Yıllık olağan felaketler

BU sene de gördüğümüzden geri kalmadık. Fakat ‘‘Çok şükür’’ diyemiyoruz.

Sobadan zehirlenmenin nesine şükredeceksiniz?

Donarak ölmenin...

Şeytan taşlarken sıkışıp nefessiz kalmanın...

Kurban keserken kendini doğramanın...

Nesine?

Şimdi önümüzde ‘‘seçim gezisi konvoyu faciaları’’ var. Sonra Kilyos ve Şile'de boğulmalar... Orman yangınlarıyla beraber.

Tarih tekerrürden ibaretmiş. İnsanoğlu ders almasını bilmeyince tarih ne yapsın, tekerrür edecek elbet.

On senede beşinciymiş hacıların şeytan taşlarken izdihamdan sıkışarak ölmesi. Şeytan taşlarken olmasa tünelde sıkışılıyor; sıkışma olmadığı senelerde yangın çıkıyor. Neyse ki yağmur yok oralarda, sele kapılan olmuyor.

Ana babamızı kutsal topraklara gönderiyoruz, fakat içimizde ferahlık yerine bir korku, ‘‘Acaba sağ dönebilecekler mi?’’ Sanki Kuzey Irak'a gidiyorlar.

Ben artık hacda ölmenin sevabına inanıldığı için çeşitli kazalar tertiplendiğini düşüneceğim neredeyse. İntihar günah ya...

* * *

Sobadan zehirlenme...

İnanıyorum ki toplasanız İkinci Dünya Savaşı'nda ölenlerden fazladır bizde sobadan zehirlenerek ölenlerin sayısı.

Kimse, ‘‘Ulan bu sobadan giden gidene, dikkat edelim bari’’ demiyor.

‘‘Bizim soba yapmaz böyle adilik’’ diye mi düşünüyorlar artık... Yoksa, ‘‘Türk'e gaz maz işlemez!’’ diye mi...

Geçenlerde biri karısıyla çocuğunu bu yüzden hastaneye kaldırdıktan sonra giti, aynı odada uyumaya devam etti oğluyla beraber. Netice malum.

‘‘Tevekkel olun!’’ demiş kim demişse... Biz biraz abarttık galiba.

* * *

Fakat bunların içerisinde bir tek kurban keserken kendini doğrayanlara üzülmüyorum. Allah'ın bildiğini kuldan ne saklayayım şimdi. Bu sene kesim sırasında kesime uğrayanların sayısı tam 1021. Yazıyla binyirmibir.

Kurbankeserlere yardımcı olma amacıyla ‘‘Alo, boğam kaçtı’’ hattı tetikte bekliyordu, ama ‘‘Alo, boğam tepti’’ hattı akıl edilemediğinden zayiat fazla oldu biraz.

Bu satırları kaleme aldığım sırada yollarda ‘‘Bayram dönüşü klasiği’’ yaşanmıyordu henüz. İnşallah bu yıl zincirleme çarpışmaları falan fazla klasik bulup ultra modern bir dönüş gerçekleştirmek suretiyle sevindirirler bizi.

Hadi hepsine alıştık da... Benim korkum yıllık olağan felaketlere yenilerinin eklenmesi.

Misal, her yıl ocak ayında, Ayondon Fırtınası'nda köprünün halatlarından birinin kopması...

MIŞ-MUŞ

İngiltere'de ‘‘otomobilde seks kılavuzu’’ satışa çıkmış.

Orası İngiltere... Bize önce seksin alfabesi lazım.

İtalya'nın bir Türk'le evli olan yeni büyükelçisi, ‘‘70 milyonun eniştesiyim’’ demiş.

Adamcağız bilmiyor ki biz daha çok ‘‘yenge’’ciyizdir, ‘‘enişte’’den gıcık kaparız.

Eşlerin cinsel fantezi kurması ihanet sayılmıyormuş.

‘‘Bedenime sahip olabilirsin ama ruhuma asla!’’ bu demek herhalde.

Tuba Ünsal, ‘‘Yılmaz Erdoğan ona áşık oldu ve adına film yaptı’’ iddialarına karşılık, ‘‘Bu kadar pahalı aşk olur mu?’’ demiş.

Film biraz daha ucuza çıksaydı inkár etmeyecekti demek.
Yazarın Tüm Yazıları