Zaten kime sorsanız ilk aşkını, daima "ilkokuldaydım" diye başlar söze.
Gerçek aşkın içine seksin karışmaması gerektiğine kanaat getirmiş olmaktan mıdır artık...
Ya da "Aşkı ilk tattığımda 16 yaşındaydım, her fırsatta, kapı arkasında bile sevişirdik" falan diye cevap verene "o....." gözüyle bakılması ihtimaline karşı ilkokuldaki o masumane kıpırtıları "ilk aşk" olarak sunmak suretiyle işin içinden sıyrılma gayreti midir... Hele benimki daha da masum bir durum. Kalem, silgi vs. alışverişi bile olmadı "ilk aşkım"la aramızda. Benden yaşça bayağı büyüktü zaten. Türkiye’de yaşamıyordu üstelik. Bir yabancıydı.
Fakat yine de zaman zaman odama alıyordum onu. Hatta yorganın altına.
"Hakikaten çok masummuşsun!" diyeceksiniz.
Peki, uzatmadan söyleyeyim, ilk aşkım bir çizgi roman kahramanıydı. Yorganın altında buluşmamızın nedeniyse annemin bu tür kitapları okumama izin vermemesiydi.
Evet, ilk aşkım Tommiks idi.
Bu ismi böyle tek başına telaffuz etmeye dilim alışık değil aslında. Her zaman Teksas’la beraber anılırdı Tommiks.
Tommiks-Teksas.
Hatta bu tür kitapların genel adı olmuştu ikisi.
***
Aslında Teksas’ın Çelik Blek’ine de áşıktım.
Hatta Red Kit’e de haksızlık etmeyeyim.
Fakat işte Tommiks’i daha uygun buluyordum kendime.
Çelik Blek daima yarı çıplak gezdiğinden, Red Kit de kıçını kırıp bir yerde oturmadığından mıdır artık "Babam vermez beni bunlara" diye bir düşünce mevcuttu bilinçaltımda herhalde.
Tommiks subaydı hiç olmazsa. Bir maaşı vardı muhtemelen. Yeri yurdu belliydi.
Benimki biraz "mantık aşkı"ymış farkındaysanız...
Kaptan Swing’e hiç takılmadım mesela. Kaptanların her limanda bir sevgilisi olduğu dedikodusu kulağıma çalındığı için midir...
Aşk falan işin gırgırı tabii... Ama şunu da unutmamak lazım ki kahramanlara áşık olunmasa da áşık olunacak adamların o kahramanlar gibi olması gerektiği fikri yerleşip kalıyor galiba derinlerde bir yere.
Fareden korkan ya da ağlayan veya yalan söyleyen erkeklere çok şaşırmışımdır mesela bir zaman... Yani bizim gibi etten kemikten olduklarını anlamam epey zaman aldı.
***
Tommiks-Teksas’ın Türkiye’ye gelişinin 50. yılıymış bu yıl. Bu nedenle gazeteci Haşim Öz özel bir albüm hazırlamış. Ben de Aktüel’de okudum. Aklıma da bu vesileyle geldi ya zaten çocukluğumun "yakışıklılar"ı...
Rahmetli Turgut Özal’ın "Tommiks-Teksas okuyorum" demesinden sonra annemde bunların faydalı kitaplar olduğu kanaati de oluştuğuna göre, alenen alıp okumamda bir sakınca yok artık.