Peker ve Tuğba

Her zaman söylerim..

Fahişe olmak için bile akıl lazım diye.

Aklınız yoksa batağa saplanırsınız, varsa ömür boyu gittiğiniz her yerde "Hanımefendi" diye karşılanırsınız. Hepimizin bildiği çok "Hanımefendi" var böyle.

Türkiye’nin en iyi oyuncularından biri olacaksınız...

Bunu ortaya koymak için önünüze bir fırsat çıkacak...

Televizyonların en çok izlenen, en kaliteli dizisinde, en iyi senaristle, en kıymetli oyuncularla çalışma imkánı bulacaksınız...

Bir anda zirveye çıkacaksınız...

Sonra dilinizi tutamayacak...

Abuk sabuk konuşacak...

Cıvıtacak...

Şımaracak...

Saçmalayacaksınız...

Ve tekrar başa döneceksiniz.

Peker Açıkalın’dan söz ediyorum.

O şimdi "Avrupa Yakası’ndan ayrılmak dünyanın sonu değil!" diyebilir.

İnşallah öyledir.

*

Benzer şeyler Tuğba Özay için de söylenebilir.

Fakat bir yandan da Tuğba’nın başına devlet kuşu kondu!

Siz hiç hapisten yıkılmış, tükenmiş, vazgeçmiş çıkan birini gördünüz mü Türkiye’de?

"Çömez" girilir "ağa" çıkılır...

"Adi hırsız" girilir, "çete üyesi" çıkılır...

"Belediye başkanı" girilir, "başbakan" çıkılır...

Yazar, çizer, gazeteci, sanatçı kesimi zaten malûm... Hapse girip çıkmayanı tam olmuş sayılmaz.

"Mafya" deseniz keza...

"Aynı şey değil" demeyin.

Ha, herkes kendi çöplüğünde değer kazanır, o başka ama neticeye bakın siz. Bir katilin, köyünün kahvesinde, herkesten fazla itibar gördüğüne inanıyorum bu memlekette.

Diyeceğim, Tuğba Özay’a "Allah kurtarsın", "Geçmiş olsun" yerine "Gözün aydın", "Hayırlı olsun" falan demek daha uygun.

İnsan diyeti

Size hiçbir şey vermeyip hep alan insanlardan uzak durmak!

Tempo dergisi geçen haftaki sayısında bunun yollarını anlatıyordu. Erol Evgin kısaca "İnsan diyeti" diyormuş buna.

Düşündüm de, benim de yaptığım bu.

Hatta benimki diyet ötesi.

"Ölüm orucu" denilebilir.

Fakat bu durum biraz da kendiliğinden oluştu bende. Kendimi orucun orta yerinde buldum.

Hadi açık açık söyleyeyim, tanıdığım tanımadığım herkes bana karşı diyet uyguluyor.

Şu kalemi elime aldığım günden başlamak üzere çığ gibi büyüdü diyet yapanların sayısı.

Gerekçeler çeşit çeşit...

Kimi kendisine dokundurmuş olmamdan...

Kimi hiç dokundurmamış olmamdan...

Kimi "Ben senin bana dokundurma ihtimalini sevmedim" ruh halinden...

Kimi "Köşeli" Pakize’yi benimseyemediğinden diyette.

E, köşeden bağımsız "Sade Pakize"den hoşnut olmayanlar da var elbet...

Koyun hepsinin üstüne benim diyetimi...

Dediğim gibi "ölüm orucu" oluyor durumum.

Su niyetine bir ailem, bir-iki dostum, hepsi o.

*

Fakat memnunum.

Hakikaten hepinize tavsiye ediyorum.

Ha, enerjiniz fazlaysa, harcayacak yer bulamıyorsanız bir şey diyemem. Küsün, barışın, ağlayın, sızlayın, dayanın, katlanın, dinleyin, dinleyin, dinleyin...

Aslında diyete kalkışmak da enerji istiyor. Bana bakmayın... İşim gereği armut pişti ağzıma düştü. Fakat bir banka memuru şefine nasıl "üç beyaz" muamelesi yapsın?

Zaten derginin dediğine göre hayatınızı zorlaştıranı tamamen silip atmak değilmiş "insan diyeti"

Şunları yapacakmışsınız:


á Hoşlanmadığınız kimselerle ilişkileri minimum düzeyde tutmak

á Saygı çerçevesini aşmamak

á Kendi sınırlarının farkına varmak ve bunlara riayet etmek,

á İlişkilerde neyin yanlış gittiğini soğukkanlılıkla düşünmek

á Derdini anlatanı dinler gibi yapıp dinlememek

á Olumsuz insanların problemlerinden yıldırımları üzerinize çekmeyecek şekilde uzaklaşmak

á Tenkitçi olmamak, olumlu, hoşgörülü ama mesafeli olmak

á İnsan ilişkilerinden fazla bir şey beklememek

Bayılırım bu beylik tavsiyelere!

Ayol bunları yapabildikten sonra mesele yok ki zaten!

Bana sorarsanız, yani bu "çaktırmadan uzaklaşmak"sa, hiçbir şey yapmayıp katlanmak daha az yıpratıcı.

MIŞ MUŞ

Yalnızca Dünya değil uzay da kurumuş.

Bizde de ne ayak varmış ama!

 Hülya Avşar "Macro Star" olduğunu ilan etmiş.

TSK’nın 30 Ağustos terfi listesine bunu da ekleyin!

 Ankara’daki Mısır Büyükelçiliği çalışanları su bulamayınca toprakla aptes almışlar.

"Bölgenin lideri" konumundaki ülkeyi yakından tanımaktan memnun olmuşlardır herhalde!
Yazarın Tüm Yazıları