No keyif no problem

GAZETELERİN sağlık sayfalarında sık sık karşımıza çıkan konulardan biri de uykusuzluk. Ya da kalitesiz uyku.

Kalitesiz uyku bir nevi "varlık içerisinde yokluk" durumu oluyor. Uyku var ama yok gibi. Uyuyorsunuz ama sabah dinlenmiş değil dayak yemiş gibi kalkıyorsunuz.

Fakat çaresi yok değil. Yine gazete sayfalarında okuyoruz neler yapılması gerektiğini.

Okuyoruz da... Benim o tavsiyelerden çıkardığım netice şu: Uyumaktansa uyumamak evladır!

Mesela ne diyorlar bakın:

- Yatmadan önce bir şey yemeyin.

- Uyku öncesinde sıvı almayın.

Yani?

Yanisi şu hayattaki en büyük keyfimizden vazgeçeceğiz. Televizyonun karşısında atıştırmaktan yani. Öyle Devlet Senfoni Orkestrası’nın konserine gitmiş gibi oturacağız.

Kendini tutamayacağını düşünenler oturma odasının duvarlarına "Yiyecek içecek getirilmesi yasaktır", "Kabuklu, kabuksuz her türlü fıstık yasaktır" gibi muhtelif uyarı levhaları asabilirler!

- Yatak odasında televizyon seyretmeyin!

Nası yani?

Ayol bu memlekette yatak odasına da bir tane televizyon koymamış tek bir aile yok.

Ayrıca benim bildiğim, televizyonun, değil uyku kaçırmak, uyku ilacına eş bir etkisi vardır insan üzerinde. Televizyon seyrederken tatlı tatlı uykuya dalmamış tek bir kişi gösteremezsiniz. Bu yüzden yuvaların yıkıldığı bile oluyor hatta. "Kocam devamlı televizyon karşısında uyuyor" diye mahkemeye koşan çok kadın var.

- Alkolü sınırlayın

- Kafein tüketimini azaltın

- Egzersiz yapın

Yani "no keyif, no problem"

- Yatmadan önce stresinizi yok edin.

Oldu canım!

Zaten bu diş fırçalamak gibi bir şeydir! Çocuklarınızı küçük yaştan alıştırın!

- Stresini yok ettin mi kızım?

- Ettim anne.

Tövbe tövbe!...
Yazarın Tüm Yazıları