Beni kameraya çektiler...

Bir anda evimizin içi abiler-ablalarla doldu.

Büyük bir telaş vardı.

Annem her zamanki gibi bir aşağı-bir yukarı koşuşturduktan sonra, yardımcısı Ayşe Abla'ya ‘‘Ben ne yapacaktım?’’ diye sordu.

Zaten o sorduğunda Ayşe Abla orada değildi.

Benimle ilgili bir şeyler olduğunu hemen anladım.

Annem bir başka yöne doğru giderken ‘‘İşte çekimlerin başladı Pako’’ dedi.

Çekimlerim?...

Benim şimdiye kadar babamın ‘‘Bu poz harika’’ diyerek çektiği ve içinde hiçbir zaman benim gözükmediğim resimlerim dışında ‘‘çekimlerim’’ olmadı.

Bir de bol bol röntgen filmlerim.

*

Evimizin ortasına bir sehpa kurdular, her taraf kablolarla doldu. Spot ışıklarını dört bir yana yerleştirdiler.

Henüz yerimde durmam için bana verilen yiyecek bir şey yok...

O sehpanın üzerine kocaman bir kamera yerleştirildi, Erol Yazıcı Abi arkasına geçti, inanılmaz saatler böylece başladı.

Yönetmen Erol Onur Abi, öbür yönetmen annem ve yapım yönetim yardımcıları; Ebru, Arzu, Hande ablalar, Evren Abi dört bir yanda yerlerini aldılar.

Sonra beni çağırdılar ortaya.

İnsan önce biraz utanıyor.

Yapımcı Sevgi Kartarı Abla; bunun en güzel televizyon programı olacağını, içinde ‘‘Pako'ya mektuplar’’dan bölümler bulunacağını, ancak asıl amacın doğa ve çevre bilincini pekiştirmek olduğunu söylüyor.

Zaten 13 dizide ben hiç gözükmüyorum.

Bir tek jenerikte mi ne, kafamı biraz gösterecekler.

Babamın-annemin hayran oldukları, programda insanlara bir sevgiyi anlatan Yıldız Kenter ile Müşfik Kenter, daha montajlar yapılırken kurgucu Yusuf Şen'i ağlatmışlar.

Onlar da bizim yanımızda, bunu asla unutmayacağız.

Eylül ayında yayınlanıyorum.

*

İşte bayıldığım o küçük küçük bisküvilerden de geldi.

Sağa bakmam için bir tane, sola bakmam için bir tane veriyorlar.

Şimdi yazarların niye habire, durmadan televizyona çok çıktıklarını anlıyorum.

Bisküvi işi...

Oturmam için bir tane.

Yok eğer yürüteceklerse, adım başına bir.

İnsanın içinden geriye kaçıp, yeniden gelmek geliyor...

Ama umduğum gibi beni konuşturmak için bisküvi-misküvi vermeyi denemediler.

Sonradan anladım ki konuşmam için değil, susmam için bisküvi verilecekse veriliyor.

*

Derken çekimler bitti.

Evde bizbize kaldık.

Ne o ışıklar, ne o mutlu kalabalık, ne bisküvi veren var.

Ama içimde bir sevinç...

Kimileri acımasız olsa da, insanların ne kadar yüce olduğunu düşünüyorum. Başka canlılara zarar gelmesin, dünya barış ve sevgi dünyası olsun diye böylesine çırpınışları aklımda kalan tek şey.


Sokakta buldu annesi oldu


NTV haber sunucusu Banu Güven'in kızım diye seslendiği iki yaşındaki köpeği Zeytin kapıda bizi sevinç gösterileriyle karşıladı ve sanki kendisinden bahsettiğimizi anlayarak sohbetimize kulak misafiri oldu.

Zeytin ailenize nasıl katıldı?

