Neden AKP?

BİLMİYORUM haberiniz var mı, AKP bir yarışma tertiplemiş. İki A4’ü geçmeyen bir yazı kaleme alıp göndereceksiniz. Konu, ‘Neden AKP?’ Gerçi geç kaldınız, yarın son gün.

AKP de merak ediyor demek üç sene önceki teveccühün sebebini. Öyle ya, tek başına iktidar kaç partiye nasip olmuş bugüne kadar...

Gerçi uzmanlar üç senedir epey yazıp çizdiler. Analizler, sentezler yapıldı. Ama halk ne diyor acaba, o önemli.

Fakat burası Türkiye... Tayyip Erdoğan’ın yakışıklılığının etken olduğu neticesi çıkabilir ortaya. Ki ben de bir yazı yazmaya kalksam bu konuda, aklıma başka bir şey gelmeyebilir.

Ama benden biraz daha derine dalmam beklenir tabii. Nihayetinde Türkiye’nin en büyük gazetesinde bir köşe verilmiş elime. Gerçi bu yakışıklılık hadisesinin zaten en derinlerden çıktığı inancındayım. Ama çok da haksızlık etmeyeyim benim de içinde bulunduğum halkımıza... AKP’nin memleketi teslim etmek suretiyle taçlandırılmasında başka etkenler de vardır elbet. Çeşitli kesimlerin ‘sebebi taç’ını birer cümleyle özetleyecek olursak,

‘Pantolon uyduramadık bari gömlek olsun’

‘Koyunun bulunmadığı yerde keçinin durumu’

‘Ben senin türbanı çözme ihtimalini sevdim’
diyebiliriz.

***

Bu kadar lagaluga yeter.

Bendeniz hakikaten neden AKP anlamış bulunuyorum. Size de anlatayım.

Hayatımda ilk defa milletvekili gördüm karşımda... Daha önce davetlerde, yemeklerde, seçim öncesi şovlarda falan çok görmüştüm de böyle işbaşında görüşüm ilk oluyor.

İstanbul Milletvekili Mustafa Baş, oturmuş dert dinliyordu. Tesadüfen karşılaştık. Böyle sık sık seçim bölgesini dolaşırmış meğer. Şikáyetleri not alır, gerekeni yaparmış. Herhalde tek değildir Mustafa Baş...

‘Sen ilk defa gördün diye tarihte ilk midir?’
diyeceksiniz. Esnaf da ilk defa görüyormuş. En azından, dile getirdiği meselelerin hallini... Yani yanında gazetecilerle gelip, sorup gitmek, sonra da sır olmak değil yapılan.

Biz halimizi hatırımızı soran yetkili severiz. Öyle altından kalkılmayacak şikáyetlerimiz de yoktur aslında. Çoğumuz soranın sağlığına duacı oluruz, bir kısmımız da neredeyse midemizdeki gazı dile getirerek iyice bireyselleştiririz işi ki, zaten karşıdakinin yapacağı bir şey yoktur buna.

Ama neticede bire bir ilişkiyi severiz. Anlamayız öyle verilerden, rakamlardan, kişi başına düşen milli gelirlerden falan... Kadrolaşmaymış, gidişatmış... Hiç takmayız. Onlar köşe yazarlarını ilgilendirir daha çok.

Temas isteriz... Yakın temas.

AKP çözmüş bizi.

MIŞ-MUŞ

Britney Spears, karnındaki bebek için Hummer siparişi vermiş.

Bizim görgüsüzleri öpüp başımıza koyalım.

*

Batman’da geçen yıl mitingle açılan Kürtçe dil kursu talep azlığından kapanmış.

Zaten herkesin Kürtçe bilip konuştuğu bir bölgede izdiham mı bekleniyordu, onu anlamadım.
Yazarın Tüm Yazıları