Şu insan denen yaratık çok garip. Bir zaman ‘Sevişelim ama çocuğumuz olmasın’ diye uğraştı, hálá uğraşıyor gerçi... Meseleyi büyük ölçüde çözdü sayılır fakat karşı kaldırımdan adam geçse hamile kalan kadınlar var hálá.
Sonra duyuyoruz, prezervatif patlatanlar var... İnsanı canından eden kazalar olduğu gibi, böyle can veren kazalar da oluyor.
Spirali, içinde kaybolanlar var... Yirmi sene arayıp soran olmayınca spiral ne yapsın tabii... Artık kendi kendini imha mı ediyordur, bir yolunu bulup çıkıp gidiyor mudur...
Hap deseniz, içenden çok içmeyi unutan var.
Uzatmayayım bu saydıklarıma bile etkili olacak çözümler üzerinde çalışılıyor hálá. Hani neredeyse ‘doğurmak istiyorum’ diyeni bile doğurtamayacaklar.
*
İnsana garip dememse şundan:
Bunca yıldır sevişirken çocuk olmaması için uğraşırken bir yandan da sevişmeden çocuk sahibi olmanın yollarını arıyor. Bulmuş nitekim.
Kök hücreden yumurta ve sperm üretmek suretiyle ‘eş’e gerek kalmadan çocuk yapabilmenin yolunu açmış. On yıl içinde gerçekleşecekmiş bu hadise.
Gerçi daha önce sperm bankasından sperm almak suretiyle de erkek kısmı by-pass ediliyordu (N’apiim çok moda bu tabir) ama işte yine bir beyefendinin spermine muhtaç olunuyordu. Bir nevi ‘gıyaben sevişmek’ diyebiliriz buna.
Fakat bu yeni yolla kadınlar tamamen kendilerine ait çocuklar doğurabilecekler. Kök hücreden hem yumurta hem sperm üretilecek zira.
Temel’in ‘Bizim karıyla 20 senedir küsüz’ demesi üzerine dört çocuğun nasıl olduğunu merak etmişler de ‘İnadımdan sormadım’ demiş. Temel hani... Şimdi artık sorsa da aile faciası falan yaşanmaz. ‘Kendi kendime yaptım’ diyebilir Fadime. Yemin etse başı ağrımaz.
*
Aynı şekilde erkeğin de kök hücresinden, hem yumurta hem sperm üretilebiliyormuş bu yeni yöntemle.
Fakat rahim problemi var.
Nerede büyütecekler çocuğu?
Bilim adamları konunun her tarafına açıklama getirmişler, bir tek bu hususta bir aydınlatmaya rastlayamadım.
Belki elde taşınır plastik rahimler yapacaklar. Çocuk büyüdükçe hamile pantolonu misali yanlardan genişleyen...
Şeffaf olsa hatta bunlar... Çocuğa çıngırak sallanabilse dışarıdan...
‘Yok artık!’ demeyin!
Önce hayal edeceksiniz. Unutmayın, dünya hayali geniş insanlar üzerinde duruyor. ‘Yok artık!’çılara kalsa bir arpa boyu yol alınamaz.
Hem sonra ‘eş’siz hamile kalmanın yanında benim dediğim nedir ki...
Hakikaten gelinen noktaya dikkatinizi çekerim. Yıllar önce babaanneme ‘İleride böyle böyle olacak’ deseydim gözyaşları içerisinde okuyup üflerdi beni.
Diyeceğim nereden nereye geldik, başka yerlere de gidebiliriz.
*
Tabii ki işim biraz da bu olduğu için maytap geçiyorum. Yoksa bütün bu çalışmaların aslında insanlık için ne kadar faydalı olduğunun bilincindeyim. Sizleri bilim adına teessüf bildirme zahmetinden kurtarmak için bunu da ifade etmiş olayım.
MIŞ-MUŞ
Irak’a gelecek aranıyormuş.
Amerika’nın elinde vardır herhalde çeşit çeşit...
Hilton Otellerinin várisi Paris Hilton’a nişanlısı ev almış.
Ön tekerlek nereye giderse, arka tekerlek de oraya gidermiş.
Ebru Akel’in 500 çift ayakkabısı varmış.
Ben ayakları için üzülüyorum... Herhangi bir çiftle aşina olmaya bile imkánları yok.