Yazıklar olsun!

HANGİ genç kız, sevgilisiyle sevişmiyor?

Kaldı mı öyle muhallebicide buluşmalar?

Uzaktan bakışmalar?

En fazla el ele tutuşmalar?

Kendini evleneceği erkeğe saklamalar? Ki bundan aşağılık bir şey yok. Kadının mal olarak görülmeyi kabulüdür bu. ‘Elden düşme’ olmamak için en doğal dürtüyü kimbilir kaç sene, belki de ömür boyu bastırmak.

Aşk, seksten ayrılmıyor artık.

Fakat ortada tuhaf bir durum var. Bir yaman çelişki. Sevişenler hálá ayıplanıyor. Hem de yine sevişenler tarafından. Tabuları yıktık ama sırf kendimiz için. Biz ne yaparsak mübah. Ama başkası... Yargılar, damgalar, işini bitirip bir kenara koyarız.

Bu durumda törelerin emri diye kızını, kardeşini öldüren o çok kınadığımız adamlardan ne farkımız var?

Gamze Özçelik’i vurup öldürmedik ama öldürmekten beter ettik.

Günlerdir onu kaynatıyoruz. Kıkırdayarak.

‘Ayol resimdeki oymuş!’

Evet oymuş.

Bugün o.

Yarın bakalım kim... Siz ya da kızınız.

‘Ben beraber olduğum adamı seçerim’ falan demeyin. Bu işleri yapan adamlar öyle sokak serserisi değil.

***

Erkek arkadaşı nişanlanmaktan vazgeçmiş.

‘E, haklı tabii adam’ diyenler var.

Neden?

Kız bir önceki sevgilisiyle sevişti diye mi?

Sanki bunu ilk defa o yapıyor.

Ha, herkes tarafından görüldü diye mi?

Ama kız teşhirci değil ki. Kendi iradesi dışında oldu bütün bunlar. Üstelik sevişmiyor bile, uyuyor.

Bir adam kalkıp bir pislik yapıyor ve biz her zamanki gibi gözlerimizi ona değil, kurbanına çeviriyoruz.

Hep böyle mi olacak bu?

‘Biz ne yaptık?’ diyeceksiniz.

Hiçbir şey yapmadık. Bütün mesele bu zaten. Mesela protesto etmedik. O görüntüleri arsızca seyrettik, birbirimize gönderdik.

Konuştuk, kaynattık, gülüştük...

***

Bunu yapan o adam ömrünün sonuna kadar öyle bir nefretle çevrelenmeli ki ateşin ortasında kalan akrep misali kendini sokmalı.

Ama hiç umudum yok.

Nişandan vazgeçen adama da yazıklar olsun! Ama toplum baskısı var tabii üzerinde, o da ne yapsın. O halde bu topluma yazıklar olsun!

MIŞ-MUŞ

Derviş, AB için ‘Ya çok güçlü girelim ya da başka yol bulalım’ demiş.

Fakat AB bizden önce davrandı, ‘Türkiye’yi aramıza ya almayalım, ya da almayalım.’

*

Banu Alkan, borsada ve aşkta kaybetmiş.

Neyse vücut ölçülerini koruyor... 90-60-90.
Yazarın Tüm Yazıları