Söz kuşların

SEVGİLİ insanoğlu!

Bugünlerde aramız limoni. Söz almamızın nedeni de bu ya zaten...

Yok, barış çağrısı değil, bizimki içini dökme isteği sadece.

"Kuş içini döker mi?" diyeceksiniz...

Sahi... Sizin gözünüzde biz canlıyızdır ama canımız yoktur.

Biz ölmeyiz bile hatta. Ancak telef oluruz. Di mi?

Oysa canımız yanar bizim de...

Can korkumuz da vardır. "Pırr" diye uçuvermemiz nedendir zannedersiniz...

Bir saçma değdiği zaman içimizden birine, eksilmiş olmayız sizin gözünüzde... Birbirimizin kopyası olduğumuz için midir, üç eksik beş fazla olmamız fark etmez size göre.

Evet, aynı türden olanlarımız birbirinin kopyasıdır hemen hemen. Yumurtadan çıktığımızda isim de konmaz bize. Yani birimizin ötekini görünce "A bu bizim Selahattin!" demesi mümkün değildir ama bir saçma değdiğinde birimize, "bir kuş ölmüştür".

Hepimiz bağrışırız o esnada.

Siz silah sesinden ürktüğümüzü sanırsınız. Ölen arkadaşımıza ağlarız oysa.

Pike yaparız bazen son defa yakından görebilmek için...

Leş kargalarını hatırlatacaksınız şimdi.

Tamam da onların zaten adı üstünde! Doğanın kanunu olarak varlar. Peki bazılarınızın "insan"ken "leş kargalığı"nı seçmesine ne diyorsunuz?

Neyse...

Üstüne konup sokağı pisletiyoruz diye ağaçları bile kesen "sevgisizler"i saymazsak sevdik birbirimizi bunca zaman.

Şarkılara, türkülere konu edeniniz...

Sevdiğine haber uçurmamızı isteyeniniz oldu.

Talih saydınız bizi...

Barışın sembolü bile olduk.

Pencerenizin önüne yem bıraktınız...

Çoluk çocuk elde dürbün konakladığımız yerlere koştunuz...

Sonra...

Yıllardır bizi kırıp geçiren bir virüs değişime mi uğramış ne...

Bir baktık ki aşağısı toz duman!

Şöyle söyleyelim, kanatlılardan kala kala bir "kanatlı pet" kalmış.

Şimdi bizim için de adeta "Görüldüğü yerde vurulacak!" emri var.

Hayır, merak ediyoruz, kendi aranızdaki bulaşıcı hastalıklarda da "ne olur ne olmaz" diye o "itlaf" dediğiniz şeyden yapıyor musunuz?

Ama haklısınız!

Bizi size sayıyla vermediler ya!

* * *

Bugün yeni bir haber aldık.

Avcılar, sulak alanlarda konaklayan bizlerin, her türümüzden 3’er tane vurup laboratuvara göndereceklermiş. Hasta mıyız değil miyiz diye.

Ya hasta çıkmazsak?

Sizin bir lafınız vardır hani... "B.k" yoluna gitmek" miydi...

Ama yine şu "Selahattin olmama" meselesi tabii.

Size bir şey diyelim mi...

Kendinizi medeniyet olarak bir noktaya geldiniz zannediyorsunuz di mi?

Bilişim çağı, üstün teknoloji, şu bu...

Fakat hálá ilk insanlar gibi öldürerek koruyorsunuz kendinizi, farkında mısınız?

Bir arpa boyu yol alamadınız aslında.

"Kuş beyinli" dersiniz bir de...

Hıh!

MIŞ-MUŞ

TSK köpeklerinin adı Türkçe olacakmış.

Aslında hepsi tek bir isimle de anılabilir...

"Karabaşçık" gibi mesela...

Erdoğan, "Türkiye koalisyon kültürüne hazır değil" demiş.

Onca tatbikata rağmen?

Yargıtay, "Başbakanlar hoşgörülü olur" demiş.

Bu sefer uyduramadık, bir dahaki sefere inşallah!
Yazarın Tüm Yazıları