Hayvan sahibi olmak için illa da safkan ırklar gerekmiyor. Hatta safkan takıntısını ırkçı buluyorum. Sorumluluk bilinci olan, çok pahalı bir köpeğe de barınaktan aldığı soysuza da aynı sevgiyi verir. Yine de bu konuda kafam karışık biraz
Geçenlerde Köpek Irkları Federasyonu’nun bilimsel ve kültürel çalışma grubunda görevli Gülru Batur’dan bir e-mail aldım. Kendisi aynı zamanda ‘pozitif köpek eğitmeni’. Yani hayvanları cezalandırarak, korkutarak değil, ödülle, teşvikle eğitim vermekten yana olan bir yaklaşımın temsilcilerinden. Batur, mailde Mart sonunda gerçekleşen Ulusal Köpek Irk Standartları Yarışması’ndan bahsediyordu. O, yarışmanın haberini yapmamı istiyordu aslında ama farkında olmadan beni bambaşka bir düşünceye yöneltti. Köpekler ırklarının standartlarına uygunluklarının ötesinde; davranışları ve genel hal-tavırlarıyla da değerlendirilmiş. Bir tür güzellik yarışması yani. Bir kiloluk Chihuahua’dan 70 kiloluk Mastiff’lere kadar 100 farklı ırktan köpek katılmış. Düşündüm, bu tür güzellik yarışmaları lazım mı, dedim. Biraz kendimle çeliştim. Çünkü bir hayvan sahibi olmanın, onu sevmenin illa da safkan ırklar üzerinden olması gerektiğini düşünmeyenlerdenim. Hatta safkan köpek sahibi olma takıntısını ırkçılık ve şekilcilik olarak değerlendiriyorum. Çevremde bu yüzden çok ciddi tartışmalara girdiğim arkadaşlarım var. Sorumluluk bilinci olan, 3 bin Euro’luk köpeğe de, barınaktan aldığı soysuza da aynı sevgiyi verir çünkü.
İÇİMİN GİTTİĞİ GÖRÜNTÜLER
Yanlış anlaşılmasın, köpek ırk ve güzellik yarışmalarına yekten karşı değilim. Hayvan sevgisinin bilinçli ve sorumlulukların layıkıyla yerine getirildiği ülkelerde yapılanlara bayılıyorum. Hele hepsinin bir arada dizildiği, çember oluşturduğu, mum gibi durduğu görüntülerde içim gidiyor. Neyse biraz kendimle itişip kakıştıktan sonra, böyle yarışmaların Türkiye’de de iyi oldukları konusunda ikna oldum. Çünkü bu yarışmaların hayvan sahiplerine aşıladığı hırs, onlara layıkıyla bakmayı gerektiriyor. Bir tür teşvik yani. Mesela yarışmaya hazırlanan bir köpeğin fit kalması için düzenli yürüyüş yapması gerekiyor. Beslenmesine özen gösteriyorlar ki, tüyleri parlak ve sağlıklı olsun, gözlerinin feri ışıldasın. İşkence yapamıyor, döverek eğitemiyorlar; travmatik, tırsak olmasın diye... Kulağımı tersten tuttum bugün ama haksız mıyım? Durduk yerde iyi bakamıyorlarsa bir hayvana, bari bir hedef için uğraşsınlar, hayvanlar da bundan nemalansın. Fena mı?
Pako pano
* Bu yavru kedilerin biri dişi, biri erkek. Biberonla büyütüldüler. Kum terbiyeleri var, iç ve dış parazit tedavileri yapıldı. Onlara yuva arıyoruz. (216) 410 40 57
* Sütlü tekir bir erkek kedi... Tuvalet terbiyesi var ve parazit tedavileri yapıldı. İstanbul’da ailesi olmak ister misiniz?(536) 989 80 74
* Bu annesiz kedi beş aylık. Tuvalet terbiyesi var ve parazit tedavileri yapıldı. İstanbul’da sahiplendirilecek. (536) 989 80 74
* Zeytin bir erkek kedi. İç ve dış parazit tedavileri, sağlık kontrolleri yapıldı. Sağlıklı ve tuvalet eğitimi var. Sıcak bir yuva arıyor. (555) 986 97 30 - (216) 384 51 65
* Bir buçuk aylık erkek kedi Tiger. Tuvalet alışkanlığı var, iç ve dış parazit tedavileri de yapıldı. Yuva arıyor. (216) 410 40 57
* Bu altı aylık kedi, yürürken denge problemi yaşasa da yaşıtlarından hiç farkı yok. Tüm aşıları tamam ve kısırlaştırıldı. Kuru mama yiyor, tuvalet alışkanlığı var. Onu evine alacak bir hayvansever arıyoruz. (534) 468 73 83
* Bu kedi on aylık. Aşıları tam ve kısırlaştırıldı. Onu bir ömür boyu evlat edinmek isteyenler arasın. (536) 437 21 46