Bu sebeple "Burada düzenleme çalışması yapılıyor" dediler mi başımıza felaketin en büyüğü gelmiş gibi üzülürüm.
Çünkü bilirim ki ya ağaçları kesip beton, ya parke taşları söküp asfalt dökeceklerdir.
Kötülüklerinden değil...
Keşke ondan olsa... Kötü adamı indirir, yerine iyisini koyarsınız. Oysa kim gelirse gelsin... Bugüne kadar anladığım şudur ki Hıdır bütün yöneticilerin göbek adıdır.
* * *
Geçen gün baktım Bebek sahilinde düzenleme var.
Kaldırım düzenlemesi.
Bebek ile Aşiyan arasındaki kaldırım genişletiliyor.
Bilin bakalım nasıl?
Boğaz’a kazık çakıp üstüne beton dökmek suretiyle.
Yani kaldırım genişlerken Boğaz daralıyor.
Bugün Bebek, yarın Kandilli derken, bir bakmışsınız Panama Kanalı kadar kalmış Boğaz.
"Yok artık!" demeyin, ileride olacağı budur. Gelecek olan kuşaklar neticede bizim torunlarımızdır. Elma ağacının şeftali verecek hali yok.
Yakın zamanda İstiklal Caddesi ile Balık Pazarı’nı da düzenlediler, gördük. Bir daha da göresimiz yok.
Geçenlerde Gila Benmayor köşesinde yazdı, Adalar’da da kıyı düzenlemesi yapılıyormuş. Parke taşları söküp asfalt döküyorlarmış.
Hizmette yarışıyorlar!
Kim daha çok beton ve asfalt dökecek!
Her yer parke taşı olsun demiyoruz elbet. Hepsinin yeri ayrı. Önemli olan bunun bilinmesi.
* * *
Aslında durumdan rahatsız olan da pek az. Estetik anlayışı konusunda tencereyle kapak gibiyiz yöneticilerle. Zaten onlar da yerden bitmediler, aramızdan çıktılar.
Kısaca, "Bu milletin betonla bir gönül ilişkisi var" diyebiliriz.
Beton manzaralı evler yapmayı akıl edecek müteahhidin paraya para demeyeceğini düşünüyorum.
Nereden kanaat getirdilerse Türklerin yeşili sevdiğine... Ha bire yeşillikler vaat eden siteler dikiyorlar. Oysa havaalanı büyüklüğünde dökecekler betonu... Kenarına konduracaklar siteyi...
"Şahane beton manzaralı daireler."
Kapış kapış gitmezse ne olayım.
Fakat zaten durum az çok bu. Gözümüzü çevirdiğimiz her yerde "şahane beton manzarası" bizi bekliyor.
MIŞ-MUŞ
İleri yaşta çocuk sahibi olmak artık hayal değilmiş.
Çocuğu küçük yaşında öksüz bırakıp gitmek de artık kötü bir rüya değil.
ABD Başkanı, Arnavutluk gezisinde saatini kaptırmış.
Dünya ona kolunu kaptırdı, buna ne diyeceğiz?
Ödüllük fotoğraf
TAM yazıyı gazeteye göndermek üzereydim ki bir fotoğraf gördüm.
Radikal’de (13 Haziran).
Başbakan, yeni parti binasının önünde, aynı anda hem ileri hem geri doğru yürüyordu. Demek eklem yapısıyla kafa yapısı birbirine denk Başbakan’ımızın!
Bence ödüllük bu fotoğraf. Serdar Özsoy’u kutluyorum.