Yataktan çıkmayan kimmiş meğer...

ARDI arkası kesilmeyen, dünya durdukça da sürecek olan mühim araştırmalardan birinin neticesine göre, Türkiye’de cinsel ilişkide bulunma sıklığı haftada ikiymiş.

Demek kesim ayrımı olmaksızın sokakta, metroda, barda, işyerinde rastladığımız her erkeğin, her saat aşk yapacakmış gibi bakan gözleri promosyondan başka bir şey değilmiş. Netice haftada topu topu iki.

Ama mevzu bu değil.

Mevzu, işadamlarının bu ortalamanın da altında kalması. Hayatın günlük akışı içerisinde paranın işe yaramadığı, hatta neredeyse aksi tesir yaptığı haller de varmış demek.

İnsanın inanası gelmiyor. Oysa bana bir tahmin yap deselerdi, işadamlarını en başa koyardım. Ne bileyim... İşadamı deyince aklıma işten ziyade aşk meşk gelmiştir daima. Hani bu işlerden elini eteğini çekse, ilişkiler áleminde ciddi bir sarsıntı yaşanır sanki. Piyasa altüst olur.

Bir de ‘İnsanın karnı doyunca aklına seks gelir’ şeklindeki yaygın kanı var.

Onun da etkisiyle herhalde, işadamı yataktan çıkmaz zannederdim.

Fakat yataktan çıkmayan kimmiş meğer... Memur.

Hakikaten ummazdım. Kendimi bildim bileli geçim sıkıntısı çeken, yüzü bir türlü gülmeyen memurda stres sıfır demek. Stresin cinsel hayatı vurduğu söylenir zira.

Bakın bir araştırmadan kaç tane netice çıkıyor. ‘Paran var mı derdin var’ sözü de doğrulanmış oluyor. Sonra ‘Kumarda kaybeden aşkta kazanır’ sözü... ‘Ak akçe kara gün içindir...’ Yok bu uymadı.

***

Fakat Allah hakikaten bir kapıyı kaparsa ötekini açıyor. İşte memurun durumu. Yüzü bir konuda gülüyor hiç olmazsa. Adalet yok derler bir de... Daha nasıl olacak... Az parası olana çok seks, çok parası olana az seks. Neticede herkesin oyalanacak bir şeyi var.

Aynı araştırmadan erkeklerin tek eşli olmadığı da çıkmış ortaya.

Bakın bu hiç bilmediğimiz bir şeydi. Araştırma yapıldığı iyi olmuş. Hakikaten sürpriz oldu bizim için. Vallahi korkulur bu araştırmacılardan. Bunlar yarın iki kere ikinin dört ettiğini de çıkarırlar ortaya.

Efendim, bu araştırmayı prezervatif firmaları yaptırmış. Cinsellikle ilgili onlarca netice var daha. Hepsine girecek değilim. Bir eksik var yalnız, o dikkatimi çekti. Prezervatif boylarıyla ilgili bir bilgiye rastlayamadım. Hani, hangi boyu daha çok satılıyor... Ama ben en büyük boyun kapış kapış gittiğine eminim. Benim bildiğim Türk erkeği o prezervatifi altından kıvırır, yandan karısına bir makine ayağı daralttırır, yine de eczaneye gidip ‘En küçüğünden bir kutu’ demez.

MIŞ-MUŞ

IMF Türkiye temsilcisi, ‘Ekonomi parlak döneme girdi’ demiş.

Bizimse ortada bir şey göremeyişimiz, parlaklığın gözümüzü almasından demek.

*

Marmara’da kırılması beklenen fayın yarısının zaten kırık olduğu anlaşılmış.

Biraz daha sıkın dişinizi; beş sene sonra ‘Orada zaten fay yoktu’ diyeceklerdir.

*

Kadir Topbaş, İstanbul’u ışıl ışıl yapacakmış.

Geceleri kurtardık, gündüzleri Allah kerim.
Yazarın Tüm Yazıları