Karşımızdakinin kendini tarifi, bakarsınız sizin izlenimlerinize hiç uymaz.
Fiziken de aynı...
Konuşurken, gülerken yüzünüzün aldığı şekilden, mimiklerinizden, arkadan nasıl göründüğünüzden bir tek sizin haberiniz yoktur.
Gözünüzü kapatıp, tanıdıklarınızı geçirin aklınızdan bir bir... Yürürken, otururken, yemek yerken, hatta uyurken... Her hali, her açıdan gözünüzün önündedir.
Kendinizi düşünün bir de...
Bir tek ön cephe!
Aynada her sabah ne görüyorsanız, o.
Sesimize de yabancıyızdır.
Arkadaşlarınızla sohbet ederken basın teybin düğmesine... Dinleyin sonra. Tanıdık seslerin arasında bir yabancı ses gelecektir kulağınıza.
Ben bile her gün televizyonlardayım, kendimi göre göre, sesimi duya duya bir hal oldum, hala her seferinde "Bu kim?!" diye irkiliyorum.
***
Konuyu derinleştirip felsefe yapacağımı zannetmeyin. Tam tersi iyice "aşağı" inip lafı popoya getireceğim.
Kadınlar arkadan nasıl göründüklerini önemsemeye başlamışlar.
Arka deyince tabii, başrol poponun oluyor haliyle.
Neden "haliyle"?
Arka cephede en çok reytingi o alıyor çünkü.
Seyredilme oranı en yüksek bölge!
İşte bunu bildiğinden kadınlar, popo bakımına başlamışlar.
Gerçi epeydir takviyeli külotlar, kaldıran külotlu çoraplarla falan bakımı yapılmış olmasa da bakılası hale getiriliyordu popolar. Fakat yaz gelip de bikiniler giyilince kışlık poponuza aşina olanların "A, bu o mu!" demesi kaçınılmazdı.
Şimdi işte, çıplakken de dik, üstüne bir de diri ve pürüzsüz görünmesine çalışılıyormuş.
Güzellik salonlarının en yeni hizmeti buymuş.
Şöyle anlatılıyor yapılan iş:
"Kremler ve masajlar aracılığıyla vücudunuzun o bölgesini sıkıştırarak, kaldırarak, renklendirerek, nemlendirerek, gözeneklerini, tüylerini ve sivilcelerini temizleyerek plajlarda herkesin gözünü alacak biçimde cilalama!"
Ondan sonra plajlarda güvenle gezebiliyorsunuz.
"Güven" dedimse "kendinize güvenmek" anlamında. Yoksa popo fetişisti erkeğin bol olduğu plajlarda cilalı poponuzla ne kadar güvende olursunuz bilmem.