Dansöz yerine yorumcular çıkacak yalnız. Seçimden önceki tahminleri tutmayanların nasıl kıvırdıklarını göreceksiniz.
"Açılan sandık sayısı..."
İki fırt viski, iki fındık ağzınızda. "Oyların partilere göre dağılımı..."
Kimi dertten içermiş, kimi neşeden. Bakalım sizinkisi hangisinden olacak.
Arada partilerin genel merkezlerinden görüntüler... Kiminin kapısında halay çekilecek, kiminin ışıkları kapanmış...
Yarınki gazeteleri de görür gibiyim.
"Seçmen dedi ki..."
Altında adeta bir destan.
Seçmen olarak göğsünüz kabaracak. "Neler demişim bir çırpıda" diye.
Sonra, aradan üç-beş ay geçince bir bakacaksınız ki bir şey dememişsiniz aslında.
Bir dahaki seçimde yine fındık-fıstık, yine "seçim gecesi özel eğlence programı", yine "seçmen dedi ki", yine her şey eski tas eski hamam.
Dondurmanın en iyi adresi
BİZİM gazetenin son Cuma ekinde bu defa "Dondurmanın en iyi 10 adresi" vardı.
Fakat aralarında Bebek’teki Güneş Dondurma’yı göremeyince şaşırdım doğrusu.
Yolumun düşmesini beklemeden, nerede iyisinin var olduğunu duysam gidip deneyen bir dondurma düşkünü olarak benim birincim Güneş’in dondurmasıdır çünkü.
Hadi benim damak tadıma güvenilmeyeceğini varsayalım, dünyanın en ünlü restoranlarında en iddialı tatlarla tanışmış, aralarında ünlü sanatçıların, siyasetçilerin, işadamlarının, sporcuların, "sosyete" dediğimiz kişilerin de bulunduğu birçok dondurmaseverin Güneş’in dondurmasının hastası olduğunu biliyorum.
Ne zaman Bebek’e gitsem kapısındaki yığılmayı da görüyorum.
Sonra artık neredeyse bütün dondurmacılar ucuz olsun diye süt tozunu tercih ederken Güneş’in salep kullandığını da biliyorum.
Ve hiçbir boya ya da katkı maddesi kullanmadıklarını da biliyorum, meyveli dondurmalarının hepsinin hakiki meyveden yapıldığını da.
Onun için, listede göremeyince üzüldüm. Belki de 15’e çıkarmak lazım bazen o listeyi, bilmiyorum. Bildiğim, bir yerlerde iyi dondurmadan söz ediliyorsa, orada Güneş’in de adının, hem de en başlarda geçmesi gerektiği.
Her konuda niceliğin bol, niteliğin kıt olduğu şu devirde o kıtlardan birinin kıymetini bilmeye yönelik bir yazıdır bu. Şu anda İstanbullu dondurmasever birçok okurumun bana hak verdiğinden eminim.
MIŞ-MUŞ
Son günlerde birçok polemiğin içinde yer alan Gülben Ergen, internetteki yazısında hayranlarına, eski sakin günlerine döndüğünü bildirmiş.
Yeni albüme kadar bağrınıza taş basıp yeni polemikleri bekleyeceksiniz.
Cem Yılmaz 88’inci arabasını almış.
Ne var bunda? Çocukcağız hepimizin yüzünü güldürürken galericilere biraz torpil geçiyor, o kadar!
"Çıplak Tenimin Hafızası" adlı kitabında 300 erkekle yattığını anlatan kadını, kocası boşuyormuş.
Hafızanın çok kuvvetli oluşu her zaman iyi netice vermiyor, görüyorsunuz.