"Bir elimde cımbız, bir elimde ayna" dönemine girdim.
Her sene bu zamanlar olduğu gibi.
Yalnız ben değil, bütün köşeciler aynı durumda. Yazılara yansıyor, köşelere bahar geldi diyebiliriz. Kuş olup uçmak... Çiçek olup açmak...
Rüzgar olup yaylalara çıkmak arzusundayız. Fakat öyle kolay değil tabii. "Ferrari"yi satmak gerekiyor. Ve bu mevsimde herkes "Ferrari"sini satmaya niyetlendiğinden alıcı bulmak zor. Anlayacağınız yine "pastoral" yazılarla gönlümüzü eğleyeceğiz.
Bakın, "kuş olup uçmak" falan deyince, gençler sahiden de uçma çalışmalarına başlasalar iyi olur. İleride torunlarına "kuşu" tarif etme açısından. Zira, misal "Mini mini bir kuş donmuştu." şarkısını öğretmeye kalktıklarında torundan "Kuş ne?" diye bir soru gelebilir. Mesela Türkiye’de kala kala sadece 11 telli turna kalmış. Nereden biliyorum...
"Nexus" firmasının masa takviminden.
Başımı her kaldırdığımda bakıyorum. "Başka Yok: Son 11 Telli Turna" yazıyor.
Bu, Nisan yaprağı. Mart yaprağı sadece 200 Likya Lalesi kaldığını haber veriyordu.
"Benekli Semender", "Boz Ayı". Onlar da yok olmak üzereymiş. Mayısta, her başımı kaldırdığımda, Doğu Karadeniz Dağları’ndaki yağmur ormanlarında yaşayan 154 bitki ve 101 hayvan türünün neslinin tükenmek üzere olduğunu okuyacağım. Sonra fokların, Sultansazlığı’ndaki binlerce canlının, Urfa’nın ceylanlarının, Anadolu parsının, dağ horozlarının... Fakat kimin umrunda? "Son 11 Mercedes" ya da "Son 11 Gucci çanta" deselerdi birbirimizi yerdik. Nitekim Doğa Derneği, "Hedef: Sıfır Yok Oluş" kampanyasını başlatmış. Bu sözünü ettiğim takvim de başka "umrunda olanlar"a ulaşmanın bir yolu. Türkiye’nin Doğa Fonu ile nesli tehlike altındaki türlerin yok oluşunun engellenmesi hedefleniyormuş. Bu çalışmaların destekçileri ise Atlas Dergisi ve CNN Türk’müş. Ayrıntılı bilgi isteyenler için: www.dogadernegi.org. Siz bilirsiniz...