"Kızım bir laf vardır. ’Çok söyleme arsız, aç koyma hırsız edersin’, siz söyleye söyleye arsız ettiniz."
Kimi?
Kadınla erkeği.
Doğru.
Hiçbir meselenin böyle devamlı masada yattığı görülmemiştir.
Kıbrıs meselesinin bile arada kalktığı oluyor.
Bu kadın-erkek mevzuu konuşuldukça kıçın kıçın gitmesi açısından da tek ayrıca.
İrdelendikçe tabiri caizse "maymun gözünü açtı" hali oluşuyor galiba. Tamam açsın da... Göz açılınca bakıyorsunuz güzel güzel yürüyen evlilikler çatırdamaya başlamış.
Ki kadın-erkek ilişkisindeki sorunlardan sorumlu köşe yazarlarına "Sizi okuyunca anladım ki" diye başlayan mektuplar gelmesi bundan.
"Demek aslında güzel güzel gitmiyormuş" diyeceksiniz...
Evet ama taraflar bunun farkında olmadıktan sonra ne zararı var?
Esas olan nedir?
Hayır, uyanan doğrulup kalkmayı da becerebilse...
Fakat yatağın içinde huzursuzca bir o yana bir bu yana dönüp duruluyor daha ziyade. Az önce mışıl mışıl uyunurken...
Bakın!
Kendini güzel bulan bir kadına aslında çirkin olduğunu söylemenin ona ne faydası var?
Ha, estetikçiyseniz, kadına şahane bir surat vaat ediyorsanız, o başka!
Diyeceğim, teşhisi koyup koyup salıveriyoruz insanları... Tedavi yok.
* * *
Son yıllarda uzmanların, eşlerin özellikle cinsel konularda birbirleriyle konuşmaları gerektiği yönündeki tavsiyelerine gelince...
Bilmiyorum, bu tavsiyelere uyup da fayda sağlayan çift oldu mu?
Ön sevişmenin uzun tutulması konusu falan tamam; "Ben senin donunla fanilanı 30 dakika ön yıkamaya tabi tutuyorum, her şey karşılıklı" gibi şeyler söylenebilir.
Fakat misal, "Farkında mısın kocacım, seninki biraz küçük" demek suretiyle bir ilişkinin toparlanabileceğine inanıyor musunuz?
Adam gerçeğin farkında olsa bile bunu dile getiren kadını ömrünün sonuna kadar düşman belleyecektir.
Sonra ereksiyon sorununu nasıl konuşacaksınız...
Hadi bir kesim konuşabilir fakat "Sen bunun sert halini nerede gördün kaltak!" diye dayak yiyecek kadın sayısının daha fazla olacağı inancındayım.
Bize ters böyle şeyler.
Gözümüzün üstünde kaşımız olduğunu bile duymak isteyemeyen insanlarız...
Kaldı ki erkeğin bu kadar iddialı olduğu bir hususta "Bak ben tatmin olmuyorum canım!" diyeceksiniz...
Ha, adamı gözden çıkardıysanız, o başka.
MIŞ-MUŞ
Tiryaki kocanın eşi 10 sene az yaşıyormuş.
Erkek kısmının kendisi dursa sigarası doğru durmuyor!
Haluk Bilginer, "Nikáh da olur inşallah"demiş.
Demek kendi iradeleri dışında, bir yerden icazet bekliyorlar!
İki dev güneş sistemi bulunmuş.
Bunun da yedeği varmış demek! Fakat "bizim için" mi, "bize karşı" mı?