Yakıştıramadım...

Haluk Bilginer’den izin çıkınca Aşkın Nur Yengi konser vermiş!

İnanmıyorum ben buna. Yani aralarında bir izin sorunu yaşandığına.

Haluk Bilginer kimdir?

İngiltere’de de oyunculuk yapmış bir sanatçı. Yani mahalle esnafından Haluk Efendi değil. Ne zihniyet olarak, ne de çevresi itibarıyla. Sevgilisinin şarkıcı oluşunu ayıplayacak dar görüşlü insanlar arasında sürdürmüyor hayatını.

Peki Aşkın Nur Yengi kimdir?

Bu memleketin sayılı iyi şarkıcılarından biri. Yani pavyonda konsomatris değil. Ki kendisini bu hayattan çekecek birini bulunca kıçını kırıp evinde otursun.

Aman ha!

Yanlış anlamayın, konsomatrislere bir sözüm yok. Hatta fazladan bir sempatim var onlara karşı. Hiç rencide etmek istemem.

Ayrıca iş iştir. Ama kendimizi kandırmayalım. Pek de heves edilecek, idealleri süsleyen, mecbur kalmadan da yapılacak bir şey değildir. Kızınızın seçmesini ister misiniz mesela?

*

Neyse, konuyu dağıtmayalım...

Diyeceğim, Haluk Bilginer’in Aşkın Nur Yengi’ye sahne yasağı koyduğuna inanmıyorum...

Öyle bir eğilimi olsa Zuhal Olcay’a da yapardı aynı şeyi.

Aksi halde durum, iki ucu pislikli değnek. Ya Zuhal Olcay’ı kadın yerine koymuyordu, ya da Aşkın Nur Yengi’yi hakiki sanatçı saymıyor.

Ki ikisi de olamaz. Katiyen konduramam.

Netice olarak ne Haluk Bilginer’e bu yasağı getirecek zihniyeti, ne de Aşkın Nur Yengi’ye bu durumu kabulü yakıştırırım.

Bizim medyanın uydurması olmasına razıyım. Biz inandırıcılığımızı kaybedelim; yeter ki iki değerli sanatçı, çıktıkları yerlerden, sıradan kadın-erkeklere araba yolu yaratacak çağdışı davranışlara küt diye inmesinler.

Bu ne aşk dedikodusuna benzer ne başka şeye... Onların yerinde olsam bu iddiaları çok ciddiye alır, çıkar bir açıklama yaparım.

Gerçi söz konusu konserle yalanlamış sayılırlar ama, bir gün bile aralarında ‘yasak’ kelimesinin geçmediğini duymak isterim doğrusu. Hem bir kadın, hem de şarkı söyleyen biri olarak.

*

Ha şu da var tabii. Aşk bazen her şeyden vazgeçtirir insanı. Tahtını bırakanlar bile oldu. Ama ortada iki kişinin inisiyatifi dışında konmuş kurallar vardır; elinizin tersiyle itersiniz o kuralları, aşkı seçersiniz, herkes de alkışlar sizi... Bu başka bir şey.

Şunu söyleyeyim, Sezen Aksu hayatındaki erkeğe göre duruşunu değiştirdi mi hiç?.. Şarkı sözlerinden takip edebilirsiniz ancak duygularını. O kadar.

Ama Sibel Can gibi, duruma göre bir var bir yok olmayı seçtiyseniz bilmem. Gerçi o bile sonunda ‘Kararımı kendim veririm’ dedi. Bu vesileyle tebrik ediyorum kendisini.

Aşk geçer...

Sonra bir bakarsınız zaman da geçmiş.

Geçecek elbet.

Ama o arada kendinizden vazgeçmişseniz kötüdür. Çok kötü.

MIŞ-MUŞ

Müslüm Gürses metal söyleyecekmiş.

Esas hayranları kapısına gidip, ‘Yuvana dön baba!’ diye bağıracaklar yakında.

Demirel, ‘Özal Irak’a girdi de ben mi tuttum’ demiş.

Özlemişiz be!

Diyanet İşleri Başkanlığı ‘Evlatlıkla evlilik günah değil’ demiş.

Derdimiz buydu! Biri de çıkıp ayıp olmadığını söyledi mi tamamdır bu iş!
Yazarın Tüm Yazıları