Yaşlanmak istemiyorsanız...

BAŞLIĞA bakıp da "Zaten yiyip içtiğimiz üç kalem şey kalmıştı, o da mı gidiyor" diye düşünmeyin. Diyet reçetesi verecek değilim. Benimkisi hál ve gidişatla ilgili şeyler daha ziyade.

"Doğaya inat hálá gencim" diyorsunuz...

Bunun için estetik cerrahiden falan yardım da aldınız...

Fakat her şeye rağmen yaşlılık denen şey çuvala girmeyen mızrak misali kendini belli edebilir.

Ama işte bunun da çaresi var.

Şu aşağıda sayıp dökecek olduğum "kusurlu" hareketleri yapmayacaksınız!

"Genç olma háli"ni fena halde bozan "çok kötü hareketler"dir bunlar!

Mesela...

Kimseye, "Üşütürsün, sırtına bir şey al" demeyeceksiniz!

Hava durumunu takip etmeyecek; yağmura, kara, sıcağa, soğuğa, elinize dünyanın son gününün tarihi verilmiş gibi dertlenmeyeceksiniz!

Tedbirli olmayacaksınız!

Hani öyle belki yağmur yağar diye şemsiye bulundurmalar falan...

Erik!

Nedendir bilinmez, eriğin gençlikle direkt ilişkisi vardır.

Artık, manavlarda boy göstermesine kaç ay kaldığını hesaplamaz olduysanız...

Eskisi gibi bir oturuşta bir kilo yeme arzusuyla yanıp tutuşmuyorsanız...

Anladınız!

Bu durumu kimseye belli etmeyeceksiniz!

"Her mevsimin ayrı güzelliği var" gibi laflar etmeyeceksiniz.

Unutmayın, bir tek yaz güzeldir!

"Cinsellik ikinci planda"

Bu cümleyi kurmayacaksınız!

Televizyonun karşısındaki koltuk, öğle sonrasından başlayarak sizi kilometrelerce öteden mıknatıs gibi çekse de gece çıkma planları yapmayı asla ihmal etmeyeceksiniz!

Herkes "Pizza söyleyelim" derken, siz "Ayol dolapta kabak kalye var" demeyeceksiniz!

Kadınlara söylüyorum... Dizinizin, bacağınızın ağrıdığını kimsenin yanında ağzınızdan kaçırmayacaksınız!

Buna karşılık karnınız ağrımasa bile ağrıyormuş gibi yapmanız ve bunu cümle áleme duyurmanız menfaatiniz icabıdır.

"Ölüm" lafı duyduğunuzda hiç tınmayacaksınız!

Malum, size daha çoook uzak!

Anı mevzuuna hiç girmeyeceksiniz!

Hem ne anınız olacak ki sizin?

Yakın tarihi de "Hatırla Sevgili"den öğrendiniz zaten!

Bir kıyı kasabasına yerleşme isteğinizden falan bahsetmeyeceksiniz!

Siz henüz "plazaların insanı"sınız!

Kazacağınız kuyular, kaydıracağınız ayaklar var!

MIŞ-MUŞ

Müjde Ar, Osman Müftüoğlu’na "Menopoza giren kadın ne yutsun?" diye sormuş."Hapı yutmuş" daha ne yutsun!

Türk dizileri Arap dünyasına açılıyormuş.Funda Arar’ın yalellisi de olursa hele, tam bir uyumdan söz edilebilir.
Yazarın Tüm Yazıları