahi duymamış kötü niyetli kişiler, köpeğin olumsuz yönlerini duyunca daha önce sempati duymadıkları bu ırka sahip olmaya başladı. Bu kişilerin yanlış tutumları ve eğitimleri yüzünden Rottweiler ırkı pek çok kişinin korktuğu bir cins olarak anılmaya başlandı. Köpeğin karakteri ve bir adım sonra neler yapabileceği, yatık kulağı ve kesik kuyruğu nedeni ile tahmin edilmesini güçleştiriyor. Bu yüzden herkesin kuşku ile yaklaştığı bir ırk olduğu tartışmasız gerçek."

Bakan, bir köpek sahibinin herhangi bir köpeği, özellikle de bir Rottweiler’ı kendi kendine eğitebilmesi için, çok iyi bir psikolojik yapıya sahip olması gerektiğini özellikle belirtiyor.

NASIL EĞİTİLMELİ?

Rottweiler ırkına sahip olmak isteyen kişiler köpeğin zekasını muhakkak değerlendirmeli. Köpeğin zekasını kullanmasını ve geliştirmesini sağlayacak aktiviteler ile köpeği kontrol altına almak için mutlaka itaat eğitimine başvurmalı. Kendini aile içinde lider olarak kabul etmemesi için küçük yaşlarda eğitime başlanmalı ve köpeğin saldırı içgüdüsünü çalıştıracak oyunlara izin verilmemeli. Bir Rottweiler mutlak ve de mutlak sahibinin emirlerini yerine getirmeli ve gereken itaati göstermeli. Köpek çok iyi sosyalleştirilerek insanlar ve özellikle çocuklarla tanıştırılmalı, insanlarla pozitif diyalog kurmasına olanak tanınmalı, özellikle ev içi yaşamında ziyaretçilerin köpekle tanışmasına büyük önem gösterilmeli.

Cahit AKYOL

Kedilerde deri problemleri

Kedilerde, alerjik maddelerle temas edilmesi sonucu ve deriyi tahriş eden maddelerle temasa bağlı deri problemlerine dermatid denir.

Alerjik dermatidler kedilerde ender görülmekle birlikte, kedinin yaşadığı çevredeki bazı küçük moleküllere karşı aşırı reaksiyon vermesi sonucu ortaya çıkar. Bunlara örnek olarak bazı metallere karşı oluşan alerjiler, plastik ve yün alerjisi, bazı deterjan ve temizlik maddelerine karşı oluşan alerjiler sayılabilir. Tahrişe bağlı oluşan dermatidler ise deride şiddetli tahrişe yol açan kimyasal maddelerle temasa bağlı olarak ortaya çıkar.

Alerji dermatidler kompleks bir mekanizma sonucu nadiren ortaya çıkar ve genellikle iki yaşın üstündeki kedilerde görülür. Tahrişe bağlı dermatidler ise her yaş döneminde ve tüm kedilerde ortaya çıkabilir.

Her iki tip deri problemlerinde de kedilerin alerjik ya da tahriş edici madde ile temas eden bölgelerinde tüylerde seyrelme dikkati çeker. Bu durum genellikle temasa daha uygun olan patiler, karın bölgesi, yüz ve dudaklarda daha fazla dikkati çeker. Bu bölgelerde kızarıklık, küçük şişlikler ve kaşıntı da olur. Deride ülserler de oluşabilir.

Alerjik dermatidlerin teşhisinde şüphe edilen maddelerle izole bir ortamda tek tek kontrollü temas denemeleri veya şüphe edilen alerjik maddeleri az miktarda içeren "patch" testleri ile kedinin hassasiyeti olan maddeler tespit edilebilir. Hastalığın tedavisinde en önemli nokta, alerjiye ya da tahrişe yol açan maddelerin kedinin yaşam alanından uzaklaştırılması. Bunun yanı sıra veteriner hekiminiz belirtileri hafifletmeye veya ortadan kaldırmaya yönelik ilaç tedavileri, ilaçlı şampuanlar ile yıkama ve deri ile ilgili besin maddeleri ilavesi önerebilir.
Yazarın Tüm Yazıları