Yaşasın yalan!

GÜNDE 20 defa yalan söylüyormuşuz.

Araştırma yapmışlar...

Bu demektir ki doğru konuştuğumuz yok!

Ürktüm doğrusu önce...

Fakat sonra bu yalanların öyle eski Türk filmlerindeki gibi, kötü kadınlarla adamların ‘esas kız’ hakkında ‘esas oğlan’a söyledikleri ve kızın pavyona düşmesine kadar varan felaketler zincirine sebep olacak yalanlardan olmadığına kanaat getirdim.

Korkacak bir şey yok yani netice olarak.

Hatta aslında aksi felaket olabilir.

Mesela, zaten kitabın kapağını zor açan çocuğunuza ‘Ben de zamanında sınıfın en tembeliydim’ diye gerçeği söylemenin álemi var mı?

Çocuk bir daha oturur mu masanın başına?

Hem siz atalarımızın boş konuştuğunu duydunuz mu hiç?

Onlar değil midir, ‘Kan kusup ‘kızılcık şerbeti içtim’ diyeceksiniz’ diye akıl veren?

***

Yalan, bir bakıma nezaket kurallarının bir gereğidir de.

40 yaşında olduğunu söyleyen kadına, ‘Ben sizi daha fazla tahmin etmiştim, 50 falan...’ demek için bırakın dünyanın en kaba insanı olmayı, en cesuru da olmanız gerekir ayrıca.

Elbet ‘A, hiç göstermiyorsunuz’ diyeceksiniz.

Veya yüzüne bakılmayacak kadar çirkin birinin yanında yeri geldiğinde ‘Güzellik önemli değil’ diyeceksiniz elbet.

Bu yalan değil, nezaket oluyor.

Ben ki hiç yalan söylemem (19 hakkım daha var) oturup not aldım, bir 20 de avans kullandığım çıktı ortaya.

Mükerrer olanları saymıyorum hem...

Mesela, telefon üzerinden söylenmiş olanları...

‘Vallahi kaç kere aradım kapalıydı telefonun.’

Ya da...

‘Ben de şimdi seni arayacaktım’ gibi.

Sonra işte...

‘Size saygım sonsuz.’

‘Siz daha iyilerine layıksınız.’

‘Seni gördüğüme sevindim.’

‘Ben de seni severim.’

‘Seni iyi gördüm’
ler falan var.

Ki ben dobralığı biraz abartmış biriyimdir. Normal insanları merak ediyorum doğrusu.

Doğru dürüst ilişkiler kurmak için bu tür yalanlara ihtiyaç var galiba. Hayır, keşke her ağızdan çıktığında doğruyu ifade eder olsa şu yukarıdaki sözler. Ama sonsuza kadar beklemek de var işin içinde. En iyisi ağzı alıştırmak. Bir gün bakmışsınız sahi olmuş. Nasıl olsa kimseye bir zararı da yok...

Bu açıdan ‘Yaşasın yalan!’ diyebiliriz.

MIŞ-MUŞ

Atatürk’ün hangi takımı tuttuğu tartışmaları alevlenmiş.

Atatürk’ün eti, sütü bitti mi sanmıştınız?

*

Melih Gökçek, içki yasağıyla ilgili ‘İçkinin kokusu rahatsız edici’ demiş.

Bakmışsınız yarın rakının gül suyu aromalısı çıkmış!

*

Hafta sonu Türkler için dinlenmek demekmiş.

Mangal yellerken dinleniyorlar demek.
Yazarın Tüm Yazıları