Yeri dar olanın icadı bol olur

BEN bu Japonların habire bir şey icat etmelerini memleketlerinin küçüklüğüne yoruyorum. Küçücük ada... Ancak ayakta durarak sığabiliyorlar. Yatmaları herhalde vardiya usulüyle gerçekleşiyordur.

Bizde mesela yan gelip yatacak yer çok olduğundan... ‘On dönüm bostan, yan gel Hasan’ diye söz bile vardır hatta.

Fakat hakkımızı yemeyelim yine de. ‘Daima yatıyoruz’ diyemem. Kalktığımız zamanlar da var. Hatta o saatler için yurdun dört bir yanına kahvehaneler, çayhaneler yapmışızdır.

Neyse, bizi karıştırmayayım şimdi. Diyeceğim Japonların yatacak yeri olmadığı gibi, oyalanacak kahvehaneleri de yok. Ev, okul, hastane, ofis derken bir bakmışlar memleket bitmiş. Yani metrekare olarak... Başka şey yapacak yer kalmamış. Bakın yine dayanamayıp lafı bize getireceğim. Biz olsak denizi dört bir yandan doldurmak suretiyle adayı Avustralya kadar yapmıştık şimdiye kadar. Hatta 6. kıta olarak dünyada yerini almıştı.

Sadede geliyorum. Japon milleti, yıllarca öyle ayakta boş boş durulmayacağından, mecburen elinde bir şeylerle oynamak durumunda kalmış. İşte durmadan icatta bulunmasının nedeni ve şekli bu.

***

Gelip geçici bir süre olsa bu ayakta durma, hayati araç gereci icat edip bırakacaklar. Fakat durum ilanihaye sürünce misal ‘Beli sıkan don lastiklerinin gevşetilmesine yarayan makine’ gibi şeyleri de icat etmek durumunda kalıyorlar.

En son rüya makinesi icat ettiler nitekim. Aletin bir kulağı var, sevgilinizin ismini üç kere bu kulağa bağırıyorsunuz ki bir bakmışsınız sevgiliniz rüyanızda. Bu kadar basit.

Yok, eğer sevgiliniz yerine anneniz geliyorsa alet bozuk çıktı demektir ki altını çevirip bakın ‘Made in Turkey’ yazıyordur bir yerlerde. ‘Yerlisi çıktı’ lafını kendimi bildim bileli duyarım. Yatarız matarız ama kopyalama işinde üstümüze yoktur. Bu koyunları kopyalamak falan da bize bakarak akıllarına geldi tahminimce.

Sonra icatları değişik şekillerde değerlendirmede de üstümüze yoktur. Mesela iki tahta kaşığı iki parmağın arasına sıkıştırıp birbirine vurmak suretiyle şakkada şakkada ses çıkartmayı biz akıl etmişizdir. Yarın bana ‘Hayır, bunu ilk defa bilmemkimler bulmuştu’ diye mail atmaya kalkmayın lütfen. Hayal kırıklığına uğratmayın beni.

Mesela ayakkabı boyasıyla makine yağını biz icat etmemişizdir ama bunu zeytinin karartılmasında kullanmak sadece bizim aklımıza gelmiştir. Hiçbir gávur evladının harcı değildir bu gibi şeyleri akıl etmek.

Böylece kendimizi onurlandırdıktan sonra neticeye gelecek olursak... İleride ‘Atasözleri Sözlüğü’ne girecek olan bir sözümle yazımı noktalıyorum:

‘Yeri dar olanın icadı bol olur.’

MIŞ-MUŞ

Gülben Ergen tığ gibi olmuş.

Fakat tığlar da numara numara biliyorsunuz.

*

15 yıl sonra uzaya asansörle çıkılacakmış.

‘Abi bulutlarda kaldık!’ diye bir ses duyarsanız bizimkiler de çıkmaya kalktı demektir.

*

Terk eden sevgiliye de dava açılabiliyormuş.

Milletçe ‘celp manyağı’ oluruz vallahi.
Yazarın Tüm Yazıları