- Zeytin'le iki yıldır beraberiz. Çanakkale'de bir evimiz var. Bir gün Ayvacık'ta bir kasapta alışveriş yaparken eşim beni dışarı çağırdı ve Zeytin'i gösterdi. Küçücüktü o zaman. Köpek almak gibi bir düşüncem yoktu. Ortalarda kalmasın diye yanımıza almaya karar verdim. Köydeki evimizde bırakırız diye de plan yaptık. Tatil boyunca bizimle denize girdi. Bir keresinde havlu yerine gelip benim üzerime kıvrıldı. O zaman onu bırakamayacağımı anladım.

Cinsi nedir?

- Zeytin'in annesi av köpeği, babası bilinmiyor. Bazen cinsini soranlara Sokö diye cevap veriyoruz, sonuçta sokak köpeği Zeytin. İnsanlar sokö'yü havalı bir cins zannediyor. Çok gülüyoruz.

Sokak hayvanlarına karşı da duyarlısınız...

- Sokakta ilgilendiğim iki köpek daha var. Anneleri ortadan kaybolan iki kardeş köpek. Burada kalsınlar diye yönetimden de rica ettim. Dişiyi ameliyat ettirdik. Birçok aile çocuklarına köpek almak istiyor. İlle de cins köpek almak gerekmez. Sokaktaki hayvanları da alabilirler evlerine.

İstanbul'a Zeytin'i getirdiğinizde sorun yaşadınız mı?

- O zamanki evimiz daha küçüktü ama yine de pek bir sorun yaşamadık. Balkonda vakit geçiriyordu. Başına birkaç kötü olay geldi artık daha temkinli.

Ne gibi kötü olaylar?

- Köydeki evde bir köpeği duvardan atlarken gördü ve onu taklit etti, ortadan kayboldu. Ben de özgürlüğünü arıyor diye düşündüm ve üzüldüm. Yanılmışım. Bütün gün boyunca dolaşmış, dönünce evin kapısını kapalı bulmuş ve yandaki terk edilmiş eve girmiş. Komşum görüp bana haber verdi. Korkmuş bir ifadeyle bana bakıyordu. Artık daha temkinli, bir yere giderken mutlaka dönüp arkasına bakıyor.

Zeytin ilk hayvanınız mı?

- Daha önce bir kedimiz vardı. Adı Dursun'du. Onunla aramızdaki de garip bir ilişkiydi. Yine de köpekle birbirinize daha çok bağlanıyorsunuz. İnsanla köpeğin ilişkisi eşi olmayan bir şey.

İşteyken aklınız onda kalıyor mu?

- Küçükken daha çok aklım kalıyordu. Her şeyi kemirmek istiyordu. Elektriğe bağlı olmayan bir kabloyu kemirdi, duvarın tadına bakarak duvarda bir krater açtı. Mümkün olduğunca fazla vakit geçirmeye çalışıyorum onunla.

ÇOCUKLARA BAYILIYOR

Sizi televizyonda görünce ne yapıyor?

- Televizyonda daha çok seslere tepki gösteriyor. Beni izleyip izlemediğini eşime sormak lazım. Sesimi tanıyordur mutlaka.

Eşinize mi size mi daha düşkün?

- Eskiden, ben köleyim, eşim sevgilisi, diye düşünüyordum. Şimdi bana da çok bağlı. Yine de, baba nerede, diye sorunca bütün evde arıyor, eve gelince büyük sevgi gösterisinde bulunuyor.

Zeytin'le gittiğiniz favori yerleriniz var mı?

- Kış aylarında Karadeniz plajları kapalı oluyor. Orada bıraktığımda müthiş mutlu oluyor, koşuyor, yüzüyor. Bu kış haftada iki gün götürmeye çalıştım. Yazın plajlar açıldığı için mümkün olmuyor orada yüzmesi. Biz de haftaiçi yürüyüşe çıkıyoruz.

Hiç hayatınızı kısıtladığını düşündüğünüz oluyor mu?

- Kısıtlandığımı hiç düşünmedim. Acelem varken, kakasını yapmasını bekliyorum ama eve döneceğimizi hissettiği için yapmıyor. Bir de kışın bizim burası çok soğuk oluyor, donuyorum ve hadi kakanı yap, diye bağırıyorum. Bunun dışında hiç sorun yaşamıyoruz.

