Nitekim köşe yazarları için de bir hayli zorlaştı.
Kalemin kuvvetli olması yetmiyor.
Kodu mu oturtturabiliyor musunuz... Bu da var artık.
Ki bakmışsınız yakında genel yayın müdürleri, güç kuvvet yönünden istikbal gördükleri gençleri köşe yazarı yapmışlar!
Okuldan her gün bir arkadaşını tepeleyip dönen çocuğunuz varsa üzülmeyin! İleride iyi bir köşe yazarı olabilir!
Çoğunuz duymuş olmalısınız, üç köşe yazarı Nişantaşı’nda bir kafede birbirlerine girdiler.
Henüz dövüşmediler gerçi. Yanlış kafede karşılaşmışlar zira. Orada dövüşülmezmiş. Şimdi tez zamanda dövüşe müsait bir başka kafede karşılaşmayı bekliyorlar. Beyanları böyle. Dövüşün eli kulağında anlayacağınız.
Efendim?
Anladım da o sizin dediğiniz "aile içi şiddet". Biz basın olarak ona karşıyız. Tabii tabii, bu arkadaşlarımız da karşı.
Fakat dediğim gibi o "aile içi şiddet"..."Medya içi şiddete son!" diye bir kampanya duydunuz mu?
Duymadınız.
Kampanya falan olmayınca tabii...
* * *
Şaka gibi değil mi?
Fakat yine de köşelerinden sövüşmelerinden iyidir kafelerde dövüşmeleri.
Çünkü nereden baksanız netice olarak meseleleri şahsidir. O, ona "falancanın damadı" demiş; beriki ötekine "abi" dememiş...
Fikirlerini çarpıştırıyor olsalar, anlarım. Arada biz de sebepleniriz, bir şeyler kaparız. Hiç olmazsa tartışma denen şeyin inceliklerini öğreniriz.
Küfür bile etseler, misal Neyzen Tevfik gibi öyle zeká ürünü laflar oturtabilirler ki, kesip saklarız.
Fakat şimdiki halde sokakta hesaplaşmaları daha iyi. Her birinin sevdiğimiz yazılarını okumaya devam etmek kalsın bari bize de.
MIŞ-MUŞ
DSP Lideri Zeki Sezer, "Solda birlik için randevu bekliyoruz" demiş.
Bekleyin! "Yaz var kış var, bitmedik ne iş var" demişler.
Başkasının spermi ya da yumurtasıyla çocuk sahibi olan fakat bunu gizleyen Türkler, mavi gözlü çocuk istiyorlarmış.
Konu komşuya "Kaynanamın tarafı İsveç dolaylarından" diyorlar herhalde.
Pazar günkü "Kocana Dayanma Gider" başlıklı yazımda geçen "Peki, kadın istiyor mu 69 yaşını geçen eşiyle sevişmeyi" cümlesinde, erkeğin yaşı 69 değil 60 idi aslında. Fakat nasıl olduysa yazı size ulaşana kadar 60, 69 olmuş.
Arkadaşlarıma, "69"u, konunun "mana ve ehemmiyetine" daha mı uygun bulduklarını sormak isterim.
"Ne önemi var" diyeceksiniz... "69 değil de 60 olduğunda yazın ’yılın en şahane yazısı’ mı olacaktı?"
Değil elbet.
Fakat bazen tek bir sözcük, yazının gazını kaçırmaya sebep olabiliyor.