Protesto ediyorum

HER şeyi orta yerde yaşayabilir misiniz?

Özel durumlarınızın herkesçe bilinmesini ister misiniz?

Mesela, sevgilinizle evinizde geçirdiğiniz gecenin tüm detaylarından bütün Türkiye’nin haberdar olmasını?

Ne yediniz, ne giydiniz, birbirinize ne dediniz, nerede seviştiniz...

Sevgilinizle olması şart değil, yalnız geçirdiğiniz saatler için de aynı şey...

Peki çektiğiniz mesajları herkesin okumasını ister misiniz?

Sahi, kim ister gözetlenmeyi?

Bana BBG evini hatırlatmayın lütfen!

Oradakinin ‘yapay özel hayat’ olduğunu hepimiz biliyoruz. O evdeki hiç kimsenin gerçek hayatında gözetlenmek istemediğinden eminim. Onlar da çoğumuz gibi perdeleri aralık kalsa huzursuz olurlar herhalde.

Bilmiyorum, ‘Benim gizlim saklım yoktur, bütün memleket içeri buyursun’ diyen var mıdır...

Gerçi son yıllarda her şey tersine döndü. Belki benim kadar mahremiyete önem verenlerin ruh sağlığından şüphe etmeli artık. Olabilir yani.

Ama ben yine de benim gibi düşünenlerin çoğunlukta olduğuna inanıyorum.

***

Fakat istemeseniz de bir gün geliyor, her şeyiniz ortaya dökülüyor.

Sırf sevgilinizin duyacağını zannederek sarf ettiğiniz en müstehcen sözleriniz...

Geceliğinizin, iç çamaşırınızın rengi...

İnsanlar kahvelerini yudumlarken okuyorlar bunları.

‘Hop, n’oluyor!’ da diyemiyorsunuz üstelik.

Artık yaşamıyor oluyorsunuz çünkü.

Evet bir cinayet ya da intihar sonucunda ölen herkesin başına geliyor neredeyse bu dediğim.

Her gün bir örneğine rastlıyoruz gazetelerde.

Olayın aydınlatılması için bütün detaylar gerekli olabilir. Ama bunları bütün Türkiye’nin bilmesi, duyması da gerek midir?

‘Amaaan, ben benden gittikten sonra...’ diyebilirsiniz tabii.

Ben diyemem şahsen.

Ölümümden sonra da olsa hayatımın böyle afişe edilmesini hiç istemem.

Onun için bu tarz haberleri kendi çapımda protesto ediyorum, okumuyorum. Ben bilmeyeyim bari. Bir kişi bir kişidir.

MIŞ-MUŞ

Evi 4 kez soyulan gazete yöneticisine polis, ‘Siz en iyisi bir silah alın’ demiş.

Hatta eliniz değmişken biraz da devriye gezin!

*

Kültür ve Turizm Bakanı Koç, ‘110 kiloluk balerinlerimiz var’ demiş.

Sonra ağzı var diye habire konuşan bakanlarımız var.

*

Erdoğan, ‘Avrupa bizimle şaka yapmasın, konuşmaları keseriz’ demiş.

Kadir İnanır, yerini Erdoğan’a bıraktı.
Yazarın Tüm Yazıları