Evin kızı Zeytin, aileye bir bebek gelirse tepki gösterir mi sizce?

- İkinci çocukta ilkine özen gösterilir ya, biz de Zeytin'e özen gösteririz diye düşünüyorum. Zaten bayılıyor çocuklara. Çocuk olduğu zaman bizim yerimize onun dibinde yatmayı tercih eder herhalde.


Hayvanseverler şenliklerde buluşuyor


www.havhav.com ve www.kedigen.com, sanal ortamda birbirleriyle tanışan üyelerini 8 Haziran Pazar günü İstanbul Yedikule Hayvan Barınağı'nda buluşturuyor. Bahar toplantılarını barınakta yapacak olan üyeler hem hayvanları sevecek hem de mama, ilaç, makarna vb. yardımlarda bulunacaklar. Saat 14.00'te başlayacak olan toplantı bütün hayvanseverlere açık.

Adres: Yedikule Sahil Yolu, Surdibi (eski havagazı deposu).

Çankaya Rotaract Kulübü, Dost K-9 Köpek Eğitim Merkezi ve Golden Retriever Sahipleri ortak bir şenlik organize ediyorlar. Yine 8 Haziran'da saat 12.00'de başlayacak olan şenlikten elde edilecek gelir, HAYKOD'un yeni açılacak barınaklarına bırakılacak. Müzik, eğlence, yiyecekler, ödüllü yarışmalar ve sürpriz ödüllerin olacağı şenliğin giriş ücreti 2.5 milyon. Dost K-9 Köpek Eğitim Merkezi'ne gitmek için, Konya yolundaki Gölbaşı'nı geçince, Güriş'i de geçtikten sonra ilk sapaktan U dönüşü yapın. Ankara'ya doğru gelirken Markoni'yi geçer geçmez hemen sağa dönün. Toprak bir yolda girişteki arabanın üstünde büyük bir Rotaract bayrağı olacak.


SİZ PAKO’YA SORUN PAKO DA UZMANA


Veteriner Hekim Talat GÜLBAY


Kedilerde yaralar travma ve enfeksiyona yol açar


İki yaşında, erkek, İran kırması olan kedim birkaç gün önce balkona kaçtı ve bir sokak kedisi tarafından saldırıya uğradı. Başından ve boynundan birkaç sıyrık aldı. Birkaç gündür de hasta, yediği mama ağzına geliyor ama kusmuyor, geri yutuyor. Çok zayıfladı. Acaba kan yoluyla parazit mi kaptı, yoksa bu olay psikolojik mi? Bu yıl karma aşısının zamanı doldu, virüs kapmış olabilir mi?

Boyun ve baş bölgesinde tırmık ve ısırılma sonucu meydana gelen yaralanmalar, hızlı bir şekilde tedavi edilmediği takdirde oluşan travma ve enfeksiyon ciddi sağlık sorunlarına sebep olur. Isırılma ve tırnaklanma yolu ile yaralanan bölgeye virüs, bakteri ve parazit gibi enfeksiyon etkenleri yerleşip apselere ve diğer şişkinliklere yol açabilir. Yine bu enfeksiyon etkenleri ortadan kaldırılmadığı takdirde oluşan lokal problem tüm vücudu etki altına alan genel bir enfeksiyon tablosuna dönüşebilir. Bunların yanı sıra yaralanan bölgede hastalık etkenleri devreye girmese bile oluşan travmaya bağlı olarak şişme ve ödemler de oluşabilir. Kedinizin boyun bölgesinde meydana gelen bu doku değişiklikleri bölgenin hassasiyetine bağlı olarak yutma ve solunum güçlüklerine yol açabilir. Kedinizin genel bir hastalık tablosu göstermesi durumun ciddiyetini daha da belirgin bir şekilde ortaya koyuyor. Aşılarının zamanında yapılmamış olması da virüslerden kaynaklanan enfeksiyonların bulaşma ihtimalini kolaylaştırıyor. Acil olarak yapmanız gereken şey kedinizi hemen bir veteriner hekime götürerek muayene ettirmektir.
Yazarın Tüm Yazıları